Başkan Öz, “Bizim beklediğimiz gençlik, dur durak bilmeden çalışan, ama neden ve kim için çalıştığını bilen, kimseye kul köle olmayan özgür bir gençlik, şımarmayıp şükreden bir gençlik, kötü şeyler olduğunda karamsarlığa kapılmayıp Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeyen bir gençlik istiyoruz” dedi.
Başkan Öz daha sonra şunları kaydetti; “Sevgili gençler, yaşlandık, yaşlanıyoruz. Zaman bu kadar çabuk nasıl geçti, inanın, anlamadım. Ellili yaşlardayım ve il başkanıyım. Geçen yıllar gözümün önüne geldikçe hayat bizi nereden nereye getirmiş şaşırıyorum. Ünlü boksör Mike Tyson'ın o sözü geliyor aklıma, herkesin bir planı vardır; ta ki ağzına yumruğu yiyene kadar. Hayatta öyle şeyler oluyor ki yediğimiz yumrukların sayısını bile sayamıyoruz. Her defasında yeni planlar yapıyoruz ama o planların bozulması da uzun sürmüyor. Sonunda anlıyoruz ki mesele planların bozulması değil, mesele her yumruktan sonra yeni bir plan yapabilmedir. Eminim siz de şu yaşınıza kadar epey yumruk yediniz. Bazılarınız plan yapmayı bıraktı, yenildi. Bazılarınız plan yapmaya devam ediyor. Onlar yeni yumruklar yiyecekler elbette ama asla yenilmeyecekler. Bizim beklediğimiz gençlik de budur. Dur durak bilmeden çalışan, ama neden ve kim için çalıştığını bilen, kimseye kul köle olmayan özgür bir gençlik istiyoruz. İyi şeyler olduğunda, çeşitli nimetlerle nimetlendirildiğin de şımarmayıp şükreden bir gençlik; kötü şeyler olduğunda karamsarlığa kapılmayıp Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeyen bir gençlik istiyoruz. Allah aşkına söyleyin çok şey mi istiyoruz? Bakın gençlerden Elyesa Koytak isimli bir şairimiz ne diyor, ’Bir evsizle çorba içecek kadar cesur olmadığım duyulsa Ensar kız vermezdi.
En son hangi evsizle çorba içip derdini dinlediniz? Elimizde sosyal medyayı takip üzere kullandığımız telefonlar, dilimizde hiçbir yaraya merhem olmayan boş sözler, işimizde kısa yoldan köşeyi dönme sevdası olursa Ensar hangimizi damat diye, hangi kızımızı gelin diye evine alır, Evet, Ensar’dan kimse kalmadı günümüzde. Ama biz kıyası yine onlara göre yapmalıyız. Peygamber efendimize göre. ‘Onlar olsaydı nasıl hareket ederdi?’ sorusunu her daim aklımızdan ve kalbimizden geçirmeliyiz. Başka bir soru daha soralım: Kendisi de yetim olan Peygamberimiz, yetimlere bir tebessümü bile çok gördüğümüzü görse bize ne derdi? Bu sorular cevabı belli sorular. Uzun uzun tartışmaya gerek yok. Fakat uzun uzun tartışmamız gereken sorularımız da var. Güncel sorular soralım mesela: Arakan'da daha kaç kişi ölecek, kaç çocuk, kaç kadın, kaç ev, kaç köy daha yakılacak? ve ümmet ne alemde? Biz yapacaklarımızın yavaş yavaş sonuna geliyoruz.
Farkındayız, yaşlanıyoruz. Ama sahip olduğumuz gençlik de eksiklerini fark edip kendisini kemale erdirecek, hatalarını düzeltip müminlere yaraşır hayatlar sürecek karakterdedir. Her şeyini dini, vatanı, milleti uğrana feda edebilecek bir gençliktir, bunu da biliyoruz. 15 Temmuz’da genç yaşta şehit olan evlatlarımız bize Mehmet Akif’in ‘Asım’ın nesli Diyordum ya, Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek’ mısralarını hatırlatmadı mı! İşte tam da bu yüzden ne bir üzüntümüz var, ne de bir endişemiz. Fakat sizleri tanıdıkça bir ukde kalıyor içimde. Keşke sizin yaşınızda olsaydım! Ümmetin umudu olan siz gençlere sesleniyorum: Minnet size!”