El insaf minel vicdan; Çuvaldızı başkasına, iğneyi kendine batır atasözümüze rağmen maşallah her ikisini de başkasına batırmada pekte mahiriz.
Devlet ve Millet olabilme hasletlerini, değerlerini, onur ve haysiyetini, yaşamlarına ve şahsiyetlerine tanzim edememiş olanların;
Sırf siyasi paye ve köşe kapmaca adına şahsi ve siyasi hükmü şahsiyetleri oranında ve üzerinden; Devletin hükmü onurunu ve haysiyetini yerle bir edercesine, bütün dünya kamuoyu nezdinde sanal, görsel, yazılı ve sosyal medyadan bir çuvaldız ve iğne batırma işi hep başkasının ekseninde futursuzca, saygısızca, insafsızca almış başını gidiyor.
Aslında büyük meseleleri kişiselleştirip ve siyasallaştırarak, kısırlaştırdığımızın, siyasi ve kişisel menfaat elde edebilmek uğruna aslında ne pahasına olursa olsun ayakta kalması gereken tek mefhum olan Türk Devletinin temellerini ve değerlerini sarsmaktan öteye geçemeyişimiz iğnesini maalesef kendimize batıramıyoruz.
Osmanlı Devletinin, duraklama döneminden başlayıp, batılılaşma hareketleri ile devam edip, yıkılışı ile zirve yapan, ihmaller, ihanetler, yanlışlar, hatalar silsilesinin ışığında başlayan mahkumiyet ve mecburiyet sürecimiz, maalesef;
Osmanlının bakiyesi üzerinde, yeniden bir dirilişini ve kurtuluşunu sembolen kurulmaya çalışılan Türkiye Cumhuriyeti’ benzer mahkumiyet ve mecburiyet eşliğinde, kurtuluşu ve kuruluşu sağlanabilmiş,
Asırları temsil eden ihmal, ihanet ve yanlışlardan ders çıkarıp; Cumhuriyeti ve İstikbali milli, manevi,akli ve ilmi sağlam temeller üzerinde inşaa etme azmi ve iradesi, zamanla güçlü ve muasır batıya kuyrukluk etme zilletine dönüşmüş ve bu makus talih günümüze kadar maalesef ki devam etmiştir.
Yaklaşık 4 asırlık bir ihmaller,ihanetler ve yanlışlar silsilesinin bedellerini, kuruluştan günümüze, istiklal ve istikbal mücadelemiz.! Bir mahkumiyet ve mecburiyetin kıskacında hala daha sağlanamamış olması sadece, Osmanlıdan günümüze bizi yönetenlerin suçu, günahı değil topyekün Türk milletinin vicdan yarası ve karasıdır.
Ve bu kez iğneyi değil çuvaldızı bizi titretip kendimize getirecek şiddetle kendimize batırabilmemizde bir vicdan ve haysiyet nişanesidir.
Şüphesiz Devlet en büyük beşeri güçtür.! Lakin Devletini güçlü ve bağımsız kılan yegane güç ise; İnsandır.! Ve lakin gücü sağlayan ve ikame eden ise, bilgili, kültürlü, aklı ve ilmi rehber edinen, inanç ve değerleri ile bütünleşebilen, her nevi ihtiyacını üretebilen, kendi problemlerini, kendi iradesi ve potansiyeli ile çözebilen Milli İnsandır; En büyük güçtür ve bu güce sahip devlet’te güçlüdür, özgürdür, bağımsızdır gerisi hikayedir.
Şahsi ve siyasi menfaatin amaç olduğu toplumlarda, o toplumun yaşam ve varlık sebebi, istikbalinin ve istiklalinin yegane belirleyicisi; Eğitim, bilim, adalet de maalesef söz konusu menfaatlere araç niteliği taşıdığı müddetçe ideal insan ve devlet gücüne ulaşabilmekte eşyanın tabiatına aykırıdır.
Velhasıl kendi ihtiyacını karşılayabilecek, kendi problemini çözebilecek, nitelikli ve üretken kendi milli insanını yetiştiremeyen toplumlar;
Ne kendi ilacını, gıdasını, silahını velhasıl maddi ve manevi her nevi ihtiyacını üretebilir, ne de kendi iradesi ve potansiyeli ile çağın problemlerine çözüm bulabilir,
Hazıra alışmış, tüketimde ölçü ve sınır tanımamış, üretimde montaj sınai hamleler ile üretenlere mahkum ve mecbur kalmış, eğitim, bilim, kültür ve adalette hep sınıfta kalmış lakin ölmeye ve öldürmeye susamış,
Kendi kendine yetemeyen, kendi ihtiyacına tembel, toplumsal ve milli kimliği değişmiş, öz varlığına ve potansiyeline yabancılaşmış toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra şahsiyetlerini nihayetinde istiklal ve istikballerini kaybeder.
Bu mukadderata sürüklenmiş toplumların gözümüzün önünde çok ağır bedellerini ödediği ve bu bedellerin bizlere de fazlası ile sirayet ettiği günümüzde,
Kolaycılığa, fırsatçılığa, vurdumduymazlığa, nemelazımcılığa yeltenip, çuvaldızı, basiretsizliği, hatayı, yanlışı, sadece yönetenlere saplayıp, top bize gediğinde, mücadeleyi taca atmak,
Devleti ve Milleti zaafiyete sürükleyecek, yönetenleri ise güçlü ve üretebilen devletlere ve milletlere karşı ise hep mahkum ve mecbur bırakacak ve bu hazin mukadderatın dünyevi ve uhrevi vebal ve günahına bizleri de payende edecektir.
Ayinesi Devlet’tir.! İnsanın.! Vesselam.
Selam saygı dua…