Belediyeler halk için ne ifade ediyor?

Bir arada yaşamanın ve ticari kaygılar neticesinde tarihsel süreç içerisinde oluşan şehriler, yönetimleri ile de farklılıklar içermektedir. Bu durum ayrı bir yönetim özelliği ve beceri gerektirmektedir.
Temelde Fransız şehir yönetim yapısından esinlenerek Türk İdari yapısı içerisine entegre edilen şehir yönetimi aslına bakıldığında merkeze bağlı olan bir yapıya sahiptir. Ancak bir takım özellikleri bünyesinde barındırdığından halk tarafından belediye yönetimlerinden büyük merkezi yatırımları gerçekleştirmesi beklenmektedir.
Merkezi idare devlet teşkilatının ana unsurlarını barındırmaktadır. Halbuki belediye idareleri coğrafi ve idari sınırları belli olan bir mekanda toplu halde yaşayanların o mekana ilişkin sorunları ile ilgilenmektedir.
Ancak belediyeler halk tarafından ülkemizde ticari yatırım yapması zorunlu olan, o mahalli birime gelir sağlamak yükümlülüğünde düşünülen, işsizleri istihdam etmek zorunda kalan bir yönetim olarak düşünülmektedir.
Fakat belediyelerin böyle bir yükümlülükleri olmadığı gibi bu tür yatırım, istihdam ve benzeri politikaların belirleyicisi konumunda da değillerdir. Bu gibi konular merkezi idarenin insiyatifindedir. Belediyelerin bu tür makro politikaları belirleyebilmeleri mümkün değildir. Belediyeler ancak merkezi idarenin kararları doğrultusunda makro politikalara yardımcı olacak nitelikte yapıya sahiptirler. Yani belediyeler bir iş kapısı veya yatırımcı birimler değillerdir.
Belirtmek gerekir ki belediyeler yatırımlarını ancak o mahallin halkı için alt yapı veya iktisadi, sosyal, kültürel gereksinimleri için yapar. Belediyeler iş bulma kurumu değildirler.
Bakıldığında ülkemizde ve özellikle doğu ve güneydoğu bölgemizde belediyeler halkın temel alt yapı gereksinimlerini karşılamak yerine halka iş bulmak, ticari faaliyette bulunmak, yatırım yapmak zorunda olan birimler olarak algılanmaktadır. Bu ise belediyelerin işini güçleştirmekte ve gerçek hizmetlerine yönelmelerine engel olmaktadır.
Örneğin kişiler iş için belediyeleri mutlak bir birim olarak görerek belediyeleri siyasi kaygılar içine sokmaktadırlar. Bir kişi oğluna, kızına iş bulmak amacıyla gitmesi gereken kurumlar yerine belediyelere gelerek yöneticileri oğluna veya kızına iş bulmaları hususunda uyarmakta, aksi halde seçim zamanı oy vermeme ile tehdit etmektedirler. Bunlar ülkemizde yaşanan gerçeklerdir.
Fakat belediyecilik tamamen farklı amaçları olan yerel yönetim birimlerdir. Belediyelerin ilk hedefi o mahal içinde yaşayan kişilerin, ulaşım, temizlik, cadde ve sokak düzenleri kısaca bir arada yaşamanın gerektirdiği toplumsal ihtiyaçların yerel düzeyde belirlenerek, karar alınıp halledilmeye çalışılmasıdır. Mesela kentsel dönüşüm faaliyetleri belediyecilik için son zamanlarda önemli bir yerel sorumluluk olarak görev ve ilgi alanlarına girmiştir.
Ancak burada kentsel dönüşüm neticesinde meydana gelecek iktisadi faaliyetler ve yatırımlar ikinci plandadır. Fakat halkımız tarafından kentsel dönüşüm faaliyetleri bile bir rant kapısı olarak görülmektedir. Halbuki kentsel dönüşüm birlikte yaşamanın getirdiği sorumluluk gereği güzel ve hijyenik ortamlarda düzenli ve modern bir yaşama geçişin adımları olarak ele alınmaktadır. Bu algılayış biçimi belediyeleri zor sokmakta ve asıl işlerini yaparken süreçleri sıkıntılı geçmelerine neden olmaktadır.
Bunun için neler yapılabilir sorusu gündeme geldiğinde, öncelikle belirtmek gerekir ki belediyeciliğin ne olduğu konusunda halka eğitimler verilmelidir. Yani belediyeler neden vardır, kim için vardır ve ne için vardır sorularına cevaplar bulmak için halka konferanslar verilmeli ve belediyecilik anlatılmalıdır. Bunun yanı sıra daha bir çok çözüm önerisi de getirilebilir ancak bunlar bir platformda konuşulmalı ve tartışılmalıdır.