Şehrin mimarları da dönemlere göre saman alevi gibi bir yanıyor, bir sönüyor..
Kuşkusuz mimarlar kentlerin ve ülkelerin uygarlık düzeyini gösterir.
Kuşaklar boyu süren bir etkiye sahiptir.
Onlar, daha yaşanabilir mekanların oluşması için titizlikle çalışan meslek mensuplarıdır.
Bugün şehrimizde sayıları az da olsa özellikle başta yerel yöneticiler olmak üzere yatırımcı işinsanları ile işbirliği yaparak şehrin gelişiminde, güzelleşmesinde büyük rol oynayan mimarlar arasında da diğer meslek dallarında olduğu gibi öne çıkan, arkada kalanlar var..
Dönemsel özellikler sergileyen mimarlarımızın geneli de saman alevi gibi bir parlamış, bir sönmüş.
Ancak, yıldızı parlayanlar parmakla gösterilenlerden de olmuş.
Bugün bu şehirde yaşayan hepimizin de mimarisine hayranlıkla baktığımız bina ve yapılarda imzası olanlar sadece para kazanmışlıklarıyla değil, eserleriyle de gönülleri kazanmış kimselerdir.
***
Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren Erzurum’da adları en çok öne çıkan mimarlar olarak Hayati Keser, Abdurrahim Yandırmaz, Pınar Burkankulu Karadeniz’i sayabiliriz.
Daha sonra bu şehirde bir Serdar Nalbantoğlu ile Nurhan Yıldız isimleri çok konuşuldu durdu.
Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanı Ufuk Deveci de bir döneme damgasını vuran, ismi en çok anılan mimarlardan oldu.
Atlıhan Atilla rüzgarı esti bir süre şehirde.
Bayağı bir esti.
Ardından Arzu Sırmacı en çok konuşlan isimlerden biriydi.
Bu son zamanlarda da bu anlamda adını en çok duyduğum isim ise Umut Aygün.
Sadece temsilciliği bulunan ve adını da anmadığım mimarlara şehire katkılarından dolayı teşekkür etmekle kalmıyor, onlara güzel iş siparişi veren kurum amir ve iş insanlarını da kutluyorum..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Sevdiklerinize gül verin. Gülünüz yoksa gülüverin! (Mevlana)
DUVARIN DİLİ : Yapında bozukluk varsa benden mimarlık bekleme!