DOĞUTÜRK
2015-01-01 00:58:06

YÜZ YILLIK ACIYI ANLAMAK İSTER MİSİNİZ

Abdurrahman ZEYNAL

a.zeynal@hotmail.com 01 Ocak 2015, 00:58

"Allahu Ekber Dağlarında" askerlerimiz Ruslarla savaşırken bir tarafta soğuk, beri tarafta bit, pire...
On binlerce Mehmetçik şehit, yetmedi yüz binlerce "Müslüman Türk" kışın dondurucu soğuklarında yerinden yurdundan çıkarak muhacir olmuş..
İşte böyle bir göç manzarasını gören "Şevket Süreyya Aydemir" olayı nakleder. Acıklımı acıklı..
Şevket Süreyya " Ninenin ,dertler,ızdıraplar haykıran sesi yavaş yavaş hafifledi.Musikisinin sonu, gittikçe sönen hıçkırıklar oldu. Başı göğsüne düştü. Sonra yüzünü elleriyle kapadı. Ve sessiz sarsıntılar bir süre daha devam etti. Erzurum taraflarından geliyorlardı. Nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Ölse bunu cana minnet sayacaklar. Çocuklar kaybolmuştu. Yakınlar dağılmıştı. Fakat kendileri daha yaşıyorlardı işte...
"İhtiyar erkek bize önce, her göçmenin her yeni gelen yolcudan sorduğu haberleri sordu. Sonra daha başka sualler sıraladı:
-Nirden gelirsiz oğul?
-İstanbul'dan...
-Erzurim'u görmişsüz?
-Yok...
O zaman başını iki tarafa uzun uzun salladı:
-Nediyim oğul, nediyim?
"İhtiyar, Erzurum'u görmedikten sonra, İstanbul'dan olmanın önemsizliğini, Erzurumlu olmayanlara orayı anlatmanın imkansızlığını, bu çaresizlik ifadeleri ile belirtmeye çalışıyordu.
Bende sordum:
-Erzurum da bura gibi çamlık mı, meşelik mi?
-Yoh (yok).
-Dağlık mı ,bahçelik mi?
-Yoh...
-Camileri, çarşıları çok güzel mi ola?
-Nediyim oğul, nediyim?...
-Havası,suyu acep İstanbul'un gibi mi?
-İstanbul'un sözü mü olur oğul, Erzurum'un yanında ...
Ve başını iki tarafa uzun uzun salladı...
"Bir toprağa bu kadar bağlı olanlar bir gün oradan koparlarsa, onların acısını anlatacak hakikaten söz bulunmaz. Nine makamla ağlar ve ihtiyar başını iki tarafa sallarken, ben onların acılarını iyi anlıyorum"
Peki, Şevket Süreyya acıyı anladı ya siz yüz yıl sonra bu Erzurumlu Müslüman Türkün acısını anlayabiliyor musunuz?
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.