Türk ticari hayatında mal alış verişi yapan, üretimde bulunan kişi veya kişiler bu faaliyetlerini bir şirket yapısı üzerinden gerçekleştirmektedirler. Buna göre bu kişi veya kişilerin şirket türlerinden birini seçmeleri gerekmektedir.
Bu noktada kişisel şahıs şirketi ile kurumsal şirket arasında tercih yapılması söz konusudur. Bu yazımızda kanaatimize göre kurumsal şirket kurmanın avantajlı olacağından hareketle anonim şirket ile limited şirket arasında tercih yapılması hususunda durum değerlendirmesi yapmaya çalışacağız. Yalnız belirtmek gerekir ki bu konu yalnızca işverenleri değil aynı zamanda ortak olanlar, emekli olup pay sahibi olanların SGK ve benzeri durumları hakkında da önem arz etmektedir.
Yazı da yalnızca yeni şirket kuracaklar için değil aynı zamanda mevcut şirket yapılarını değiştirmek isteyenlere de bir fikir vermeyi amaçlıyorum. Bu hususta yeni Türk Ticaret Kanununun ana mevzuatı oluşturduğunu işaret etmekte fayda var. Yani daha detaylı bilgi edinmek isteyenler için temel yasal mevzuat 2011 yılında kabul edilen 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunudur.
Yazımızda anonim ve limited şirketlerin;
- Ortak sayılarından,
- Sermaye ve pay senetlerinden,
- Pay devri ve yönetimine ilişkin bilgilerden,
- Emeklilerin ortaklık durumundan,
- SGK’ya dair prim vb hususlardan,
- Temsilci ve denetim mekanizmalarından,
- Pay devri halinde vergiye tabi olup olmadıklarından,
- Ve ortakların devlete olan parasal borçlarının sorumluluklarından bahsedilecektir.
Sırasıyla bakıldığında;
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile hem limited hem de anonim şirketler yalnızca tek kişi ile kurulabilmektedirler. Fakat burada ikisi arasında temel bir fark var; limited şirketlerde ortak sayısı 50'yi geçemezken, anonim şirketlerde ise böyle bir sınırlama bulunmamaktadır.
Şirket kurmak için bir sermaye gerektiği herkesin malumudur. Buna göre Limited şirket kurmak için 10 bin TL sermaye gerekirken, anonim şirketler için 50 bin TL olarak bir alt sınır belirlenmiştir. Bunun yanı sıra artık hem limited hem de anonim şirketlerin pay senedi çıkarabildiğini de belirtmek gerekir. Fakat ufak bir detaya dikkat etmek gerekir ki o da limited şirketlerin hamiline pay senedi çıkarma imkanı bulunmamaktadır.
Bununla birlikte anonim şirketler için avantaj olarak görülebilecek bir diğer husus ise halka açılabilmek ve borç para bulmak. Burada anonim şirketlerin halka açılmasının ve borç para bulabilmek için tahvil çıkarabilmesinin mümkün olduğunu görebiliyoruz. Fakat limited şirketlere böyle bir avantaj getirilmediğini söylemek mümkün değildir.
Pay senedi devrinde ise pay devrine ilişkin yazılı sözleşmenin hazırlanması, bu sözleşmenin noterce onaylanması, pay devrinin şirket genel kurulunca tasdiki, ticaret siciline tescili, devrin şirket pay defterine kayıt edilmesi limited şirket için önemli ve kanunen kaçınılmazdır. Fakat bu durum anonim şirketler için daha kolay hale getirilmiş bulunmaktadır. Şöyle ki ana sözleşmede aksi bir hüküm bulunmuyorsa ortak hissesini hisse devri sözleşmesi ile devredebilmekte ve bunun içinde noter gerekmemektedir.
Anonim ve limited şirketlerde yönetimin müdüre devri veya yönetim için müdür atanması oldukça önem arz etmektedir. Bu hususta limited şirketlerde ortaklardan en az birinin müdür olması şart koşulmuştur. Fakat anonim şirketlere bu tür bir zorunluluk getirilmemiştir.
Emeklilerin ortak olmalarına ilişkin bir hususu burada belirtmek gerekir. Çünkü eğer limited şirket ortağı bir emekli iseniz SGK sizin aylıklarınızdan sosyal güvenlik destekleme primi kesintisi yapmaktadır. Anonim şirkette ise emekliler için böyle bir kesinti söz konusu olmamaktadır. Yani anonim şirketin emekliler konusunda da bir avantajı bulunmaktadır.
Hükümet komiseri denilen Bakanlık Temsilcileri limited şirketlerin genel kurul toplantılarına zorunlu tutulmazken anonim şirket genel kurullarında alınacak kararın özelliğine göre bazı durumlarda hükümet komiseri bulunması zorunlu tutulmuştur.
Ayrıca limited şirketler eğer bağımsız denetim kapsamına girmiyor ise bağımsız denetime tabi olmamaktadırlar. Fakat anonim şirketler her ne durumda olurlarsa olsunlar denetime tabi tutulmaktadırlar.
Önemli bir husus ise bir limited veya anonim şirketin payına sahipseniz ve bu payı devretmek istiyorsanız vergi ödeyecekmisiniz? İşte bu konuda Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80. Maddesine bakmak gerekmektedir.
Önemli bir husus ise bir limited veya anonim şirketin payına sahipseniz ve bu payı devretmek istiyorsanız vergi ödeyecekmisiniz? İşte bu konuda Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80. Maddesine bakmak gerekmektedir.
Bu maddeye göre 2 yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetlerinin elde çıkarılmasında vergileme bulunmamaktadır. Buna karşılık ortaklık haklarının veya ortaklık hisselerinin elden çıkarılması her şartta vergilemeye tabi tutulmuştur.
Bakıldığında 2 yıldan fazla elde tutulan anonim şirket pay senetleri elden çıkarılıyorsa vergi ödenmeyecektir. Fakat limited şirketlerde ise bu durum için vergi ödenmeyeceği söylenemez. Çünkü limited şirketin pay senetlerinin hukuksal yapısı anonim şirketlerine benzemediğinden limited şirketlerde pay senetlerinin 2 yıldan sonra elden çıkarılması halinde vergiye tabi tutulması mümkündür. Bu limited şirketin iç yapısal durumu ve vergi kanunları karşısındaki pozisyonu ile ilgili bir husustur. Kanaatimizce anonim şirketler bu konuda kesinlikle vergilemeye tabi tutulmazken limited şirketlerde böyle bir avantaj bulunmamaktadır.
Devlete karşı kamusal borçlarda limited şirketin ortaklar açısından bir avantajı bulunmamaktadır. Çünkü kanuna göre eğer limited şirket ortağı iseniz ve limited şirketinizin devlete bir borcu varsa ve aynı zamanda bu borcu devlet limited şirketten alamıyorsa o zaman devlet kendi alacağı için ortakların sermaye hisseleri oranında şahsi mal varlıklarına giderek kamu borcunu isteyebilmektedir. Kısacası limited şirket ortağı iseniz ve şirketinizi vergi ve benzeri borcu varsa ve o borcu şirket ödeyemiyorsa evinize haciz ve benzeri uygulamalar yapılabilir.
Fakat vergi ve benzeri borçlar için anonim şirketi ortağı iseniz mal varlığınızla birlikte devlete şahsi olarak borçlu görünmüyorsunuz. Burada anonim şirketin vergi ve benzeri borçları bakımından ortaklara önemli bir avantaj sağladığını söylemek gerekir. Anonim şirketlerde ortağın en önemli borcu sermaye borcudur. Eğer kişi sermaye borcunu ödemişse devlete karşı vergi ve benzeri borçlardan kesinlikle sorumlu tutulmuyor. Bu hususta anonim şirketin kanuni temsilci veya temsilcilerinin sorumlu tutulduklarını söylemek gerekir.
Görülmektedir ki ekonomi faaliyette bulunan esnaf ve tüccarların anonim şirket kurmaları daha avantajlıdır. Elbette yapılan işe göre şirket yapısını herkes kendisi belirleyecektir. Fakat yukarıda sıralanan hususlara bakıldığında limited şirket mi yoksa anonim şirket mi tercih edilmeli sorusunun cevabı anonim şirket gibi görünmektedir.
Ayrıca Yeni Türk Ticaret Kanunu ile yazının konusu olan şirketler hakkında Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç.Dr. Metin İKİZLER beyefendi ve Y. Doç.Dr. Mustafa YASAN beyefendide kişisel olarak uzmanlık alanları itibariyle danışılabilecek ve fikir alınabilecek başlıca kişi olarak bölgemizde bir değerdir.
eğerli hocam yazının sonunda isimlerden bahsetmişsin, onlara ulaşmamız mümkün mü? ayrıca ticaret odası neden bizlere bu konuları anlattırmıyor?