Daha ‘’Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar/ Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar’’ derken başlardım titremeye. Bir hoş olurdu içim, duygusallaşır, ağlamaya yüz tutardım..
Can Yücel ‘’ Ben hayatta en çok babamı sevdim’’ der ya, bir şirinde. Ben de hayatta en çok bar şiirini okurken Hami Akbaba’yı sevdim. En son Sadettin Akatay (1904-1944) ’ın bar şiirini Erzurum Lisesi’nde bir törende okurken hatırlıyorum Hami Akbaba’yı. Neredeyse 20 yıl olmuş. Her ne kadar Mücahit Küleri ağabey de güzel okuyor olsa da ben bugüne kadar o şiiri Hami Akbaba kadar güzel okuyanı ne gördüm, ne de duydum.
***
Emekli öğretmenlerden Hami ağabeyle müdürlüğünü yaptığı Polat Otel’de sohbet ettim geçenlerde. Sadettin Akatay’ı konuştuk, bar şiirinin sohbetini yaptık kendisiyle. ‘’Şimdiki oynananlar bar değil, oynayanlar da barcı değil’’ dedi. Hele sergilenen hançer barının gerçek hançer barı olmadığını iddia etti ki, şaşmamak mümkün değildi. Belli ki çok doluydu. ‘’Sedat usta (Sedat Gezmiş)’dan sonra kim bar oynadığını söylüyorsa eksik söylüyor. O’nun bar oynarken her hali bir başkaydı. Bugün çoğu barcıyı o mendil diye sallardı’’ dedi. Mutlaka Erzurum barlarının rehabilite edilmesi gerektiğini söyleyen Hami ağabey, bu konuda resmi kurumların da el atmasının şart olduğuna işaret etti.
‘Güzel’ bir Tapu Müdürü hikayesi!
Milli Emlak’a ait Cumhuriyet Caddesi’ndeki bir arsayı sembolik bir fiyat karşılığında Halk Oyunları Derneği almak istemektedir.
Bu konuda Erzurum’un o günlerde Valisi olan rahmetli Necmettin Karaduman da isteklidir.
Ama Tapu Müdürü Mehmet Güzel buna karşıdır!
Muhatabı Vali de olsa, inadı inattır!
Hazineye ait o arsanın yüksek fiyatla satışının sağlanıp devletin kasasına para girmesini arzulamaktadır.
Gerek Vali ve gerekse o dönemim Halk Oyunları Derneği yönetimi arsanın Halk Oyunları’na verilmesini çok istiyor ama bir türlü Tapu Müdürünü ikna edemiyorlar.
Vali bakıyor olacak değil, Tapu Müdürü’nün izine ayrılmasını kolluyor.
Nihayetinde Tapu Müdürü Mehmet Güzel 10 günlük bir izne ayrılıyor.
Tam da Müdür izinde ve hem de şehir dışındayken Tapu Müdürünün yerine bakan memur Valilik makamına çağrılıyor, söz konusu iltihakın gerçekleşmesi sağlanıyor.
İmzalar atılıyor ve arsa Halk Oyunları Derneği’ne kalıyor.
Artık izinden de dönse o iş bitmiştir, katı kuralları bulunan, Vali’nin bile söz geçiremediği Tapu Müdürü izinden dönse de yapacak bir şeyi kalmıyor.
Günümüze uyarladığımızda böyle bir şeyin mümkün olmayacağına sanırım siz de kanaat getiriyorsunuzdur.
Olayın baş kahramanı Tapu Müdürü Mehmet Güzel, Doktor Cengiz, Eczacı Erdal ve İşadamı Uğur Güzel ağabeylerin babasıdır. Rahmet istediler herhalde. Bugün söz konusu hadise ile ilgili kahramanların hepsi rahmetli, Allah rahmet eylesin.
Atlama kulelerinden sembol mu olur?
Nostalji köşesi oldu bu köşe bugün, öyle devam edelim bari. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Erzurum’a gelir. Tam da çifte minarelerinin önünden geçerken Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nden bir yetkiliye, ‘’Atlama kuleleri Erzurum’un sembolü olmuş. Asıl sembol işte bu çifte minarelerdir. Yıllardır ayakta ve dimdik. Atlama kulelerinden sembol mu olur? Sembol diye sunulan atlama kuleleri 2 yıl dayanamadı, çöktü!’’ demiş!
SEVDİĞİM SÖZLER: Tüccar babanın oğlu çapkınsa torunu da dilenci olur! (Rus atasözüdür)