Cengiz DURULAR

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 34 yıllık gizli itirafı öğrenim gördüğü okul olan Atatürk Üniversitesi’nde açıkladı. Bir dizi gezi ve incelemede bulunmak üzere kente gelen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, mezun olduğu İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde yaptığı konuşmada, öğrenci boykotuna katıldığını, puan sistemindeki adaletsiz yaklaşım nedeniyle bir hafta boykot yaptığını kaydetti. Bakan Dinçer, Erzurum gezisinde ilk olarak Erzurum Valiliği’ni ziyaret ederek, Vali Sebahattin Öztürk’le makamında görüştü. Vali Öztürk, “Erzurum’u çok iyi bildiğinizi biliyoruz. Siz Erzurum’da öğrencilik yaptınız. Erzurum 5 bin yıllık bir tarihe sahip bir kentimizdir. Büyük bir kültür ve stratejik öneme sahip bir şehirdir. Her bakımdan Türkiye için gözbebeği sayılabilecek bir yerdir” dedi. Bakan Dinçer de, Erzurum’a gelmenin kendisinde büyük bir heyecan oluşturduğunu, öğrencilik yıllarının burada geçtiğini anımsattı. Milli Eğitim Bakanı Dinçer, “Her zaman sanki kendi toprağıma gelmiş kadar duygulanıp, heyecanlanıyorum. Çünkü gençliğimizin önemli bir kısmı burada geçti. Üniversite hayatımı burada tamamlamıştım. Burada olmaktan çok mutluyum. Milli Eğitim Bakanı olarak Erzurum’un eğitim meselelerini gözden geçireceğiz. Benim için ayrı bir onur.  Bizim uzaktan gördüğümüz kadarıyla çok fazla altyapı sorunumuz yok. Eğitimin niteliğini daha da arttırmak ve Erzurum’daki genç ve çocuklarımızın ulusal ve uluslararası düzeyde bilgi ve yeteneklerini geliştirme konusunda yeni tedbirlere ihtiyaç duyuyoruz. Eğitim niteliğini geliştirecek tedbirleri gözden geçireceğiz” diye konuştu.

 

Kızların okullaşma oranı arttı

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, ülke genelinde uygulanan olumlu politikaların ardından kızların okullaşma oranının arttığını ifade etti.

Dinçer, şöyle konuştu:

“Kızların okullaşma oranı ile ilgili 2011-2012 verileri şöyledir. 2011-2012 eğitim-öğretim yılının okullaşma oranına baktığımız zaman 100 öğrenciye karşın 100.4 kız öğrencimiz okullara gidiyor. Yani 100 erkek öğrenciye karşı 100.4 kız... Buna cinsiyet oranı diyoruz. Bu oran 2002 yılında 100 erkek öğrenciye karşı 86 civarındaydı. Kızların okullaşmasıyla ilgili kampanyalar çerçevesinde bunun artık normalleştiğini ve Türkiye’de erkekler kadar artık kız çocuklarının da okullara gittiğini gösteren sonuç var elimizde. Bu yıl temmuz ayında kızların okullaşmasıyla ilgili yeni bir program başlattık. Yine eylül ayında bu programla ilgili kamu spotlarımız yayınlandı. Özellikle ortaöğretimde kız çocuklarımızın okullaşmasıyla ilgili tedbirleri arttırmaya çalışacağız. Eğitimin zorunlu hale gelmesiyle bu alanda ciddi bir gelişme kaydedeceğimizi ümit ediyorum.”

 

Küçükler: “Okul yapabiliriz”

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’i ziyaret etti. Küçükler, ziyarette yaptığı açıklamada, çalışmalarıyla ilgili değerlendirmede bulunarak, “Erzurum’da 2 dönemdir belediye başkanıyım. Birçok temel ve altyapı hizmetini bitirdik. Şehirde daha çok kentsel dönüşüm anlamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şuan okullarla alakalı kampüs okulları şeklindeki çalışmalarınız  da biz belediye olarak bunların biran önce imar tadilatlarıyla ilgili hizmetlerimizi bu ay meclise getirdik. Bu ay bitireceğiz. Şehir merkezinde kalan okulların bazılarında onları daha farklı değerlendirip bunlar yerine okulların yapımı şeklinde bir çalışma yapabiliriz. Bununla alakalı sizlere bazı teklifler getirmeyi planlıyoruz. Şehrimizde kentsel dönüşüm en önemli konumuz. Çünkü şehrimiz yıllardan beri tam istediğimiz imar şeklinde gitmemiş. Birçok altyapı ve temel sorununu bitirdik. Şehrin altyapı sorunu kalmadı”  şeklinde konuştu.

 

Bakan Dinçer: “Burada konuşmak çok zor”

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 34 yıl önce mezun olduğu Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne ait anfide üniversiteli gençlere seslendi. Konuşmasının ilk bölümünde öğrencilik hayatında yaşadığı anılara yer veren Bakan Dinçer, 34 yıl öncesine geri döndüğünü anımsatarak, “Benim için bugün burada konuşmak çok zor. Ben tam 34 yıl geçtikten sonra bu sıralarda tam da sizin oturduğunuz yerlerde oturan birisiyken bugün buraya gelip konuşuyor olmak baya heyecan verici bir şey. Normalde bizler hergün birkaç kez farklı topluluklara hitap etme imkanı buluruz ama bugün benim için sizlere hitap etmek oldukça heyecan verici ve zor oldu. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum” dedi.

 

Dinçer boykota katılmış

Bakan Dinçer, öğrencilik yıllarda not sistemiyle ilgili adaletsizliğe dikkat çekmek için bir hafta boyunca okulda boykot yaptıklarını  ifade etti.

Dinçer, şöyle devam etti:

“Biz ilk geldiğimizde işletme fakültesinin bir binası yoktu. Hemen yan tarafta Fen Edebiyat Fakültesi vardı. Onun bodrum katında mülteci olarak yaşıyorduk. Fen Edebiyat Fakültesi öğrencileri üstlerine kuma gelmiş gibi ‘Bunlarda nereden çıktılar biran önce gitselerde biz okulumuzu kendimiz kullansak’ diye düşünürlerdi. Sanırım biz ikinci sınıftan üçüncü sınıfa geçerken bu bina tamamlanabilmişti. Biz üçüncü sınıftan itibaren burada eğitim görmüştük. Bu anfide çok hatıram var benim. Tabi o zamanlar sanıyorum okumak şimdikinden daha zordu gibi... Sadece fiziki şartların yetersizliğinden kaynaklanan zorluklar değil aynı zamanda öğrenci olmakta çok zor bir şeydi. Bizim o dönemde işletme fakültesi öğrencisi olarak bir dersten başarılı olabilmemiz için 70 puan almamız gerekiyordu. Hocalarımız çok katıydılar. 69 alanı bırakıyorlardı. Şimdiki hocalar katı değiller daha şefkatliler. Üstelik ikinci sınıftan üçüncü sınıfa geçebilmek için hem birinci sınıftaki hemde ikinci sınıftaki dersleri vermiş olmak zorundaydık. Sadece 3 dersten borçlu geçebiliyorduk üçüncü sınıfa. Dört dersiniz varsa şayet ikinci sınıfta o dersleri bitirmeden üçüncü sınıfa devam etme hakkınız olmuyordu. Biz müthiş bir şey yaptık o zaman. Henüz öğrenci hadiseleri başlamamış. Normal eğitimimizi görüyoruz. Ama öğrenciyiz genciz, biz buna isyan ettik. ‘70 puan çok yüksek’ dedik. Birçok üniversitede 50 puanla geçiyorlar bu puanları düşürün dedik. Tam bir hafta okulun önünde boykot yaptık.” Boykot sürecince davul zurna çalıp derselere girmediklerini ifade eden Dinçer, “Davullar zurnalar çalıyoruz derslere girmiyoruz. Sonunda üniversite idaresi büyük bir fedekarlık yaptı. Büyük zorlamalardan, gürültü patırtıdan sonra sistemi değiştirdiler 65 ile geçmemize izin verdiler. Sonunda öyle mezun olduk” diye konuştu.

 

Örgütsel davranış konusuna akademik çalışma yapmış

Bakan Dinçer, üniversite yıllarda edindiği birikim, deneyim ve tecrübe sonucunda ‘Örgütsel davranış’ konusunda yüksek lisans yaptığı anımsattı. Dinçer, konuyla ilgili şöyle dedi:

“Orhan Türkdoğan hocamız vardı. Çok önemli bir sosyologtur.  Bizim sosyal psikoloji dersimize geliyordu. Şimdiki Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay da onun asistanıydı. Birlikte derse geliyorlardı. Beşir Bey benim hocamdır. O sosyal psikoloji dersini o kadar çok sevmiştim ki ben... Nitekim o sevgi beni o alanda akademik çalışma yapmaya itti. Örgütsel davranış konusunda doktora yaptım. Örgütsel değişim konusunda yüksek lisans yaptım.”

 

“Türkiye eğitimde orta 2’den terk gözüküyor”

Bakan Dinçer, dünyadaki birçok gelişmiş ülkenin eğitime yöneldiğini, politikaların bu hedef doğrultusunda geliştirildiğini hatırlattı.

Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şuanda Türkiye’de üniversite mezunu olanların sayısı yüzde 5.5 civarındadır. Şuan Türkiye’de üniversite çağında olup üniversitede okuyan öğrenci sayısı sayısı yüzde 35 civarında. Yani biz üç çocuğumuzdan birisini üniversitede okutabiliyoruz. Buna karşın Japonya 2010 yılından sonra eğitim stratejilerini değiştirdi. O hedef doğrultusunda yüzde 100 okullaşmayı hedef aldı kendisine. Güney Kore de aynı kararı aldı. ABD, toplam nüfusunun yüzde 40’ını üniversite mezunu haline getirmek istiyor. Beşeri uzmanların mukayese edildiği bir alana doğru gidiyoruz. Bizde bin kişiden 5 kişi uzman şuanda. Türkiye’de toplam nüfusun ortalama eğitim süresi 6.1 yıldır. Dünyanın gelişmiş ülkeleri lise mezunu gözüküyorken biz orta 2’den terk gözüküyoruz bu anlamda. Mesela 2009’da tüm dünyanın ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 88. Türkiye’nin 2011 yılında ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 67. Dünya ile aranızda bu kadar önemli mesafe var,. Biz buna stratejik açıklık diyoruz.”

Konuşmaların ardından Bakan Dinçer’e Atatürk Üniversitesi yetkilileri tarafından çeşitli hediyeler takdim edildi.