Sivas ile Sivas’ta oynanan hazırlık maçı ile ilgili dünkü yazımın başlığını ‘hayırlı maç’ diye atmam sebepsiz değildi elbette.
Ligde 4 puan çıkartmasına rağmen son 3 maçında da oynadığı futbol ile benim gibi çoğu taraftarı da düşünceye sevkettiren Erzurumspor için kuşkusuz hayırlı oldu bu skor.
3-1 gibi bir flaş neticeyle Sivas’ı hem de kendi evinde yenen Erzurum, özellikle ikinci yarıda sonradan oyuna giren oyuncuların da önemli katkılarıyla pozitif bir görüntü verdi, kendi adıma söyleyeyim, bayağı bir umutlandım.
Cezayirli sol kanat ve forvet oyuncu Hamroun başta olmak üzere Hasan Hatipoğlu, Cem Barlık, Tunay Deniz ile Muhammadou Ba, fark yaratan oyuncular oldu.
Daha önce de dedim. Hamroun iyi kumaş. İyi dikiş olursa güzel elbise çıkar ondan. Belli. Kaleci Kayacan başta olmak üzere özellikle Mücahit de zaten beğendiğim oyunculardandır.
Murat’ı da ıskaladığım sanılmasın. Uzun süre Erzurum’da forma giyer bu çocuk da. Cenk Ahmet Kılıç desen, o da önemli bir bir figür.
Adını ilerleyen haftalarda sıklıkla duyacağımızı sanıyorum. Öyle zannediyorum şu sıralar ‘kısım’ gösteriyor.
***
En dikkatimi çeken de oyuncuların konsantrasyonu ve ‘pısıran’ değil tam tersine ‘ısıran’ oyuncular olduğu görüntüsüydü.
Genelinin genç olması ayrıca bir artı. Vallahi ne yalan söyleyeyim, tıpkı Bolu maçının ikinci yarısında olduğu gibi Sivas ile oynanan maçta da Erzurum takımı rakibinden iki fazla göründü.
Bu takım bizi özellikle Mehmet Altıparmak’dan sonra ofansif takım görüntüsüne alıştırmıştı. Bunu son zamanlarda göremiyorduk.
Sivas maçında yeniden ‘ölünün dirildiğine’ şahit olduk. Çünkü bu takıma hücum oynamak yakışıyor bir kere.
Bu mahallede dikine oynanması halinde bir şekilde puan garanti oluyor. Bir puana oynayan, golü attıktan sonra kendi alanına çekilen takımlara genelde hayat hakkı tanınmıyor.
Tabi savunmayı da dikkatli kurmak şartıyla.
Hele aralarında Raşat Muhammed, Obertan, Sehiç, Emrah da o kadronun içinde olursa gel keyfim gel olur o zaman.
Memnunuz elbette ki bu durumdan. Dilerim o maç bir tesadüf değildir. Devamını ister ve de bekleriz.
Emin olun ben skora bakıp bu değerlendirmeyi yapmıyorum.
---
Gitmedim, görmedim, tatmadım, tanımadım..
Bugün olmuş Paleryum AVM’nin otoparkına hiç girmedim/Atatürk Üniversitesi’nin Botanik Parkı’nı girip dolaşmışlığım olmadı/ Çok istememe rağmen Ejder tepesine hiç çıkmışlığım yok/Atatürk Üniversitesi’nin spor laboratuarına henüz görmüş değilim/Sülfettin ustanın çorbasını hiç içmedim/Nenehatun termal otelin havuzuna girip hiç yıkanmadım/MNG’nin sinema salonlarına girmişliğim, film izlemişliğim yok/İstinaf Mahkemesi’nin Erzurumlu Başsavcısı Ünal Bingül ile henüz daha tanışmadım/Tatlıcı Ökkeş usta kim, bilmiyorum, parmağını gözüme batırsa tanımam/Akgün İnşaat’ın sahibi Sururi Akgün ile hiç karşılaşmam olmadı/Nerede olduğunu bilirim ama İki göbek hamamında hiç yıkanmadım/Pazaryolu ilçesine hiç gitmedim/Şehristan’ın içine daha hiç girmedim/Otel Zade’ye hiç girmişliğim olmadı/Tavla bilmem, hiç oynamadım/Erzurum Milletvekilliği yapmış olan Zekai Yaylalı’yı, Yahya Akdağ’ı Nevzat Köseoğlu’nu hayatımda hiç görmedim/Çok istememe rağmen fırsat bulup Oral’ın SucuxBurger’inden henüz hiç tatmadım
TUTTUĞUM BABA LAFLAR: Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters gidiyorsundur! (Fransız atasözü)
DUVARIN DİLİ: Türkiye güzel ülke de çevresi kötü!