“Aslan yattığı yerden bellidir”. İnsan ise Yatmadığı Yerden!

Eğer iyi bir gözlemciyseniz ki bu gördüklerinizi değerlendirebilmekle alakalıdır! Bu da bilgiyle iç içe girmiş bir iştir. Günlük sokak hayvanlarına bakarak, onların temizlik konusundaki titizliklerini gözlemleyebilirsiniz! Mesela kedi; boş vakitlerinde yalanarak vücut temizliği yapar. Dışkısını yapacağı zaman, eşinir, yapar ve üstünü kapatır. Bu kedi, biz insanız!

Yaban hayvanları da yavrularını ve kendisini temizler. Bir yaban hayvanının vücuduna dikkat edin, mesela bir leoparın, aslanın veya kaplanın veya herhangi bir kuşun; üstünde kurumuş bir dışkı izi yoktur.

Evcil hayvanlarda görebilirsiniz, onlar da demek insanoğlunu modellemişler(!)

Araçtan, trenden, balkondan veya sokaktan geçerken yerlere niye çöp atarız; bunu mesela bir kediye sorabilsek; bize ne söylerdi; acaba? Yere atabileceğimiz tek şey; yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini, bahçelere, boş arazilere atabiliriz!

Gittiğimiz pikniklerde yerlere çöp, atık atmamızın nasıl bir izahı olabilir ki? Bizim kuşak okulda yerlere çöp atılmamasıyla ilgili mutlaka öğretmenlerinden öğüt almışlardır. Sonraki gelenler öğüt mü almadılar, yaksa öğütleri mi tutamadılar?

Denizlerdeki, akarsulardaki göllerdeki kirlenmelerin sebebi, devletin denetim sisteminin olmaması veya var olanın çalışamamasıdır, net! Yıllardır, hep çevreciler, akademisyenler anlatırlar, izah ederler, itiraz eder, şikâyet ederler ama nafile; sistem işlemez! Ve yine yıllardır, fabrika atıkları, kanalizasyonlar sulara akıtıldı ve sonra ortaya korkunç kirlilikler çıkınca da şaşırıyor ve mücadeleye başlıyoruz, gündemden düşene kadar tabii ki!

Herkesin hassasiyeti entellik yüzdesine göre değişir elbette! Vurdumduymaz, elindeki çöpü bulduğu en yakın yere atan, kirden, kokudan, rahatsız olmayan şahsa çevreden söz etseniz ne değişecek?

Seyahati seven birisi olarak son iki haftada iki seyahatim oldu, YHT ile gidip döndüm, hız harika, personel şahane, zamanlama biraz aksayabiliyor, gel gör ki; yüksek sesle konuşmalar, yerlerdeki dökülmüş yiyecek izleri, halılardaki, koltuklardaki lekeler, inmeye yakın koltuklara bırakılan atıklar (pet su şişeleri) rahatsız edici. Belki de daha çok uyarılar yapmak için personele ihtiyaç var, bilemiyorum.

Çevrede oluşan kirlilik, temiz olmayan çevre, temiz olmayan vücutlar, temiz olmayan yiyecekler, ses ve gürültü kirlilikleri hayatı son derece olumsuz etkiliyor, başta kanser olmak üzere birçok çeşitli enfeksiyonlara, işitme kayıplarına, salgınlara neden oluyor!

Herkes kendi eşinden, dostundan, ailesinden ve kendisinden başlayarak çevre hakkında bilinç ve sorumluluk oluşturmalıdır. Yoksa kirden, kirlilikten, hastalılardan kurtulamayız.