Vedat REFAYELİ
Sahada olmamıza rağmen zaman zaman Erzurum’un gündeminde olan isimler, insanlar, kurumlar, kuruluşlar olur ama herkes zanneder hepsini bilir, tanırız.
Yok işte.
Onca yıl sahada kalmış olmama rağmen girmediğim, bilmediğim kurum yok ama kişiler yok değil.
Bu kişilerden biriydi Sururi Akgün.
Çeşitli zamanlarda adı gündeme gelen bu işinsanı ile o kadar zaman geçti hiç yolum kesişmedi.
Turizm ve inşaat gibi lokomotif sektörlerden tanınan Sururi Akgün ile tanışmam daha yeni oldu.
Aynı yaşta olmamıza da ayrıca sevindim.
Burnundan kıl aldırmayan bir tip olabilir diye düşünmüştüm ama öyle biri de değilmiş.
Hatta hiç değilmiş.
Adını çok duymuşluğuma rağmen bir türlü görmemişliğimin olduğu bu insanı ben öteden beri de gıyabında tanır ve severdim.
Özellikle inşaat alanında çok farkındalık oluşturan bir isimdir Sururi Akgün.
Yaptığı eserler herkesin malumu, onu anlatmaya, bir de buradan övmeye gerek yok.
Dili varsa dilceği de olan biri.
Tanıştığımda da işinde gücünde görüyorum onu.
Öyle bir çokları gibi ağzı gözü de oynamıyor.
İstikrar abidesi adam.
Az adamlardan.
Öne çıkayım, beni tanısınlar diyen bir tip asla değil.
Öyle olsa şimdiye kadar illa ki tanırdım.
En çok da uslübuna, duruşuna bayıldım.
‘’Benim iki rol modelim var. Biri Atatürk, diğeri de dedemdir’’ dedi ki, sadece onu daha çok sevmekle kalmıyor, onunla aynı şehirde yaşadığım için mutlu oluyorum, şanslı olduğumu düşünüyorum.