Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi İntaniye Servisi!

Dile kolay, tamı tamına 5 sene hastanelerde geçen bir süreç... 
Eski ismiyle Aziziye Araştırma Hastanesi, Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesi, Palandöken Devlet Hastanesi, Şifa Hastanesi ve Yakutiye Araştırma Hastanesi Kardiyoloji hastanesi ile birlikte son 14 günlük Yakutiye Araştırma Hastanesi İntaniye servisi.
Araştırmalarım sonucunda intaniye servisinde yatan hastalar KKKA,  Enfeksiyon, Bağışıklık, İmmünite, Dizanteri, Çiçek hastalığı, Kuşpalazı, Difteri, Grip, Sarılık, İshal, Kabakulak, Kuduz, Mantar, Şarbon, Tenya, Tifo, Tetanoz, Uyuz, Veba, Zona hastalıklara enfeksiyon hastalıkları bölümü bakıyor... Buraya kadar her şey güzel...
İntaniye servisine babamı yatırdığım ilk gün servisteki burnuma gelen o rahatsız edici koku ve dikkatimi çeken tüm hasta odamarının kapılarının kapalı olması...
Bir bayan asistanın gelerek babam hakkında çeşitli soruların sorması ile birlikte intaniye servisindeki korku dolu maceranın başlangıcı ile birlikte tedirginlik dolu saatlerin başlaması...
İlk günün gecesi hemşireye sordum?  neden diğer odaların kapıları kapalı sarılık, KKKA ve diğer enfeksiyon rahatsızlıkları olan hastalar var dedikten sonra bizim kapımız açık o halde bizi neden uyarmadınız diye sordum bilmem dedikten sonra içime bir ürperti bir tiksindi girdi... 
Bize söylenilen babamın diğer rahatsızlıkları yanında böbreklerinde oluşan iltihap için intaniye servisinde gittiğimizdi...
Buraya kadar iyi de ağır enfeksiyon hastalıkları olanlar ile hepimiz bir arada yatıyoruz ve servis kontrolsüz giriş ve çıkışlar... 
Birkaç gün sonra karşımızdaki ağır enfeksiyon hastasının odasında hasta bakıcıların maskeli ve eldivenlerle  sadece deterjanla yüzeysel olarak temizlik yaptıklarını gördüm. 
4. Günümüzde  ise ilk gün babama gelip sorular soran asistan doktorun yanına giderek babam hakkında bilgi almak istediğimi belirttim. Ama kendisinin babama bakmadığını söyleyerek beni başından savmak istedi. Ben de kimin baktığını sorduğumda erkek doktor ismi verdi. Diğer doktorların yanına gittiğimde onlar da bakmadığını söylediler tekrar beni o bayan doktora yönlendirdiler. 
Neyse ki sonunda kabul edebildi kendisinin baktığını ve sırası ile sorularıma yarım yamalak cevap verebildi.
5. günümüzde ise bölüm başkanı Mehmet BARLAK ve asistanları ile birlikte vizite geldiler Bölüm başkanı il dışında olduğundan ilk defa babamı kontrol ediyordu. Babam da hafıza kaybı ve unutkanlık olduğunu söyledim Bölüm Başkanı Mehmet BARLAK o bayan asistan doktora dönerek hasta büyük ıdrara çıkıp çıkmadığını sordu o da çıktığını söyledi. (Hastamızı günlük kontrol de tutuyor ya güya ) bayan asistan çıktığını söyledi, ben de bu servise yatmış yatalı babamın ıdrara çıkmadığını söyledim. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet BARLAK asistanına dönerek en son hastayı ne zaman kontrol ettiğini sordu bayan asistan doktor kahkahalarla  cevap verdi. Mehmet Barlak'ın asistanına sinirlendiğini düşünürken kahkaha tufanına kendisininde karıştığını gördüm. Ne kadar lakayt ve disiplinsiz bir servise geldiğimi bir kez daha anladım. 
Ben gene ara sıra bayan asistana babam hakkında sorular soruyordum  ve her defasında bana durumunun iyi olmadığını söylüyordu. 
Ben ara sıra odamızı dezenfekte ediyordum ama deterjanla  değil, dezenfektanla... Ama ortam dezenfektanı yapamıyordum, çünkü hastam yatıyordu.
Son  13.  güne geldiğimizde Cuma günü taburcu edeceklerini söylediler ama bu arada babam o servisi girmiş gireli her gün daha kötüye gidiyordu.
En son 07 HAZİRAN 2013 geldiği günün sabah babam artık koparken konuşmuyordu taburcu işlemlerini yaparken adını bilmediğim o serviste çalışan bayan doktora sordum... "Hocam siz burayı nasıl dezenfektan yapıyorsunuz?" Hoca, "temizlik malzemeleri ile" dedi. Ben de, "nasıl olur." dedim, koskoca intaniye servisi sadece temizlik malzemesi ile mi dezenfektan yapıyor. "Evet" dedi. 
"İyi de yüzeyler tamam diyelim ya ortam dezenfektanını nasıl sağlıyorsunuz" dedim, Bir şey yapmadıklarını söyledi. Ben de bir dezenfektan ismi verdim kendisine bu hidrojen peroksit le ortam dezenfektanının sağlaması gerekmiyor mu dedim evet dedi neden yap mıyorsunuz dediğimde ise aldığım cevap çok ilginçti idare pahalı bulduğundan almıyor düşündüm biran insan sağlığından daha mı  pahalıydı dedim makinesi toplamda 350 tl ile 500 tl arasında değişiyor bir litre ilaç ise topu topu 35 tl bir litre ilaç ile buradaki bütün hasta kovuşları en az 2 defa dezenfektan yapılır dedim kendisinin yapabileceği bir şeyi olmadığını söyleyerek yanımdan ayrıldı.
İşin en ilginç tarafı Taburcu edilen hasta evinde ayakta veya iyi bir şekilde gider oysaki biz hastamızı eve ambulansla götürüyoruz. 
Ve taburcu ettiğimiz hasta babamızı gece saat 21:55'te ise Hakkın rahmetine nail oluyor.
İntaniye servisi ve bölüm başkanı olan Prof. Dr. Mehmet BARLAK geçen bir tv de KKKA hastalıları hakkında bilgi veriyorken dikkatimi çekti intaniye servisinin  standartların üstünde hizmet verdiklerini belirtiyordu?
Babasını kaybetmiş bir hasta yakını olarak soruyorum?
Böbrek iltihabı olan ve vücut direnci düşük olan bir hastanın KKKA hastalarının yanında  sarılık hastası olan hastalar ile aynı serviste yatmaları doğru mu?
Bu riski nasıl göz önüne alabiliyorsunuz?
İntaniye servisindeki sadece yatan hastalar değil, aynı zamanda hasta yakınları da risk altında değil mi ?
İntaniye servisindeki girer girmez alınan o koku nereden geliyor?
Bu hastanenin başhekimi ve yönetimi nerede ve ne iş yapar ?
Standartların üstünde hizmet veren bir servis neden dezenfektan kullanmaz sadece temizlik malzemeleri ile dezenfektan yapılır?
Şimdi tüm hastane idaresine  Bu mu sizin standartların üstündeki hizmet anlayışınız ?
Bunun hesabını kim soracak?
Sizin için bir insanın değeri  hem maddi hem de manevi değeri ne kadar ?