Bahardan kalan güneşli bir gündü Erzurum’da…
5’ncisi düzenlenen “Dadaş Film Festivali”, önce Çifte Minarelerde, ardından akşam da, Atatürk Üniversitesi konser salonunda coşkuyla kutlandı. Kutlamaları bende yakından izledim. Bu festival Erzurum için çok önemli, alkışlanmaya değer güzel bir etkinlikti.
Şehrimiz ve kültürümüz için, yapılabilecek en büyük organizasyonlardan birisiydi bence bu festival.. Nil hanımefendi bir Erzurumlu olarak sahip çıkmaya çalışıyor o güzelim memleketine. Terk edip giden binlerce duyarsız Erzurumlulara inat edercesine….
Ne coşkuydu o. Halkın, büyük sanatçılarımıza ilgisi ve sevgisi gerçekten görülmeye değerdi.
Akşam konser salonunda ki değerli sanatçılarımız Cahit Berkay ile Emrah Karaca’nın birlikte seslendirdikleri o nostaljik film müzikleri hiç bitmesin istedim. Ezo gelin, al yazmalım ve diğerleri….
Ya, yılların eskitemediği, sinemamızın tartışılmaz sultanına ne demeli. Sahneye çıktığında, sanki yer yerinden oynadı. Sahnede iken ilk günkü heyecanı vardı ellerinde, dudaklarında, kalbinde. Tir tir titrediğini yakından gördüm sultanın. Sanki bir çocuk mahcubiyetindeydi. Ne heyecan! ne coşku! ne sevgi seliydi bu Allahım… Ömrün uzun olur inşallah büyük sanatçı…
Hemen hemen hepimizin unutamadığı anıları vardı Türkan Şoray’ın filmleriyle.
Ya ünlü sunucu Mesut Yar’ a ne demeli. Oda bakamıyordu sultanın gözlerine. El ele tutuştuklarında, sanki dünyanın en mutlu insanı olmuştu.
Dadaş Film Festivali’nin beşincisini başarıyla gerçekleştiren, film yapımcı ve organizatör değerli hanımefendi Nil Gürpınar’a öncelikle Erzurumlular adına sonsuz şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Kortej esnasında Nil hanımefendi ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirdim. Önümüzdeki günlerde Kanal 25 ekranlarında canlı olarak yayınlanan “Hünerli Eller” programımda sizlerle paylaşacağım değerli okurlarım.