Birileri gene bir çok arkadaşımıza yaptığı gibi beni de yalakalıkla suçlayacak ama ben yine de Ünsal Kıraç ile ilgili düşüncelerimi söyleyeyim.
Ünsal Kıraç BB Erzurumspor’da son 3 yılda 3 şampiyonluğun gelmesinde büyük rol oynamış bir isimdir. Eğer bugün 3 yılda 3 şampiyonluk gelmişse bunda ben Mehmet Sekmen kadar Ünsal Kıraç’ın da rolü vardır diye düşünenlerdenim. Hatta bana göre Sekmen’den çok o Ünsal Kıraç’tır 3 şampiyonluğu sağlayan.
Doğrusu tanıdığım ilk günden itibaren bir çok yönden taktir ettiğim Ünsal Kıraç’ın günahı varsa kendi boynuna. Ala verem olmadı hiç. Onu bir yönetici olarak beğendim ve bugüne kadar yönetim dilini de hep tuttum. Kulüp yöneticisi olarak hatalarından çok faydalarının olduğunu gözlemledim. Kendine has tavırları olan, bazen çoğumuzun da hoşuna gitmeyen hal ve hareketleri olabilir ama ne yalan söyleyeyim Ünsal Kıraç bugün için BB Erzurumspor’da doğru bir isimdir ve ona köstek değil, destek olunmalıdır. Onu kösteklemek BB Erzurumspor’u kösteklemek demek değildir, eleştirilebilir elbet ama vuralım, öldürmeyelim derim.
Yoğurt yiyişi farklı bir adam Ünsal Kıraç. İşbaşına getirilen kulüp başkanlarının yanında başkan gibi davranması falan bir yana en çok da Kıraç’ın yaka mendiline takılı kalındığını düşünüyorum. Bir ara fotoğraflarda sık sık yaka mendilli pozlar veren Kıraç’a samimi bir ortamda bu durumu söylemiştim. Şaka yollu da olsa ‘’Bence siz bu yaka mendilini kullanmayın bir süre. Biraz da bir çok kişi o yaka mendiline gıcık oluyor’’ demiştim de şaşırmıştı.
Yanımızdakiler de beni onaylayınca Kıraç’ın daha yaka mendili daha kullanmadığını gözlemlemiştim. Her neyse sözün özü Ünsal Kıraç Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreter yardımcısı iken ne faydaları oldu çok bilmem ama BB Erzurumspor’da faydası çok olan bir insandı, doğruları çoktu, ona haksızlık etmeyelim, bu benim son kararımdır.
Gazete satmayan marketten alışveriş yapmıyorum!
İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar ederi vardır der eskiler. Şu veya bu sebeplerden dolayı gazete okuru sayısının giderek azaldığı günümüzde ben şahsen internetten gazete okumayı, takip etmeyi sevmedim, sevemedim. O açıdan illa ki o hışırtısını da duyacağım gazeteyi illa ki almalı, okumalıyım diye düşünmüşümdür. Yıllardır günde en az 4 gazete alırım ve evime sokarım. Kaldı ki ‘ben haberleri internetten takip ediyor, okuyorum’ lafının koca bir yalan olduğuna inanıyorum. Hiçbir zaman internetten okuduğum haber veya yorumlar beni tatmin etmedi, illa ki okumayı istediğim yazarı gazeteden takip etmişimdir. O açıdan da doğrusu artık kilometreye ir gazete bayiinin düştüğü Yakutiye gibi bir yerde de ben ancak gazete satışı da yapan marketlerden alışverişimi yapıyorum. Bu bir tercih meselesi elbette. Kim aynı zamanda gazetede satıyorsa oradan alışveriş yapmayı seviyor ve istiyorum. Aynı durum diğer bölgelerimizde de öyledir. Nedense gazete satışı da yapan marketler bana daha sıcak ve dost gelir. Gazete satmıyorsa o market, ne kadar afilli olursa olsun oradan bir şey almamaya özen gösteriyorum, ilgililerin bilgilerine!
Havaalanı yolcularına morg servis!
Öncelikle bu sözüm sevgili dostum Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Gafur Yeniay ve Ulaşım Müdürü Mustafa beyedir. Her zaman güzel bir hizmet olarak gördüğümüz havaalanı servis işinde bir laçkalık gözlemliyorum son zamanlarda. İmkanım olduğu halde geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’dan Erzurum havaalanına geldiğimde şehir merkezine gitmek için belediyenin havaalanı servis otobüsünü kullandım. Bir defa eksi 30’lara varan soğuğa rağmen otobüsü içinin inanılmaz soğuk olduğunu, şoförün de ısıtmak için özel bir çaba sarfetmediğini gözlemledim. Servis otobüsü değil, morgu andırıyordu mübarek! Üstelik nereden bakarsanız bakın yarım saate yakın bir yolculuk var işin içinde ve sen bu soğuk otobüse mecbursun! Otobüsün camlarından dışarı bir yer görünmüyor, çünkü her taraf buzla kaplıydı. Tamamen camları buzla kaplı bir servis otobüsü uçaktan inen ve şehir merkezine ancak bu yolla gidecek yolculara reva mıdır? Doğrusu ben mesafeyi bilmesem ineceğim durağı şaşırabilir, yanlış bir yerde de inebilirdim. Çünkü gerçekten buzlu camdan dolayı dışarıyı göremiyordum. Otobüsün içi soğuk diye şoför de inişleri sadece orta kapıdan yaptırıyordu ki, ona da çok şaşırdım. Her gün çok sayıda yerli ve yabancı insanın geldiği Erzurum’da ilk karşılaşacağı bu fotoğraf sizce güzel mi şimdi? Daha iyi hazırlanmış bir otobüs niye orada hizmet etmez, anlamış değilim.
Haftanın Kareası
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Herkesle konuşmaya gerek yok. Bazılarına susmak gerek!
DUVARIN DİLİ: Boyum kısa diye mi güzel günleri göremiyorum!