Erzurum kalesi ve etrafının açılmasına sanmam ki bugün için itiraz eden birileri olsun. Büyük gayret ve fedakarlıklar ile o tarihi alan ortaya çıktı ve çok da güzel oldu. Kalenin etrafının açılması düşüncesi OVİT tüneli gibi yılların bir hayaliydi ve o hayal de şükür gerçek oldu. Peyzaj çalışmaları filan beğeni ile karşılanan o bölgede ne varki rahatsız eden, tarihi dokuya uymayan görüntüler de ortaya çıkmıyor değil! Bunlardan birisi tamamen uyduruktan yapılan bir çocuk oyun alanıydı. Şükür ki Büyükşehir Belediyesi o konuda inat etmedi, eskiyi kaldırıp, attı, tarihi dokuya uygun yeni bir oyun alanı ihdas etti. Ama şimdi bir yanlış daha yapılıyor ki, en azından ben çok rahatsız oldum. Hakkında kitaplar da yazılan, asırlar boyu şehirle beraber sayısız istilaya uğramış olan Erzurum kalesine surlar yapılıyor ki, bunu ben içime sindirmiyorum! Hoş diyen de, rahatsızlık duyan da yok ya, neyse! Geçen gün farkettim o surları. Selimiye gibi abide bir eserde bile inanılmaz restorasyon yanlışlıklarının da yapıldığını ve bunu hem de İlber Oltaylı gibi bir üstad ortaya koyunca çok ama çok rahatsız oldum. Öylesine bir tarihi esere restorasyon adı altında sur yapılma fikri nerden çıktı, anlamış değilim. O kaleye sur yapılacak da ne olacak? Güzel görünecek, kale olduğu daha iyi anlaşılacak diyeyse, ben almayayım! Dokunmayın, bence bırakın öyle dağınık kalsın. O surları yapmak acaba son kararınız mı? Artık kim, kimler tarafından yapılıyor, şaşırdım da, o konuda ilgili kimse bu fakiri bir aydınlatırsa çok makbule geçecektir! Çok mu o bölgede bir şey yapmaya heveslisin? Bak, iİla bir şey yapacaksan, geceleri o tarihi saat kulesi görünmüyor, onu ışıklandır bari, diyeyim ki bişe!
NOT: Erzurum kalesine sur yapılması mevzusunu o kalenin kitabını yazan ETÜ’den Prof. Dr. Murat Küçükoğlu ile konuştum. O da inanın benden çok farklı düşünmüyor!
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Gitmeye değer yerlerin kestirmesi yoktur! (Paaulo Coelho)