Ben teşekkür aldım!

Eskiden bu kadar taktir teşekkür yoktu. Okulda, 'Teşekkür ve Takdir' alanlar parmakla gösterilirdi.

Yer : Gez Mahallesi
Okul : GAMPO (Gazi Ahmet Muhtar Paşa)
Tarih:
Seksenlerin ortaları
Öğrencinin Adı : Murat Balkuş
Sınıf : Ortaokul 3
Teşekkür almış : Dattarattt dararirammm...

***

Nasıl olduysa o sene ben, Metin Gedikli ve Adem Güraksın ile butün haylazlığımızın yanı sıra, derslerede kafa patlamış ve başarılı bir dönem geçirmiştik. Öğrenim hayatımın sekizinci yılı ve bir daha asla olmayacak bir başarı yakalamıştım. Teşekkür almıştım. “Olevvvvvv ben teşekkür aldım!”

O zaman sosyal medya olsa herhalde, sabahtan akşama kadar beş dakikada bir teşekkürümü paylaşır milleti behuzur ederdim. Ama sosyal medyaya ihtiyacım yoktu. Zaten ben tek başıma baya sosyaldim.

GAMPO; bir öğrencinin kendini sosyalleştire bilmesi için bulunmaz bir okuldu. Adeta bir kültür yuvasıydı. Folklor, tiyatro, koro, resim, el işi , futbol, basketbol, voleybol... Kimsenin boş kalma gibi bir durumu yoktu. Hatta neredeyse bütün hafta sonlarımız dahi, ya okulda, yada okula yakın futbol sahasında, hadi olmadı parkta geçerdi.

Tabiki ata soprumuz okul önünde kavga...

- ''La o kime vurirlar? ''
- '' Veyyy ola bu bizim Yusuf! ''
- '' Ne olirki laaa kime vurisiz? ''

...

- '' Gardaş sene kim vurdi? ''
- '' Avurdakinler ''
- '' La gardaşıma kim vurdi! ''
- '' Ben vurdum ne olacah? ''
- '' La Musto! Neydisen gardaş! ''
- '' Sagol gardaş neydim. Birez dövüştüh ''

Sezon başından başlayan kavgalar. Sezon sonuna kadar tekli, ikili, üçlü müsabakalar gibi devam ederdi.

Ve yıl sonları mutlaka Halk Eğitimde muhteşem bir şölen olurdu. Gündüz öğrencilere, gece velilere yaptığımız gösteriler. Hababam sınıfının yıl sonu gösterilerine taş çıkartırdı. Şimdi Guşgana Fuat olarak tanıdığınız Fuat Özalpoğlu ile yıllarca sürecek olan sahne arkadaşlığım ve dostluğumuzda GAMPO'da başlamıştı. O bile kendi başına bir komedidir. Bazı Hocarımız çok sertdi. Acayıp tırsardık. Örnek (Cesimi Günaydın) Onların Nöbetçi Öğretmen olduğu günlerde; koridorda bağırtı, çağırtı, kavga olması imkansızdı. Zil çaldığında herkes mum gibi sırasında hazırdı. Yine öyle bir gün tam öğretmenler odasının karşısında sınıfımıza yetişeyim derken biriyle kafa kafaya çarpıştık. Kendimi yerde bulmam ile öğretmenlerin hepsinin dışarı çıkması bir oldu. Daha yerden kalkar mıyım! Anlayacağınız tam ''Yusuf yusuf'' halleri. Biri ''bayılmış'' dedi. Oh evet bayıldım. Hastanede Fuat ile uyandık. O da bayımış! Böyle başladı dostluğumuz ve oradan sahneye uzanan bir ömür.

Neyse gelelim teşekküre. Okuldan çıkar çıkmaz yazaneye koştum:

- '' Baba ''
- '' Ne ola? ''
- '' Teşekkür aldım ''
- '' Yalan söyleme! ''
- '' Vallaha bak! ''
- '' Dayın gizi takdir almış ''
Yüzüm düştü. Ah şu dayımın kızı ah! Aynı yaşta olmamız itibariyle, sulalede öğrenim ölçümüz oydu.

- '' Dayın gızı okuldan gelince bir saat uyirmiş, sende uyi ''
- '' Dayın gizi şöyle yapirmiş sende yap ''

Severdimde dayımın kızını. Çok asıl hanfendi biriydi. Çalışkandı. Sonraları ABD'de eğitimini tamamladı. Ama benim için çok yüksek bir çıtaydı. Hem kızların bizden daha çalışkan olmasından daha doğal ne olabilirdi ki... Dışarı yok, futbol yok, gezme yok, dayak yok , oturup evde başka ne yapabilirlerdi?

***

Kendimi şımartacak başka yer mi yoktu?
Hemen gittim halama:

- '' Oy gurban oluram sene efferim! '' Tabii ki harçlık...

Öbür halam

- '' Paşam... Paşam! Gurur duydum! '' Tabii ki harçlık...

Babannem : 

- ''Yessirin oluram,essirin oluram. Fındık içim. Balamın balası. Gel gel bir kohliyim seni... ''
Öpücükler ve harçlık.

Kendimi mutlu hissettirecek herkesi gezdim. Eve gitmem baya geç olmuştu. Nasılsa teşekkür almışım o kadar olur. Annem çok sevindi. O da hemen teşekkürümü alıp komşuları dolaştı.

Sonra telefon faslı... Bu öyle bir konuşmadır ki, konuşulan kişiden çok sana laf çakmadır. Rahmetli çok yapardı bunu.
- '' Alo.. heee bizimkide teşekkür almış... ... E tabi çalışanda olir …. niye olmasın…..Şeytanlığa gelende kafalari çalişir da… Tabi tabi…. İnşallah bele devam ede… Gendi bulür anam... İnsan gibi yaşamah istirse ohuyacak… Başka çaresi yok…''

Ertesi gün erkenden kalktım. ''Eli elimde olsa gezerem hızan kimin '' Türküsü eşliğinde gezmediğim yer kalmadı.

- '' Neydisen? ''
- '' Eyem sen neydisen? ''
- '' Ben teşekkür aldım! ''