PTT ligini hedefleyen BB Erzurumspor’da Sivas deplasmanında alınan 1 puana rağmen görüldü ki bu takımda sorun sadece rakip takımlara fazla pozisyon vermesi değil, daha başka bir sorun da var.
Konsantrasyon eksikliği!
***
Deplasmanda 2-0 önde devrede soyunma odasına giren bir takımın ikinci yarıda kalesinde iki gol görmesi ve ayrıca da sıkça yaptığı gibi burada da rakibe bol pozisyon vermesi başka türlü nasıl izah edilebilir ki?
Sivas’ta da tıpkı diğer maçlarda olduğu gibi görüyoruz ki mavi-beyazlı o takım gidiyor yerine başka, bambaşka bir takım geliyor!
Bir gün kaskolu, bir gün muskalı!
Mutfaktaki ustadan mı nedir, bilemiyorum artık.
Gurmelere mahçup oluyoruz!
Adeta yemekler masaya bir pişmiş, bir tatari geliyor!
***
Bu BB Erzurumspor’un şu ana kadar oynadığı maçlar itibariyle hem ilk yarıda hem de ikinci yarıda aynı oyun kalitesi ile oynadığı bir maçı biri bana göstersin lütfen!
Kimse bir şey anlatmaya kalkmasın, gösteremez!
Her maçta her devre farklı oyun ortaya koyan ilginç bir BB Erzurumspor gerçeği ile karşı karşıyayız.
Aynı oyun güzelliğini her iki yarıda da gösterdiği, bu konuda bir devamlılığının olduğu konusunda herhangi birinin beni kolay kolay ikna etmesi mümkün değil.
Nazilli, Konya Selçuk, Of, İstanbul, Kocaeli ve hatta Tepecik maçında da iki ayrı kimliğe sahipti dadaşlar.
Daha iç sahada hem de farklı şekilde mağlup olunan Tuzla maçını saymıyorum bile!
İşte en son da önceki gün ki Sivas maçı!
***
Futbolun gerçeklerinden hareket edecek olursak aynı tempoda oyunu devam eden ve oyun üstünlüğünü her iki yarıda da sürekli elinde bulunduran takım ya hiç yok ya da varsa da çok az.
Her biri oyuncu kalitesi olarak yıldız ya da yıldız adayı olan bu BB Erzurumspor’da oyun değişkenliğinin sebebi nedir diye kafa yorduğumuzda bir gerçek ortaya çıkıyor, o da konsantrasyon!
Hiç de yabana atılmayacak teknik ve fizik yeterliliğine rağmen bir şekilde bu takım bir maç içinde başladığı gibi bir maçı bitiremiyor.
Bunu şöyle de izah edebiliriz.
BB Erzurumspor genelde kısım gösteriyor, filmin devamı ve tamamı yok!
***
Fiziken sahada, aklen başka yerde olunan konsantrasyon eksikliğinin çeşitli sebepleri vardır mutlaka.
Birincisi skoru koruma içgüdüsü, diğeri de saha dışı etkenler.
Nedir bunlar?
Mesela duygusal sorunlar!
Yani bilindik maddi konular!
***
Gerek sezon öncesi verilen demeçler, gerek yapılan takviyeler ve gerekse hiçbir maddi kaygı duyulmaksızın muhafaza edilen kadro vesilesiyle bilindiği üzere bu sezon seyircide beklenti bir hayli yüksek.
Bu durumda hem bizim hem de seyircinin kafasının rahat olması bakımından yönetimin varsa maddi konularda bir sıkıntısı bunu dile getirmesi hiç de fena olmayacak.
Yönetim, parasal konularda bir şeffaflık içerisinde olursa, kimine alacağı var veya yok diye ilan ederse, en azından muhatap oldukları etkin bir tarafın içini rahatlatır.
Kaldı ki seyircini tanıyorsun bir defa.
Görüyorsun ki sevgisi de nefreti de epey iri!
En azından özellikle de bu seyircinin ilerleyen dönemlerde sakin olması için makul bir sebebi olur.
Aksi taktirde böyle değişken oyun anlayışlarıyla,’ bir öyle, bir böyle futbol’la yarın olası sürpriz mağlubiyetlerde herkes acı çeker, Zonguldak gibi zorluk derecesi yüksek bir maç öncesi şimdiden önlem almakta fayda var diye düşünüyorum.
Bu yolda yalnız başımıza değiliz, bugünden tezi yok, bir daha bulamayabiliriz, gelin bu grubu fırsata çevirelim.
Gelin daha yolun başındayken, hazır elimizde iyi de oyuncularımız varken işi sıkı tutalım, her türlü maceraya kapatalım kapımızı.
Dediğimi yabana atmayın, yarın biri demedi demeyin.
Benim şu an için söyleyeceklerim bu kadar.
Sanık sizin!
***
Yazımı çok sevdiğim bir kamyon arkası yazısıyla bitiriyorum.
Çok tatlı olabilirsin ama ben şeker hastasıyım!
---