BAŞAKLARI KESMEYELİM, ÖZENLE BESLEYELİM!

Geçenlerde bir dostumla sohbet ediyorduk, kent kalkınmasında insan kaynaklarının önemine işaret edip, dürüstlük, tecrübe ve liyakatin gerekliliğine vurgu yaparken eski bir yazımı hatırladı, arşivden bulup gönderdi bana.

Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan bu hikâye Herodot tarihinde geçiyor. Kulak vermek isterseniz buyurunuz!

Periandros, bir siteye Kral olmuştu. Sitesini daha iyi yönetebilmek için neler yapılması gerektiğini öğrenmek için kendinden daha tecrübeli komşu kral Thrasybulos’a bir elçi gönderdi.

Thrasybulos, Periandros'un gönderdiği adamı kentin dışına götürdü; ekin tarlaları arasında gezindiler. Ekinler arasından geçerlerken elçiyi konuşturuyor, ne için geldiği konusunda sorular soruyordu ve bu arada başı öbürlerini geçmiş olan başakları koparıp yere atıyordu; sonunda en güzel ve en verimli başaklar yok olmuştu.

Tarlalardan çıktıkları zaman tek kelime söylemeden gönderdiği elçi Korinthos'a döndü. Periandros, hemen, ne öğüt verdi diye atıldı. Ama elçi, Thrasybulos'un kendisine bir öğüt vermediğini söyledi ve tarlada gezinirken Kralın gelişmiş başakları koparıp atışını anlattı.

Periandros, onun ne demek istediğini anlamıştı; Thrasybulos ona yurttaşları arasında kimsenin sivrilmesine izin vermemesi gerektiğini anlatmak istiyordu, o da bunu kavramıştı; bundan sonra yurttaşlarına karşı son derece kıyıcı oldu.

Çağlar ötesinden ışınlanıp asrımıza gelelim. Günümüzde de iş dünyası, siyaset ve toplum hayatında benzer durumlarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Yetenekli çalışanlar, liyakatli yatırımcılar, başarılı siyasetçilere sahibiz Allah'a şükür. Nazlı başaklar gibi insan kaynakları tarlamızı süsleyen gençler, geleceğimiz için umut vadediyor. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek, geleceği günümüze taşımaktır. Amma velakin hasetlik orağı ile biçilen başaklar da az değil. Hâlbuki ki, yerelden genele kadar toplumların gelişimini engelleyen, inovasyonu önleyen ve uzun vadede kent ve ülke kalkınmasını yavaşlatan “meyveli ağacı taşlama, gürbüz başakları tıraşlama” illetinden kurtulmamız lazım.

Ülke ortalamasının çok üstündeki "Erzurum'un İnsan Kaynakları Havuzu" şehri geleceğe taşıma vizyonumuzun en sağlam ayağıdır, unutmayalım. Ve yine hiç hatırdan çıkarmayalım ki "Ne kadar çok yıldız parlarsa, gök o kadar güzel görünür!"