İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2019'da yapılacak seçimlere ilişkin, "2019'da rakibimiz ve mücadele edeceğimiz unsur, ne muhalif partilerdir ne de rakiplerimizdir. Kendi nefsimizi eğer mağlup edebilirsek, mücadele millet nezdinde devam edecektir. Mücadele kendi içimizdedir. Kendimizi aşmak noktasındadır. Daha iyi bir noktaya gelebilme meselesidir." dedi.
Temaslarda bulunmak üzere Siirt'e gelen Soylu, beraberinde AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Ethem Sancak, AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay, İl Emniyet Müdürü Mustafa Tokyay, İl Jandarma Komutanı Albay Kemal Benek ile Vali Ali Fuat Atik'i ziyaret etti.
"BU MİLLETİN KENDİ ELBİSESİNİ BİÇME SEÇİMİ"
Soylu, ziyaretin ardından İl Kültür Merkezi'nde katıldığı AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ne zaman siyaseti bırakırsa ben de o zaman siyaseti bırakacağım." dedi.
Türkiye'nin geleceğinin 2019 seçimlerinde belirleneceğini vurgulayan Bakan Soylu, bu seçimleri, "Milletin üzerine biçilmeye çalışılan bir elbiseye, milletin kendi elbisesini biçme seçimi" olarak niteledi.
Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2019'da, sadece Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bir Cumhurbaşkanı veya bir belediye başkanı veya meclis tablosu çıkarmayacak, önümüze bir tablo ortaya koyacak. Özgür, zengin, güçlü bir Türkiye, demokrasiye sadakatiyle, hukukun üstünlüğüne ahdetmiş, gelişen, teknolojisini geliştiren, insanlarının yarına öz güvenle bakan bir Türkiye'nin adımına karar vereceğimiz bir seçimin adıdır."
"MESELE MİLLET MESELESİDİR"
Bakan Soylu, önlerine engel olarak konulmaya çalışılan başta terör, ekonomik kriz ve darbe girişimlerine rağmen hedeflerinden vazgeçmediklerini vurgulayarak, 2019'daki seçimler aşıldığı zaman Türkiye'nin bütün ülkelerin önünde saygıyla eğileceği bir konuma geleceğini bildirdi.
"Mesele sen ben meselesi değildir. Mesele millet meselesidir, biz olmak, davaya sahip çıkma meselesidir. 'Allah bizi nefsimize teslim olmaktan kurtarsın.' diye her gün dua etmeliyiz." ifadelerini kullanan Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"2019'da mücadele edeceğimiz unsur, ne muhalif partilerdir ne de rakiplerimizdir. Kendi nefsimizi eğer mağlup edebilirsek mücadele millet nezdinde devam edecektir. Mücadele kendi içimizdedir. Kendimizi aşmak noktasındadır. Daha iyi bir noktaya gelebilme meselesidir. Yoksa bugüne kadar proje üretmeyen, milletin kardeşliğine bir katkı koymayan ne Kılıçdaroğlu, ne de bu belediyeleri her biri PKK örgütüne dayanak teşkil eden belediyelerimizi onlara araç haline getiren ve bizi birbirimize düşürebilmek için başka ülkelerin maşası olmaktan hiçbir şekilde imtina etmeyen HDP rakibimiz değildir."
"İSTANBUL'A KADAR YÜRÜDÜNÜZ, TEK BİR SÖZ SÖYLEMEDİK"
Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alman Focus dergisine yaptığı açıklamayı eleştirerek, şunları kaydetti:
"Bugün Kılıçdaroğlu bir söz söylüyor, hicap duyuyorum söylemekten, utandığımı söylemek istiyorum. Türkiye'nin güvenilir bir ülke olmadığını ifade etmek istiyor. Bugün on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca Rus, Alman, İngiliz, Fransız Türkiye'ye tatil yapmak için geliyor. Türkiye güvenilir bir ülke olmadığından dolayımı geliyorlar. Bugün Antalya'daki otellerimiz yüzde yüze yakın dolulukta. Bir güven olmadığından dolayımı geliyorlar. Ne için geliyorlar? Türkiye'yi güvenilir bulduklarından dolayı geliyorlar. Ama bir muhalefet partisinin genel başkanı Alman dergisine Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığını eğer ifade ediyorsa bizi bir kaşık suda boğmak isteyenlere mazerettir. Talihsiz bir beyanattır. Çıkıp özür dilemesi gerekiyor ama dilemedi. İstanbul'a kadar yürüdünüz, tek bir söz söylemedik. Evlatlarımız, güvenlik kuvvetlerimiz etrafınızda bir tek kuş uçurtmadı. Güvensiz bir ülke olduğu için mi yürüdünüz? Çanakkale'de kamp yapacaksınız bir dağın tepesinde güvensiz bir ülke olduğu için mi bunu yapacaksınız. Siyaset yapabilirsiniz, eleştirebilirsiniz başımız üstüne. Bize kötü söyleyebilirsiniz ama milletimize ve ülkemize 'kötü' söylemeyin."
OHAL ile ilgili yapılan eleştirilere değinen Soylu, şöyle konuştu:
"Olağanüstü halden (OHAL) muzdarip olanlara, bazı iş adamlarına, entelektüel olarak kendisini ortaya koyan aydınlara söylemek istiyorum. AK Parti denilen parti aklınızdan geçirmediğiniz dönemde ve bugün konuşurken ağzınızı eğip büktüğünüz Recep Tayyip Erdoğan, aklınızdan geçirmediğiniz dönemde, bu ülkede hem de çok önemli tartışmaların yaşandığı OHAL dönemini elinin tersi ile çok kısa bir süre önce bitiren bir anlayış. Bugün OHAL'i biz keyfimizden mi yaşıyoruz. Tam bir yıldan beri bu ülke, zafiyete uğraması düşünülen güvenlik güçleri ile birlikte büyük bir mücadele ortaya koyuyor. Polisimizin, askerimizin, jandarmamızın içerisine sızdılar. Devletimizin her biriminin içerisine sızdılar. Ne yapmalıydık. İstiyorlar ki bu bu mücadeleyi tam bir şekilde gerçekleştirmeyelim. İstiyorlar ki zafiyet içerisinde olalım. Avrupa'dan ağabeyleri söylüyor. Oradan Markel söylüyor, öbür taraftan başka birisi söylüyor. Buradan koro toplu bir halde OHAL'i kaldırın diyor. Türkiye'de ilk çeyrekte büyüme yüzde 5 olmuş, OHAL'in bir zararı mı olmuş? Turizm ülkemizin her tarafında sürekli bir şekilde artıyor, sanayi endeksi yükseliyor, tüketici güven endeksi yükseliyor, işsizlik hızla iniyor. Bunların hepsi OHAL'de oldu. Hangisi ticareti engelledi, hangisi hayatın olağan akışını engelledi. Tam tersine güveni sağladı. Millet huzur buldu. Bilmenizi istiyorum, bunu söyleyenler samimiyetle söylemiyorlar. Bunu söyleyenler acaba Türkiye'yi nerede karıştırırız anlayışı ile söylüyorlar."