Erzurum, biri müdür diğeri müteahhit iki kişi yüzünden, bu kış uçaktan mahrum kalabilir!
Müteahhit kötü niyetli çıktı, DHMİ bilerek seyretti, Erzurum kaybetti!
Bu sorumsuzluğun hesabı mutlaka sorulmalıdır! Ekonomisi zaten pamuk ipliğine bağlı olan bir şehrin kaderi, halen koltuklarında ense yapan iki şuursuzun elinde oyuncak edildi.
NE OLMASI GEREKİYORDU?
Erzurum’a yaz kış ve her türlü hava şartlarında uçakların sorunsuz inip kalkabilmesi için iki şey olmazsa olmazdı. Bunlardan biri, uzunluğu yaklaşık 4 bin metre olan yeni bir pist; ikincisi de CAT diye tabir edilen pilotlara yol ve yön gösteren cihaz.
DEVLET FEDAKARLIKTAN KAÇINMADI
Devlet, “Mademki bu iki şey elzemdir, şu halde her ikisi de Erzurum’a yapılsın” dedi ve kesenin ağzını açtı. Sözkonusu cihaz Erzurum’a kuruldu, pist için de ihale yapıldı ve yer teslimi müteahhite yapıldı. İşe başlandı, pist bu yıl sonbaharda bitecek ve artık uçaklara Erzurum’a çok rahatlıkla inip kalkacaktı.
MÜTEAHHİT, “AMAN BOŞ VER” DEDİ!
Fakat işin şekli müteahhidin işe başlamasından sonra değişti. Önce ihaleyi alan ana firma kendisi yapmak yerine işi taşerona pas etti, ardından da işin takibini bıraktı. Zaman ilerledikçe bu meselelere vakıf olan insanlar baktı ki, bu gidişle bu pist bitmeyecek. Haklı olarak alarm ürettiler.
DHMİ MÜDÜRÜ, VALİYİ BİLE KANDIRDI!
Duruma Vali Okay Memiş de dahil oldu. Neredeyse her hafta ya havalanına giderek ya da ilgilileri arayarak bilgi alıyordu. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) Erzurum’da siyasi tavassutla koltuğa oturtulmuş müdürü Hanifi Fidan, her seferinde, “Efendi hiçbir sorun yok, pist sonbahara yetişecek” deyip durdu.
3 BİN 900 METRELİK PİST, 9 AYDA BİTİRİLEMEDİ!
Lakin gelin görün ki hem Vali Bey’e yalan söyleyen, hem yaptığı işe vakıf olmayan o müdür ve “ödeneklerim zamanında gelmedi” bahanesinin arkasına sığınan yüklenici firma yüzünden, pist bitirilemedi ve bir şehrin geleceği iki sorumsuz kimse yüzünden adeta karartıldı! Uzmanlar açık açık söylüyor: “Bu kış Erzurum’a ayda yılda bir uçak inerse iyi!”
TEKNİK BOYUTU ŞÖYLE
Tabii ki meselenin teknik boyutu var. Misal; mevcut piste uçaklar manuel iniş kalkış yapıyor. Yani uçağı pilot indirip kaldırıyor. Bunun için de görüş mesafesinin 3 bin 200 metre olması gerekiyor. Eğer mesafe bu ölçünün altında ise, ne Türk Hava Yolları başka merkezlerden buraya uçak kaldırıyor, ne de yanlışlıkla kalkmış ve Erzurum’a gelmişse bile pilot uçağı indiriyor. İlla da o 3 bin 200 metreyi görmesi lazım. Bu da kış sezonunda neredeyse imkansız bir durum.
UÇAK SEFERLERİ ARTIK İPTAL EDİLMEYECEKTİ
Yeni pist bitirilmiş olsaydı manzara şu olacaktı: Uçak Erzurum’a geldi, ister görüş mesafesi kısıtlı olsun hiç sorun değil. Çünkü CAT ve pist sayesinde, 170 metreye kadar düşen mesafede bile uçaklar otomatik pilot marifetiyle sorunsuzca inip kalkabilecekti. İşte o iki kişi yani müdür ve müteahhit, bu şehre öyle bir kazık attılar ki, Erzurum bu kış neredeyse uçağa hasret kalacak!
THY HEP KIZIYORUZ, AMA YA BU DHMİ’YE NE DEMELİ?
Uçak seferlerinde bir aksama olduğunda ya da bilet fiyatları uçuşa geçtiğinde haklı olarak Türk Hava Yolları’nı topa tutuyoruz. Fakat gözden kaçan çok önemli bir husus var ki o da, adını çoğu kimsenin dahi bilmediği bu DHMİ’nin sorumsuzluğu! Milletvekillerimiz şimdilik yalnızca uçak saatleriyle meşguller! Diyorlar ki özellikle Ankara’dan gündüz saatlerinde Erzurum’a uçak olsun yeter, gerisi hikaye!
TURİZM HEDEFİMİZ ARTIK HİKAYE!
Kalkınma yolunda kendisine turizmi sıklet merkezi olarak seçen Erzurum, sırf iki sorumsuz kişi yüzünden bu kış binlerce rezervasyon iptali yaşayacak; yani oteller ve turizm işletmeleri resmen şaba oturacak. Bu, siyasetin umurunda mıdır değil midir bilmiyoruz, lakin niye Erzurum günden güne mum gibi eriyip gidiyor, bu sayede daha iyi anlıyoruz.
VALİ MEMİŞ, “MUTLAKA YAPTIRIM OLACAK”
Vali Okay Memiş’le konuştum ve gelinen bu noktayı sordum. Vali Memiş, “haklısınız”dedi. “Aynen böyle oldu, pist bitirilemedi ve ilgililer her defasında bize yalan söylediler.” Vali Bey’e sorduk, “Peki bunun bir yaptırımı olmayacak mı?” Vali Okay Memiş, açık yüreklikle ve lafı eğip bükmeden cevap verdi: “Olacak elbette, o kadar ucuz değil. Kimse bir şehrin kaderiyle böyle ucuz biçimde oynayamaz.”
MİLLETVEKİLLERİ ŞİMDİLİK İZLİYORLAR!
AK Parti’li eski bir milletvekilinin torpiliyle müdür edilen bir zat, işi bilmediği için devletin valisini de kandırdı, şehrin kaderiyle de oynadı. Mevcut milletvekilleri ise, bir tane uyduruk bir mevduat fonuna harcadıkları mesainin yüzde birini bu hayati konuya ayırmadılar! Altı ayda baraj yapabilen Türkiye, 9 aydı uzunluğu dört bin metreyi dahi bilmeyen bir pisti bitiremedi, buna kargalar bile güler.