Bu aralar konusu kitap olan yolculuklara çıkıyorum.
Epeyce yoğun ve güzel ülkemizi bir uçtan bir uca görebilecek şekildi.
Bir kere kabul etmemiz gerekir ki, seyahat özgürlüğünün Anayasa’da bir madde olarak bulunmasının gitmeye, görmeye yani ulaşmaya çok fazla faydası yok.
Eski Türkiye’nin belki de bu kadar uzun süre dayanabilmesinin en önemli dayanağı kanuna bakınca her yere gitmenin serbest yollara bakınca mümkünsüz olmasıydı.
Yine belki de değişimi kanun yani yazılı bir metin üzerinde bile olsa değiştirmeye yanaşmayanların, kimseye açıklayamadıkları birinci gerekçeleri de bu!
Herşeye rağmen bir gün yeniden statükonun, korkunun, ulaşılmazlığın hakim olacağı eski Türkiye’ye geri dönebilir miyiz?
Dönemeyeceklerini anlayacakları gün yaklaştıkça, Avrupalı dostlarını da koroya alenen katarak kimin şarkısını söylediklerini görüyoruz.
Seyahat özgürlüğü seçkinlerin ve onların izin verdiği kadar etrafında kümelenenlerin olduğu müddetçe kanun kitabında sonsuz özgürlük yazmasında sorun yoktu.
Kimi dış güçlerin desteğiyle kendilerince kurallar koymaya, millete boyun eğdirmeye çalışan terör örgütlerinin iznine bağlı olduğu durumlarda Anayasa’nın kişisel hak ve özgürlükler tarafında ne yazdığının çok önemi yoktu.
Ama artık var!
Kitap Fuarlarına katılmak özellikle gençlerle buluşmak ve elbette sokakta, kahvede o şehrin insanlarıyla selamlaşmak için sıkça dolaşıyorum dedim ya, size geçen hafta iki gün kaldığım Siirt’ten bahsetmek istiyorum.
Diğer şehirlerimiz de elbette önemli ama geçirdiğimiz hassas günler ve yaşadıklarımız Siirt’in öncelikle konuşulması gerektiğini ortaya koyuyor.
İlk defa geçen sene de katıldığım ve bu yıl çok daha gelişmiş, büyümüş ve ilgi odağı haline gelmiş bir Kitap Fuarı ile karşılaştığım için emeği geçenlere teşekkür ederek başlamanın emeğe saygının bir gereği olduğu kanaatindeyim.
Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz’ın kitapların ve çocukların üzerine nasıl titrediğini ülkenin Güneydoğusunu görmemek için akıl tutulmasına bile razı olanların görmesini isterdim.
Siirt Belediye Başkan Vekili Ceyhun Dilşad Taşkın’ın insanları daha yaşanabilir bir şehirde güne başlatmak için nasıl gayretle çabaladığına şahit olmasını isterdim bu kendinden gayrısına yabancılaşmış, çıkarından gayrısını tanımayan güruhun.
Bu sene Siirt’te açıkça görülen bir rahatlamanın, huzur ortamının kendisini hissettirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Geçen sene de bizim için gidilemez bir yer değildi elbette Siirt ama bu sene güzelliklerinin ön plana çıktığı, çiçek açan badem ağaçlarıyla insanın kalbine ferahlık veren, her yeri doldurmuş fıstık ağaçlarının gizemli, baharla patlayacak ikramlarına nasıl hazırlandıklarını seyretmek için gidilmesi gereken bir yer olmuş.
Tillo’da ayrı bir manevi ikim, Kale’den Botan’a bakmanın bambaşka bir keyfi var.
Siirt, sokaklarında güvenle gezilecek şehirler arasına girsin diye gecesini gündüzüne katan Vali Tutulmaz’ın, Başkan Vekili Taşkın’ın, Emniyet Müdürü Mustafa Tokyay’ın gayretleri inkar edilemez şekilde kendini gösteriyor.
Üç dilli şehir Siirt aslında üç kardeşli bir hane gibi Türkiye’nin yarınlarına güvenmek için bir anıt gibi karşımızda duruyor.
Ama bizim bir kısım medya, sosyal medya ve Avrupa muhibbi cemiyeti üyesi gibi çalışanlar bunu görmemizi engellemek için Siirt’te bir kitap fuarının olduğunu, eğitim kalitesi açısından Türkiye ortalamasının altında asla kalmadığını, artık kız çocuklarının okula gönderildiği bir il olduğunu görmememizi sağlamaya çalışıyorlar.
Biz sizin bize korku, baskı, cebir kullanarak izlettirdiğiniz o eski filmi yeniden yeniden izlemek istemiyoruz artık!
İçinde güzelliklerini görmek için gönül ferahlığıyla gezebileceğimiz, hangi anaları dili konuşursa konuşsun Vali amcalarının etrafını gülücükleriyle çevreleyen, kitaplarla anılmayı haketmiş Siirt’in de bulunduğu, gerçekten yerli ve milli olan, gösterime girecek diye hainlerin ve dünyanın korkudan titrediği filmi özgürce izlemek istiyoruz.
Anayasa’da yazılan değil hayata akseden bir huzur ve istikrarın peşinde olmak yakışır bu milletin evlatlarına.
Ezcümle biz bu Siirt’i çok sevdik!
Topunuz birden gelseniz eski korku senaryolarınızı izlemeye hiç niyetimiz yok