Modern çağ olarak adlandırılan 21.yüzyıl, özellikle Türkiye'de kentsel dönüşüm projelerine sahne olmaktadır.

Bu dönüşüm projeleri şehirleri neredeyse yüzlerce yıllık şehri tarihinden koparmakta, halkın sosyal ve kültürel bağlarını yok etmektedir. Bununla birlikte bilhassa yoğun göç veren ve alan şehirlerin hafızası, geleneği ve kültürü de kısa zamanda aşınmakta, şehrin kadîm bir kimliği yok olmaktadır.

Buradan yola çıkarak, Heyamola Yayınları'nın tarihi derinliği olan şehirleri ve semtlerini yazılı kayıt altına alma projesi doğrultusunda;

1)Erzurum'la ilgili yaşanmışlıklardan ve tanıklıklardan oluşan edebi bir "şehir belgeliği" oluşturmak,

2)Erzurumlu edebiyatçıların "tarihi derinliğe sahip mahallelerini ve Erzurum"unu yazılı hale getirmek ve bu yolla şehrin mikro tarihini ve sözel tarihini kayıt altına alarak gelecek kuşaklara aktarmak.

3)Erzurum'u ve semtlerini edebi gözle yazıya dökmek; hızla gelişen teknoloji ve değişen sosyal dokuya karşın, yakın geçmişteki şehir yaşam kültürünü belgelemek, amacıyla edebiyatçı ve yazarların diliyle bir belgesel kitap dizisi yapma gayretindeyiz…

Şehrin bin bir yüzünü aynı potada eritmek, farklı yönlerini bir tabloya sığdırmak; Erzurum'un özellikle kış olimpiyatları ve uluslararası organizasyonlarla dünyanın gözde şehirlerinden biri haline geldiği bu dönemde daha da önem kazanıyor.

Belgesel kitap dizisi projemiz böyle bir ihtiyaçtan ve Erzurum'a dair yazınsal bir 'şehir senfonisi' hazırlama fikrinden yola çıkıyor. ( Bu proje kapsamında İzmir 40 kitapla, İstanbul 80 kitapla, Trabzon 22 kitapla yazıldı. Şu an Adana ve Ordu yazılıyor. Diyarbakır, Şanlıurfa, Kastamonu yazılma aşamasında… Sayın valimizin desteğiyle şu an 20 değerli yazar Erzurum'u yazıyor.)

Erzurumlu edebiyatçı Feridun Andaç ve şehrimizin nadir öykü ve tiyatro yazarlarından Demet Çizmeli'nin gayretleriyle belli aşamaya gelen ve olgunlaşan proje tamamlandığında Erzurum tarihi derinliği olan mahalleleriyle 20 kitapla okurların, Erzurumluların, ülkenin ve dünyanın karşısına çıkacak…

Proje koordinatörü olarak, başta çok değerli valimize, kadîm şehrin belediye başkanlarına( Büyükşehir, Aziziye ve Yakutiye), İl Özel İdaresi'ne, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası'na, şehrimizin önde gelen iş ve kanaat önderlerine konuyu taşıdım, kendilerini bizzat bilgilendirdim ve maddî ve manevî desteklerini talep ettim… 

Her odanın kapısını büyük bir umutsuzlukla çaldım, itiraf edeyim.

Adam yokluğundan kıvranan şehrim adına, zihnimde Ziya Paşa'nın mısraları olduğu halde:

Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez,

Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan…

 (Gökyüzünden yağmur yerine inci ve mücevher yağsa, talihsiz olanın bahçesine bir damlası bile düşmez.)

Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret ve Sanayi Odası dışındaki her kapı bu projeye olumlu yaklaştı; ancak kurumların bütçeleri ortadaydı… Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Küçükler de -bizi ve bahsettiğimizde birçok kişiyi şaşırtarak- çok olumlu yaklaşmıştı; ancak şaşkınlığımız kısa sürdü, "önce söz verip bir iki gün sonra vazgeçmek" büyükşehir belediye başkanının klasiğiydi. Ve görüşmelerimizde, paylaşımlarımızda anladık ki, başkanın bu tutumunu, şehir artık kanıksamıştı…

Erzurum'da bu projeye çok değerli valimiz Sebahattin Öztürk kadar kimse heyecan ve aşkla sarılmadı. Daha önce Bursa Osmangazi Kaymakamlığı esnasında benzer çalışmaya imza atmış olan, şu an Erzurum'un tarihi ve soyo-kültürel yapısını hemen hemen baskısı tamamlanmış bir prestij kitapla ülke vitrinine çıkarma hazırlığı yapan sayın valimizin varlığı, şehrin geleceği adına bizleri az da olsa umutlandırmıştır…

Aslına bakılırsa şehrin tanıtımı, şehirle ilgili etkinlik, kütüphane, arşiv, bilgi, belge oluşturma konusunda yukarıda adı geçen kurumlar içerisinde en başta büyükşehir belediyesi gelmelidir… Bu konularla uğraşsın diye büyükşehire hem bütçe hem kanunlar verilmiş.

Ah Erzurum, bu konuda çok dertliyim, söyletme beni… Hani Recep Hıfzı'nın bir şarkısında geçer ya:

Eski sözdür arsız güleğen olur

Hıfzı gibi dertli söyleğen olur

Her başa bir bela geleğen olur

Durma dertli diller söz eyyamıdır.

Neyse efendim…

Geçenlerde gazetelerde okudum. Başkan Ahmet Küçükler "Siyaset Akademisi"nde yerel yöneticilik üzerine ders veriyormuş…  Aklıma Nizamü'l Mülk'ün Siyasetnâme'sinde geçen şu sözü hatırladım:

"Asıl, yöneticiler daima öğüde ihtiyaç duyarlar"

Ahi Kul Ahmed de aynı hoş sadayı bırakmış şu kubbede:

"Yöneticiler, yönetilenlerden daha çok öğüde ihtiyaç duyarlar"

Erzurum'un gökten adam dilenip durduğu son yıllarda çok şükür ki Erzurum'un bilgi birikimiyle, ufkuyla, meselelere hâkimiyetiyle, halka açıklığıyla ( Kimle konuştuysam sayın valimize ulaşmak, bir konuyu istişare etmenin büyükşehir belediye başkanından çok çok daha kolay ve rahat olduğunu söylemiştir.) vizyonuyla bilge bir valisi var.

Erzurum denince:

Gündüzlere taç giydirecek akşam yok,   

Her gün arefeymiş, ne yazık bayram yok,

Mevzu sayısız, model bol, eller fırça,

Bez var, boya var bizde fakat ressam yok... (Arif Nihat Asya)

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler denince de dilime:

Ne yolcuya güvenirdi, ne de hancıya;

Kafasında bir kuruntu merkezi vardı...

Her yabancıya dış ve her yerliye,

Iç tehlike diye bakardı!..  (Arif Nihat Asya)

mısraları düşüyor…

Velhasıl kaybolan, yok olan Erzurum, bu projeyle ortaya çıkıyor.

Sayın valimiz projeyi sahiplenmiştir ve takipçisi olacaktır. Sayın valimiz dışında iyi niyeti ve imkânları ölçüsünde bu projeye destek verebileceklerini belirten Yakutiye Belediye Başkanı Sayın Ali Korkut'a, Aziziye Belediye Başkanı Sayın Fatih Cengiz'e, İl Genel Sekreter yardımcısı Sayın Ednan Yazıcı'ya, Erzurum Kültür ve Tarih Araştırmaları Paylaşım Platformu'na, ERVAK Başkanı Sayın Erdal Güzel'e, Eski Erzurum Fotoğrafları Grubu'na ve her zaman desteğini yanımızda gördüğümüz Sayın Muammer Cindilli'ye proje koordinatörü olarak teşekkür ediyorum.