Soru sormak bir sanattır. Soru sormak; öğrenmek isteği demektir. Soru sormak düşünmek demektir.
Nerede ve hangi meslekte ve hangi yaşta olmanızın bir önemi yok. Soru sormadan hayatınızı yönlendiremezsiniz. Hayatınızda oldukça önem taşıyan sorular sorma beceriniz; size yaşadığınız hayatta önemli ipuçları sunar, hayatınıza olumlu şekiller verir.
Soru sormadan yaşamak için köle olmak gerekir, sadece soruyu köleler soramazlar!
Soru sormak, özgürlüğün, bireysel olabilmenin, kişilerin haklarını alabilmesinin anahtarıdır.
Küçüklüğümüzde ailemize, ebeveynimize, büyüklerimize soru soramadık. Okula gittik, öğretmenlerimize soru soramadık, askere gittik komutanımıza soru soramadık, işe girdik amirimize, müdürümüze soramadık! Haliyle çocuğumuzun bize soru sormasını da kabul edemedik!
Bir gün bir eğitim sırasında ABD’den gelen, bir eğitmen “Dünyada bir aptal soru vardır, nedir? Dedi, bilemedik tabii! Yanıt şuydu; “En aptal soru, sorulmamış sorudur”! O zaman aptal olmamak için sorular sormak gerekli diye düşündüm ve hayata geçirdim.
Soru sormaya başladıkça da çeşitli sıkıntılar yaşadım ancak hiç aptala yatmamış oldum. Beni kandırmaya çalışanlar kızdılar tabii ki!
Doğan Cüceloğlu’nun “Savaşçı” adlı muhteşem kitabında ABD’de alanında Nobel ödülü alan bir profesörü anlatıyor! Profesöre bu ödülü nasıl aldığını soruyorlar? Yanıt olarak; “Ödülü alan aslında annem. Her okuldan geldiğimde bana bugün öğretmenine güzel bir soru sorabildin mi diye sorardı. Ben de soru sorabilmek için çalışırdım. Oysa diğer veliler çocuklarına bugün öğretmenlerinizin sorularına güzel cevaplar verebildin mi diye sorarlardı”.
Siyasetle ilgilenen insanlara rastladığım zamanlar hep sorarım; “Şimdiye kadar bu ülke için veya bu şehir için ne yaptınız”? Bu beni hep sevimsiz yapmıştır. Çünkü soruları özgüvensiz ve korkularıyla yaşayan insanların arasında sordum.
Soru soruyorum; bu ülkeyi yönetenlere, sorular o kadar çok ki; hangisine yanıt verebilirler, bilemiyorum.
Örneğin; çalışan ve emekli maaşlarınızı hangi kriterlere göre belirlediniz? Emekli SSK/ Bağkur emeklilerini niçin memur emeklilerinden daha az zam yaptınız?
Niçin yöneticiler, emekli milletvekilleri(!) en düşük emekli aylığının on/ yirmi beş katı maaş alıyor?
Hayatımıza kendimizin yön verebilmesinin yolu; hayatımızı kaliteli yönetmeleri için desteklediklerimize soru sormak, niçin, nasıl, neden, ne kadar, ne zaman sorularına net cevabı olanları tercih etmeliyiz.
Soru soramıyorsanız; özgüveniniz, cesaretiniz yoktur, bilginiz yoktur, düşünemiyorsunuz veya karşıdan korkuyorsunuz ve daha da kötüsü çıkarlarınız var demektir!