Erzurum acı bir savaştan çıkmış yaralarını sarmakla meşguldür. 93 harbinde göç eden Erzurumlular tekrar vatanlarına dönerken tabiatın verdiği sıkıntılar, şehirde oluşan hastalıklar ve yokluklar devam ederken "Mehdi Abbas Kümbetinin" kuzeyinde bir evde ileriki yıllarda Kuran okumasıyla meşhur olacak birisi dünyaya geliyordu.
1879 yılında Mehmet Efendi ve Emine hanımın erkek çocukları doğuyor ve adını Hasan koyuyorlardı. Yıllar geçip ilerlerken Hasan önce sıbyan mektebine sonra Esat Paşa yokuşunda bulunan Merkez Rüştiyesinde okudu. Bu arada Caferiye Camii İmamı ve İbrahim Paşa Camii hatibi Kurra Hafız Mustafa Niyazi Hoca Efendiden ders almış[1], Mustafa Zihni Efendi(Yetim Hoca) den Arapça ve tecvit dersleri alarak yetişen Hasan Efendi artık "Kurra Hafız" olmuştu.
" Yetim Hoca Medresesi" Kavaflar çarşısında Memiş Ağa hanında idi. Mustafa Yetim Efendi[2] talebelerine Arapça, Farsça öğretiyor, ayrıca, fıkıh, hadis dini ilimler dersleri de yapıyordu. Genç Hasan bu yıllarda Yetim Hocanın Rahle-i Tedrisinden geçiyor böylece Kuran okuması pekişiyordu.
1904 yılında Erzurum Askeri Hastanesinde göreve başladı. Balkan Harbine ve Birinci Dünya Harbine iştirak etti. 1920 yılında evlendikten sonra Kars Müstahkem Mevki Topçu alay imamlığına yüzbaşı rütbesiyle atanmış daha sonra terfi ederek Alay Müftülüğüne getirilmiştir. Bu zaman içinde bulunduğu kıtalarda askerlere konferanslar biçiminde din dersleri anlatmış 30 yıl görev yaptıktan sonra 1934 yılında emekli olmuştur. Görevi gereği gittiği Sarıkamış, Sivas ve Edirne illerinde talebelere kuran okutmayı devam ettirmiştir. Hasan Efendi Kars'ta görevini yaparken Kars'ı ziyaret eden Atatürk'te hoca efendinin kıldırdığı Cuma namazına iştirak etmişti.
Erzurum'un işgalinden sonra Hasankale'de (şimdiki İbrahim Hakkı Hz. camisinin bulunduğu yerde ki) Kethüda mescidinde kalarak talebe okutmuş ve ramazan ayında teravih kıldırmıştır. Daha sonra Hasankale'nin ileri gelenlerinden Bayoğlu ailesi evlerini hocaya tahsis edince orada kalmaya başladı.
18 yıl bu görevde hizmet eden Hasan Efendi soyadı kanunu çıkınca Uludağ soy adını alarak "İkinci Dünya Savaşı" öncesinde emekli olup Mehdi Abbas Kümbetinin karşısında bulunan baba evine yerleşiyor, burada Kuran okutmaya ve hafızlara ve diğer talebelerine tecvit ve kıraat dersleri vermeye başlıyor vefatına kadar bu görevini sürdürüyordu.
Dönemin Erzurum Müftüsü Sadık Solakbay; emekli Alay İmamı H. Hasan Uludağ'a "Perşembe Günleri Lala Paşa Camii Şerifinde, diğer günler Şafiiler camii şerifinde şimdilik fahri olarak Kur'an-ı Kerim okutmanıza, Diyanet İşleri Riyaseti yüksek makamının 6/7/1942 tarih ve 2519 sayılı emirleri ile müsade edildiğini bildiririm. 20 Temmuz 1942" yine müftü naibliği tarafından 90 sayılı yazı ile cuma namazından önce " camiye gelen cemaate Kur'an-ı Azimü'ş-Şan tilavet olunması ve peygamberimizi öven Kaside-i Bürde'yi okuyup manasını verip açıklanması " yönünde bir yazının verildiğini öğreniyoruz[3].
Bu dönemde Hocadan ders alan talebelerinden Nusret Gedik[4] o günleri şöyle naklediyordu. "O sıralar esnaf dükkanını sabah namazından sonra açar ve kahvaltılarını herfene usulüyle dükkanlarda yaparlarmış. İşte o sıralarda Tazegüllü Fevzi Efendi[5] , Nusret Gedik'i, Tabur İmamı Kurra Hafız Hasan Efendi(Uludağ)'ın yanına götürerek Kurra hafız olmasına yardımcı olmuş. Bu ileri düzeydeki hafızlık eğitimi sırasında Müftü Solakzade de onları ara sıra dinlemeye gelirmiş. Kurra Hafız Hasan Uludağ Hoca , Nusret Gedik'i dinlerken arada bir Solakzade Hocaya dönüp "öyle değil mi Efendi Hazretleri? diye onayını almak isteyince de Solakzade Hoca da "sahib-i selahiyetsiniz (yetkili ve alanın uzmanı sizsiniz) efendim" diye cevap verirmiş. Yine Hafız Nusret Gedik'in ifadesine göre "Hasan Uludağ Hoca yanında İmam-ı Cezeri'nin kitabını taşıyor, ihtilaflı bir konu olduğunda kitaptan açıklama getiriyordu. Hocam Tabur İmamı olmak için 12 dersten imtihana girmişti"
1938-1952 yılları arasında Emir Şeyh Camisinin bitişiğindeki evinde sayıları onlarca olan Hafıza Kıraat dersi veriyor, iyi Kuran okumalarını öğretiyordu. Bu arada Tabur İmamı Hasan Uludağ'ın ünü sınırları aşmış Arabistan'dan bile öğrenciler gelip o zor şartlarda Hasan Efendiden Kıraat öğrenmişlerdi.
Bilgisine başvurduğumuz hayatta bulunan talebelerinden Hafız Yusuf Dicleli hocasını anlatırken o yılları hatırlayarak gözlerinden yaşlar akıyordu. Hafız Yusuf Dicleli "Mördülük" köyünde 1930 yılında doğmuş hafızlığını dedesinde yapmış ancak kıraat dersi almak için Hasan Efendiye gelmişti. " Derse başladıktan sonra hocamın tavsiyeleri üzerine derslerimi yapıyor kıraat ilmini hocamdan öğreniyordum. Tam bir buçuk yıl bu minval üzerinde ders aldım. Hocam önceleri kendi evindeki bir odada talebelerine ders verirken sonraları hem evinde hemde Cedit Camiinde ders vermeye devam etti. Cedit Camisinde ders verirken öğrencilerinin sayısı artmıştı".
Yine Hafız Yusuf hocasıyla ilgili anılarını anlatırken Hocam " asla okuttuğu öğrencilerinden bir şey almazdı. Sadece ikram edilenleri alırdı. Onun 30 liralık emekli maaşını ben gider alır getirip hocama verirdim. Gelen misafirlerine ikramda bulunmayı çok severdi. Kur'an okuyanlara hürmet ederdi. Arabistan'dan gelmiş bir öğrencisine Fatiha'yı okutup , gereken yerlerini düzeltmişti. Hocam tüm bu işleri yaparken disiplinden taviz vermezdi".
Başta Müftü Sakıp Efendi[6] olmak üzere; Hafız Hüseyin Esengün[7], Hafız Hasan Uludağ ve Hafız Yusuf Esengün hocalar dönemin hafızlarının yetişmesinde büyük emek sarf etmişlerdi.
Yine okuttuğu talebelerinden biride Erzurum'a askerlik için gelen Nuruosmaniye Cami imamı Hasan Akkuş idi. Hasan Akkuş askerliği süresince ders almış, "Bismillah ve Subhanekeyi" bir haftada geçebilmişti. Giderken de Hasan Efendiden icazetini almıştı.
Yetiştirdiği talebeler arasında "Hırtızlı Hafız Hoca Efendi Hafız Yusuf Dicleli, Hafız Nazif Şehitoğlu, Hafız Nusret Gedik, Hafız Nihat OLTULU, Narmanlı Cami İmamı Abdullah Hoca, Diyanet İşleri eski reisi Mehmet Nuri Yılmaz, Naim Hoca, Dursun Ali Hoca, Oltulu Hafız Nihat, Bayoğlu Sıtkı Bey"[8] vardı.
Hasan Hoca Efendinin; Alvarlı Muhammet Lütfi Efendi[9], Müftü Solakzade, Sakıp Danışman ile derin muhabbetleri vardı. Nazif Şehitoğlu Hocanın naklettiğine göre Alvarlı Efe "keşke bütün hocalar gitse de Hasan Efendiden ders alsalar iyi olur" diye ifadeleri olmuştur.
Nazif Hocanın anlattığı bir hatırası da şöyledir. "Ben hocamdan ders almaya başladıktan ve belirli bir seviyeyi yakaladıktan sonra Kurşunlu Medresesinde 10-15 tane talebeye ders vermeye başladım. Bazıları hocama durumu iletmişler ve hocam Kurşunlu Medreselerinde bir hoca talim-terbiye yaptırıyor" demişler. Hocamda "götürüp medresede ders talim ettiren hocaya verin" diyerek zarf içerisinde bir notu bana göndermiş. Zarfta "görüş teatisinde bulunabilmemiz için evime kadar zahmet etmeniz rica olunur " şeklinde bir not var idi. Hocam çok nazik ve kibar bir insandı. Ben zarfı alarak hocamın evine avdet ettiğimde kendileri bana; "Nazif ; bir hoca kurşunlu medresesinde ders talim ettiriyormuş? Haberin varmı? Diye sorunca bende gönderdikleri zarfı kendilerine takdim ettim. Bir zarfa birde bana baktılar ve ; O senmiydin. Rabbime şükürler olsun ki talebelerimin hoca olduğunu görmeyi bana nasip etti dediler.
Çöğenderli Salih Efendi, Osman Bektaş Hoca , Yunus Kaya Hoca v. b. kıymetli hocalarımızın zaman zaman kıraat dersi aldıkları, Çöğenderli Salih Efendi'nin oğlu Fakirullah Efendi tarafından ifade edilmiştir.
Salih Efe Hazretleri şöyle bir hatırasını nakletmektedir. "Bir gün dost meclisinde Müftü Solakzade Efendiye hitaben; Efendi Hazretleri , bir sure okusam da tecvitte, gramerde bir hatam varmı baksanız dedim. Müftü Solakzade Efendi; "Aman Efendim Hasan Hoca burada. Okuyun da hoca Efendide dinlesin. O burada iken bize söz düşmez" dedi. Okuduğum Fatiha suresini dinlediler ve Hasan Hoca Efendi; "7 yerde yanlış vardı" efe hazretleri dediler. Zaten okuduğum surede 7 ayetlik bir sure idi".
Hasan Efendi Hoca'ya ders için gelen hafızların, Euzu besmele ve subhaneke için günlerce gidip geldikleri Hafız Yusuf Dicleli ve Hafız Nusret Gedik tarafından ifade edilmektedir. Mehmet Kırkıncı Hoca Efendide; Hasan Hoca Efendi için "hocaların hocasıydı" ifadesini kullanmış ve Kur'an okumada üstüne yoktu demiştir.
Fetullah Gülen Hoca Efendi bir kitabında, köyümüze Kurra Hafız gelecek dediler, onu dinlemeye gittik, en büyük şansım öyle bir zatı kısa sürede olsa görmemdi derken , Mehmed Kırkıncı Hoca efendi de, Hasan Efendi'den ders almadığını, ancak sohbetlerinde bulunduğunu, derslerinin ise çok ağır olduğunu ve meşhur hafızların bile çok zorlandığını, gerçek bir Kurra hafız olduğunu belirtmiştir.
Hasan Efendi kıyafetine önem verir, sokağa ütüsüz pantolon giymeden çıkmazdı.
Arapça ve Farsça bilen 6 çocuk babası, İstiklal Madalyası sahibi olan Hasan Efendi 05. 09. 1952 tarihinde vefat etmiştir. Vefat ettiğini duyan Solakzade Müftü Efendi, Hasan Efendi Hoca'nın başında sabaha kadar beklemiş ve; bir mezarda kitapları için kazın, çünkü o kitapları ondan başkası okuyup, anlatamaz, demiş olmasına karşı kitapları Atatürk Üniversitesi Kütüphanesine bağışlanmıştır.
Erzurum Asri Mezarlığı'nda defnedilmiştir.
Not: Bu yazının hazırlamasında bizzat görüştüğüm Hafız Yusuf Dicleli Hocama, Hafız Nusret Gedikli Beyefendiye, ve topladığı bilgileri benimle paylaşan Naci Elmalıya, Ömer Özden Hocama ayrıca bilgileri aldığım torunlarına teşekkür ederim.
[1] Şeyhül Kurra Mustafa Niyazi Efendi kendisini şöyle tanımlıyor. "Ben, yoksul, boynu büyük el-Hac Mustafa oğlu Hüseyin oğlu İspir doğumlu, erzu7rmda Meskun es-Seyyid Mustafa Niyazi,dünya ve ahirette izzet ve şeref kendisine ait olan hicretinin 1319. senesinin Cumadelahır ayının başlangıcında bu icazetnameyi yazarak verdim". Mustafa Niyazi Efendi, Yeşilzade Mehmet Salih Efendinin babasıdır. Mehmet Salih Efendi Daru'l Hilafetil Aliyye mektebinde müdürlük yaptıktan sonra TBMM de Erzurum mebusluğu görevinde bulunmuştur.
[2] Aslen Rizeli olan ancak dayısının yanında Erzurum'da büyüyerek Pervizoğlu Medreselerinde okumuş,Erzurum Rüştiyesine 1871 yılında Muallim-i Sani olarak atanmış on yıl çalıştıktan sonra Memiş Ağa hanında bir medrese açmış ve dönemine damga vurmuş bir alimdir.
[3] Durmuş Aslan, Kıraat İlminde İcazetname Geleneği ve Bir İcazet Örneği, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt 2. S. 291-317
[4] Nusret Gedik hafızlığın yanında kuyumculuk da yapmış, Müftü Sakıp Efendiden, Hüseyin Esengül ve Hasan Efendiden ders almış uzun yıllar Lalapaşa Camisinde Ramazanları Hatim okumuş bir büyüğümüzdür.
[5] Tazegüllü Fevzi Efendi, çeşitli camilerde vaaz vermiş Daru'l Hilafetil Aliyye mektebinde Din İlimleri okutmuş, merkez Vaizliği yapmış son müderrislerden biridir.
[6] Zeynel Cami imamı Müderris Ali Efendinin oğludur. Yetim Hocadan ders almış 1911 yılında girdiği müderrislik imtihanını kazanmış,1917 yılında Hacı Halil Efendi Medresesine müderris olarak atanmış,1925 yılında açılan Daru'l Huffaz da 1943 yılına kadar hafız yetiştirmiş bu tarihten sonra müftü naibi olmuş 1960-1968 yılları arasında Erzurum Müftülüğü yapmıştır.
[7] 1925 yılında Gacıroğlu Medresesinde ; Sakıp Efendi ve Hüseyin efendi hafız yetiştirmeye devam ederken ilerleyen yıllarda Bakırcı Medresesine taşınmış ve 1970'lere kadar hafız yetiştirilmeye devam etmişlerdir.
[8] Rıfkı Danışman,Erzurum Müftüsü Sakıp Danışman adlı eserde Hafız İdris Saygılıoğlu'nun verdiği listeyi yayınlamıştır.
[9] Erzurum'un gönül insanı Nakşibendi şeyhi olup Yavi'de kurduğu müfrezeyle 1918 yılında Ermenilerin giriştiği Müslüman katliamını önlemiş , Alvar İmamı olarak tanınmış bir gönül insanıdır.
mrs elisha campbell smith 11 Yıl Önce
eğer bankalar veya finansal borç verenler tarafından geri çevirdi? eğer içine borcu? eğer iş için hızlı bir kredi ihtiyacım var mı? daha sonra burada bir şans; benim şirket kişisel ve işletme kredisi sunuyor bireyler, bizim faiz oranını, yıllık% 2 faiz oranı sabit bir borçlunun belirli bir zaman döneminde geri ödeme hangi. eğer ilgileniyorsanız, elisha_financehouse@admin.in.th şimdi bize i̇şte enformasyon gerekli mısınız: tam adı kredi tutarı gerekli euro, pound veya dolar: kredinin amacı: ................. kredi süresi: ................ ülke: ......................... telefon: ....................... bizim teminatsız ve güvenli kredi programları sayesinde, biz bir iş gerekebilir finansmanı her türlü sağlayabilir. biz bizim, sizin ihtiyaçlarınıza uygun değil, bizim programı tasarımı. çoğu durumda, size seçenek olduğunu göreceksiniz bankalar tarafından sunulan olmadığını. daha da durumu görüşmek üzere, uygulama için şimdi lütfen bize ulaşın mrs elisha campbell smith başkanı / yönetme
Palmiye yayınları 11 Yıl Önce
Palmiye yayınları olarak yazılarınızı makalelerinizi, denemelerinizi, romanlarınızı, hikayelerinizi, öykülerinizi, şiirlerinizi ve diğer tüm dokümanlarınızı destekli yayıncılık kapsamında kitaba dönüştürelim. SİZ YAZIN BİZ BASALIM YAYINLAYALIM. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz. İletişim bilgilerimiz: Adres: Atatürk Cad.Gül Sok. No:13/8 GÖRÜKLE/ NİLÜFER/ BURSA www.palmiyeyayinlari.com bilgi@palmiyeyayinlari.com https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari Tel: 0555 2915061-0539 3602045
fahri uludağ 11 Yıl Önce
abdurrahman hocam kaleminize sağlık.hasan efendi hocanın torunu olarak ilk defa öğrendiğim konular oldu makalenizi okuyunca. dedem hasan hoca efendinin kars'ta bulunduğu zamanlarda kendisine hediye edilmiş olan sakalı şerif yıllarca evimizde misafir edilmiş olup,sağlıklarında babam şeref uludağ ve babamın vefatından sonrada amca selami uludağ tarafından ramazan ayında çeşitli camilerde ve evde müslümanların ziyareti için açılmıştır.daha sonrada çöğenderli salih efendi hocamın büyük oğlu ismail fakirullah hoca efendiye teslim edilmiştir. allah hepsinden razı olsun.allaha emanet olun hocam.saygılarımla
Ali Korkut ULUDAĞ 11 Yıl Önce
Bize kalemle yazmayı öğrettiğin için, akılla düşünmeyi lütfettiğin için, kalp ile hissetmeyi bağışladığın için seni varlıkların adedince yüceltir tekbir ve tesbih ederiz Allah’ım .. Abdurrahman hocamızın oldukça akıcı bir üslupla ve gönül kalemiyle yazdığı bir şaheser niteliğindeki bu yazı, üstadın torunu olarak beni oldukça onurlandırmış ve var olan sorumluluklarımı da tekrar hatırlamama vesile olmuştur.. Abdurrahman hocamızın bu ameli, ona, kıymetli dedeme ve tüm inananlara Sırat köprüsünde nur olur inşallah…