Bu işte bir terslik var, bu açıkça belli! Ankaragücü ve Balıkesir maçları örneğinde olduğu gibi Rize maçı da ilk yarısı ikinci yarısından farklı bir maç oldu. Bu son 3 maçta da gördük ki Erzurum takımı aynı oyun temposunu her iki yarıda yapamıyor. Değişken bir oyun anlayışı sahaya yansıtıyor, aynı oyun devamlılığını her iki yarıda gerçekleştiremiyor. Ani mevsim değişikliği gibi bu Erzurum. Aynı gün bir yarıda baharı diğer yarıda kışı yaşıyor. Kağıt üzerinde 7 puan kaybettiği bu son 3 maçta kazanılabilen 2 puan, kafaya oynayan takımlardan alınmış olsa dahi bana göre puan bile değil. Çünkü bu son 3 maç da 9 puan alabileceği maçlardı ve zaman zaman o fırsat tanındı. Ankaragücü maçında atılamayan penaltı, Balıkesir maçında ilk yarıda oynanan oyuna göre o güzel oyunun golle süslenememesi ve son Rize maçında son dakikalarda pahalıya malolan savunma hatası, Erzurum’un 9 puan almasının önündeki nedenlerdi..
***
Gol umudu Bekamenga ilk gol sevincini daha ikinci haftasında yaşarken, çiçeği burnundaki yeni başkan Mevlüt Doğan üç hafta geride kaldı, henüz galibiyetle tanışamadı! Bekamenga golcü özelliği olan bir oyuncu, gerek attığı golde ve gerekse girdiği bir-iki pozisyonda, aranan kan olabileceğinin sinyallerini verdi. En azından bugünkü Nobre’den biraz daha hızlı ve biraz daha akıllı! Ama Bekamenga da tek başına hiçbir şey. Kanatlar ne kadar etkili olursa Beka da o kadar uçar. Beka’nın iyi olması için özellikle Burhan ve Erhan’ın iyi olma gibi bir zorunluluğu vardır. Taylan Antalyalı tam Erzurumlu olmuş. Forma ona çok yakışıyor. Erman, Hakan Aslan da gösterişsiz olumlu futboluyla iyi yerlerde. Rize maçında skor 1-0 iken Bekamenga’nın oyunun sonlarına doğru alınmasını hocanın kararıdır diye saygı duyuyorum. Bu konuda yerli, yersiz eleştiriler var, orada değilim. Ama ben Bekamenga’nın çıkmasına filan değil, Erzurum’da çıkan oyuncuların yerine oyuna girenlerin ne yaptığına bakarım! Daha çok buna takmış durumdayım. Kabul edelim ki Erzurum’un kadrosu dardır ve sonradan oyuna girenlerin henüz oyuna bir katkısını görmedik, bu gidişle de göremeyeceğiz gibime geliyor! Gelen gideni aratıyor. Bence sorun buradadır. Ara transferde takviye güç diye takıma katılan Metin, Rize maçında ancak 90. dakikada oyuna dahil edilirken, Selim ve Savage yedek kulübesinde maça başladı, kulübede bitirdiler! Bir çin atasözü, bir dağı yok etmek küçük taşları taşıma ile başlar der. Ortasını tutturamadı bir türlü Mehmet hoca! Bir iyi bir kötü takım seyrettiriyor üç haftadır bize. Hafta arası sabah akşam hep idman yapmıyorlardır hoş, sanırım onlar da izleyince göreceklerdir. Yenilen golü beINspor’dan tekrar tekrar izliyorum, hele U 21’leriz bile yemez o golü! Erzurum ne kadar zor gol atabiliyorsa o kadar da kolay gol yiyor, aklım hafsalam almıyor. Ve bu onca klas oyuncunun olduğu ve de Altıparmak’ın çalıştırdığı o takıma yakışmıyor!
***
En son bir İstanbulspor maçı vardı iç sahada oynadığımız, muhteşem bir futbol sergilemişti karşımızda. Ahan ilk defa da bir takımı gördüm, Rize’yi, böyle iyi oynayan. Rize ilk yarıdaki gerek pas trafiği ve gerekse oyun anlayışı ve sahaya dizilişi ile bu ligde ‘misafir’ olduğunu gösterdi. Erzurum’u ilk yarıda sahasına hapseden Rize’yi Ankaragücü’nden daha şanslı gördüm süper lig için. Vedat Murigi başta olmak üzere Özgür Çek, Recep Niyaz, Robin Yalçın ve sonradan oyuna giren Süleyman’a bayıldım. Erzurum takımında Recep Niyaz gibi bir ‘on numara’ yakın tarihte görmedim. Böyle bir on numaram olsun 10 trilyon borcum olsun! Tamam, her takımın her takımı yenebileceği bir ligdeyiz kabul ama kabul etmemiz gereken bir şey de şu, Rize gibi takımlar bizden çok iyi ve her şeyden önce kompakt takım olmuşlar. Samsun maçı kritik, 6 puanlık maç. Başkanları bile yok, anahtarları Vali’de. Ama nihayetinde dün Adanademir maçlarını izledim, bildiğin bir takım. Bu maç play-off için kazanılması gereken bir maç, aksi bir sonuç Erzurum’un korkulu rüyalar görmesine yol açabilir, dikkat!
--