Trabzonspor, Türk Futbolu’nun ihtilalcisi… İstanbul hegemonyasına son vermeyi başarmış bir Karadeniz Fırtınası… 1970’lerin kasırgası Trabzon, Ahmet Suat Özyazıcı ile elde ettiği Süper Lig Şampiyonlukları ile gönülden gönüle yayıldı. Trabzon sevgisi çığ gibi büyüdü ve 1980’lerde de Özkan Sümer ile bu sevgi tavan yaptı. Süper Ligde elde ettiği 6 şampiyonluk ve kazandığı çok sayıda Ziraat Türkiye Kupası ile Trabzonspor hakkıyla Türkiye’nin futbolda dördüncü büyüğü oldu.
Trabzonspor öylesine büyüdü ki, Anadolu’nun da futbolda yükselen en büyük değeri oldu. Anadolu devrimini ilk gerçekleştiren Trabzon, futbolda Anadolu’nun sözcüsü oldu. Anadolu Kulüpleri alacakları bir kararda ilk önce Bordo-mavililerin görüşünü alır, Trabzon camiası ne derse, neyi işaret ederse o olurdu. Trabzon aslında o kadar büyük bir kulüp ki, kanımca forması bir puandır… Sahaya bordo-mavili formayı ser ağırlığı bir puan kazandırırdı.
Dedim ya!...Trabzon büyük bir camia ve bu camia Anadolu’nun yükselen sesidir. Bursaspor, İstanbul’un üç devini geride bırakıp şampiyon olmuşsa, bu cesareti Trabzon’dan almıştır. Bundan sonra Anadolu’dan bir şampiyon çıkarsa, bunda da Trabzonspor’un cesaret abidesi olduğunu kimse inkar edemez.
Şenol Güneş, Turgay, Güngör, Necati, Bahattin, Büyük Hasan, Küçük Hasan, Ali Kemal Denizci, Hüseyin Tok, Volkan Canalioğlu, Küçük Hasan, İskender, Sinan ve daha niceleri sayesinde sempati duyduk Trabzonspora…Erzurum’un komşusu Trabzonspor’u har halde en çok da babam sayesinde sevmişimdir. Babamın Vatani görevini yerine getirdiği kenttir Trabzon… Babamın anlattıkları ile sevdim Trabzonspor’u…Ailemde ve çevremde Trabzonspor taraftarı çok olduğu için hep başarılı olmasını istemişimdir, Trabzonspor’un…
Bugün bile çok istiyorum Karadeniz Fırtınası’nın başarısını…İstanbul’un ‘şımarık devlerine’ kafa tutsun istiyorum Trabzonspor…
Evet!...Trabzon’un ilk efsanelerinden sonra 1997’de de, o hüzünlü kaçan şampiyonluk Mert Müllerli, Hamili, Ünallı, Ogünlü, Aykutlu, Sonerli, Turgutlu, Hamdili, Abdullahlı, Şotalı, Arçilli, İskenderli, Osmanlı, Orhanlı kadrosu ile son anda vermişti evinde Fenerbahçe’ye şampiyonluğu Trabzonspor…
İşte o Trabzonspor, Teknik Direktör Şenol Güneş ile bir kez daha şaha kalkmıştı, 2010 -2011 sezonunda bu kez bir kez daha Fenerbahçe’ye kaptırdı şampiyonluğu…
Sonrasında malum olay patlak verdi, 3 Temmuz şike süreci. Bu süreç sonunda bir çok badireler yaşandı ve sonunda Hukuk Fenerbahçe’nin lehine tecelli etti.
Bu süreçte de Trabzonspor’da iki başkan görev yaptı, biri Sadri Şener, diğeri İbrahim Hacıosmanoğlu… Sürecin en ateşli dönemlerinde de Hacıosmanoğlu vardı. Tecrübeli spor adamı yaptığı iddialı açıklamalarla gündeme bomba gibi düştü. ‘2010-211 sezonunun şampiyonu Trabzonspodur’ dedi. Bu sözler büyük yankı buldu. Her neyse, daha o günleri irdelemeden esas konumuza gelelim.
Zor günlerde Trabzonspor’u yönetti İbrahim Hacıosmanoğlu, kendisini bir sporsever olarak her zaman ilgi ile takip ettim. Açıklamalarını, demeçlerini dikkatlice okudum. Osmanoğlu’nun başkanlık sürecinde yaptığı en büyük yanlış malum 3 Temmuz Şike sürecine takılıp kalmasıydı. İşte benim itirazımda buradan başlıyor. 2011 yılından beri uzun bir süreç geçti, şayet Trabzonspor o malum sürece takılıp kalmasaydı, belki şimdi birkaç şampiyonluk sevinci yaşayabilirdi. Çünkü Selçuk, İnan, Burak Yılmaz gibi yıldızlar Trabzon’daydı ve bir şampiyonluk halinde bu yıldızlar kadroda tutulabilirdi.
Evet!...Malum süreç Fenerbahçe’den çok Trabzonspor’u yıprattı. Fırtına büyüklüğünden bir şey kaybetmedi, ama gücünden güç kaybetti. Hacıosmanoğlu, takdir ettiğim ve sevdiğim bir spor adamı, ama hep suni gündemlerle uğraştı. Trabzon’un hakkını korumak ve Trabzon’a halel getirmemek tüm Trabzonluların görevidir. Buna eyvallah! Ama Trabzon güçlenerek çıkabileceği bir süreçten maalesef üzülerek belirteyim ki, kan ve güç kaybederek geçirdi, malum süreci…
Eğer o süreç Fırtına’nın lehine işleseydi, İbrahim Hacıosmanoğlu da bir kahraman olacaktı, fakat nasip olmadı.
Sonunda Trabzonspor hafta sonunda bir kongre yaptı, dillere destan… Tam üç başkan adayı demokratik ölçüler içerisinde yarıştı. Hacıosmanoğlu, büyük bir oy kaybı yaşarken, Muharrem Usta, Celil Hekimoğlu karşısında 12 oy farkla zafere ulaştı. İnşallah bir gün Trabzonspor’u da zafere ulaştırır. Şimdiden kendisine ve yönetimine başarılar diliyorum, hayırlı olsun zaferi…
Dedimya!... İbrahim Hacıosmanoğlu’na saygım sonsuz, dik duruşu ve vizyonu var, ama malum süreci hüsranla bitirdiği için kendi de kaybetti. Yoksa İstanbul kulüplerinin bile iştahını kabartan Oscar Cardozo’yu, Mbia’yı ve Marco Marin gibi yıldızları Trabzonspor’a kazandıran başkan olarak da tarih sayfalarındaki yerini alacaktır Hacıosmanoğlu…