Enam Suresi 159 da Cenabı Hak; “Gruplara ayrılarak dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir işin olamaz. Onların işi Allah’a kalmıştır, yaptıklarını onlara sonra bildirecektir!”
Bilmiyorum ki bunların görevi ne ve bunlar bilmiyorlar ki yüce dinimize ne kadar büyük zararlar veriyorlar!
Televizyon kanalına çıkmış tarikat hakkında ahkâm kesiyor. Kendisinin vekil olduğunu söylüyor.
Vekil; Hz. Ebubekir’in tuvalette bile Hz. Peygamber’i düşündüğünü, rabıta ettiğini söylüyor!
Dört kişi bir arabayla bir yerden geçerlerken araçları jandarma tarafından durdurulmuş! Jandarma on kişiymiş. Sonra himmetle (!) hepsi sofu çıkmışlar. Bunları komutanlarının yanlarına götürmüşler. Komutan bakkaldan rakı ile tavuk almalıymış ama bu komutanın eşi başörtülü ve kendisi camiye gidiyormuş ama tövbe almamış, hidayete ermemiş! Vekil bu komutanı tarikata davet edince, komutan bir soru soracağım, bilirsen tövbe alırım demiş!
Sonra şeyhlerinin himmetiyle (!) aradaki dağlar, taşlar yerle yeksan olmuşlar, komutanın sorusuna kendisi gene şeyhinin himmetiyle bir cevap vermiş; sonunda komutan da tarikatlı olmuş; kurtarmış(!)”
Bu iki yetişkin, uzunca sakallı, haki gömlekli, birisi cübbeli iki kişinin televizyon sohbetleri! Sonra televizyon kanalı canlı olarak yaşlı zat’ın sunduğu reklama geçiyor; orası da ayrı bir dram!
İslam ve tarikat hakkında ciddi bilgilere sahip olmayan bu tip insanlara televizyon kanalları niçin program yaptırıyorlar diye çok düşündüm!
Acaba amaç, İslamiyeti insanların gözünde itibarsızlaştırmak, azıcık düşünenlerin veya daha bilgili insanların yanlarında bir mucizeler öğretisi şekline mi dönüştürmek istiyorlar!
Tuvalet ve Hz. Peygamber’i tuvalette rabıta yapan bir Hz. Ebubekir; bu nasıl bir cehalet ve nasıl bir iftiradır!
Şeyh; burada her iki zat için bir rab ve katmerli bir şirk olmuş görünüyor!
Bu uydurulmuş koca bir yalana sarılmış, şeyhini uçurmuş bir mürit veya sofi!
İslamla, Müslümanlıkla bu anlatılanların bir alakası yok!
Tarikatla da alakası yok!
Tarikat süslenmiş yol demek; yalan döşeli, şirk ve tefrikaya saplanmış bir yol Allah’a çıkmaz!
Ahmet Özhan Şeb-i Aruz programında bir ilahi söylüyor; “Mevlevi’yiz biz”.
Sazla sözle, davulla; Mevlevi’yiz biz; yani biz başkayız, başka kanunlarla, başka şeklimizle biz başkayız!
Diğeri biz Nurcu, Süleymancı, İsmailağacı, Rufai veya Nakşî; bir başka diğeri bir başka bir cemaat veya tarikat!
Esas olan Müslüman olmak!
Enam Suresi 159 da Cenabı Hak; “Gruplara ayrılarak dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir işin olamaz. Onların işi Allah’a kalmıştır, yaptıklarını onlara sonra bildirecektir!” buyuruyor!
Bu ayeti bir kısım tarikatların tefsiri kendi üslerine almamak için; “Bu ayet Yahudi ve Hıristiyanlara hitap etmektedir demektedirler. Sanki onlar Kuran okuyorlar da okuyup anlamamışlar!
Oysa Kuran’ı okumayan ve anlamamak isteyen; bizleriz!