Esasında bakınca durağan bir şey gibi görünür ama bazı fotoğraflar vardır ki, dili vardır, konuşkandır!
Bazen tek kare bir fotoğraftır her şeyi anlatan.
Tıpkı Muharrem İnce'nin 2 Nisan tarihinde çekilen Yalova Adliyesi'ndeki bu fotoğraf gibi!
Bırak konuşmayı, 'bağıran' bir fotoğraf aslında bu!
***
Kendi adıma konuşuyorum, kimse beni zerre ilgilendirmez, Türk siyasetinde olması gereken isimlerden biridir diye düşünmüşümdür hep Muharrem İnce'yi.
Siyaset dilini gerektiği yerde çok güzel konuşuyor.
Mesela 30 Mart seçimleri öncesinde bir Burdur'da mitingi vardı, standap tadındaydı.
Partili dinleyenlerini hem güldürdü hem coşturdu.
Yakın tarihte yaptığı, ettiği hep sıcak, samimi, içten geldi.
Bir defa 'biz'e benzeyen çok tarafları var.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında MHP ile beraber gösterdikleri çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu kaybedince, 'bu işin sorumlusu genel başkandır, benim bile haberim televizyondan oldu' dedi ve kurultay talebinde bulundu.
Bunu bir çokları gibi gizli kapaklı değil, kendisine yakışır şekilde, hem de alenen dedi.
Sonrasında bu talep kabul gördü ve kurultay kararı alındı, İnce de bunun üzerine Genel Başkan adaylığını açıkladı.
Bu kararın öncelikle hem kendisine hem partisine hem de ülkemize hayırlı olsun dileğimi iletiyor, asıl diyeceklerime geliyorum.
***
Yukarıda da sözünü ettiğim Muharrem İnce'nin o fotoğrafı, bence kurultay öncesi en büyük kozu.
O fotoğraf, bir çok açıdan anlamlı ve CHP'nin müzesinde de aslılması gereken bir fotoğraftır.
Milletvekili olduğu Yalova'daki 1 oyla AK Partisi'ne kaptırdıkları seçimi yenileten ve sonrasında partisine kazandıran İnce, sadece o fotoğraf ile 'tuttuğunu koparan' bir adam olarak hafızalara kazınmadı, 'bu o koltuğu haketti' de dedirtti.
En azından ben öyle dedim.
Ne bileyim, bu durumda il başkanları Kılıçdaroğlu'ndan yana görünen CHP delegesinin, illa ki o fotoğrafa bakıp bir durum değerlendirmesi yapacağını ve ona gereken desteği vereceğine inanıyorum.
***
Dün akşam AK Partisi'nden bir yönetim kurulu üyesi arkadaş ile biraraya geldim.
Epeydir de görüşemiyordum, kendisine, Fatih Yeşilyurt'un başkanlığındaki yönetim listesinde yeralmasından ötürü başarı dileklerimi ilettim, 'hayırlı olsun' dedim.
Karşımda hem de eskiden de Refah Partisi'nde aktif siyaset yapmış biri de olunca, Muharrem İnce'nin CHP Genel Başkanlığını ona sordum. 'Nasıl olur?' diye. O da aynen benim dediğimi dedi. İlk o fotoğrafı hatırlattı. Demek ki o fotoğraf sadece İnce'nin takipcilerinde değil, rakip partilerin de belleklerinde de yer etmiş, güncelliğini koruyormuş. Onu anladım.
***
Aslına bakarsanız bazen iktidarlar bir fotoğraf karesi ile gelip, gidebiliyor.
Mesela hiç unutmam, rahmetli Ecevit'i siyaset sahnesinden silen, yürüme zorluğu çektiği için Başbakanlık koltuğuna kendisi için özel yaptırılan asansör ile çıkıp-inerken yayınlanan bir kare o fotoğrafıydı.
Hatırlarsanız, çıkartırsınız o kareyi!
Aynı esnada AK Partisi'ni kuran Recep Tayyip Erdoğan'ın da koşar adımlar ile bir yerlere girip-çıkarken fotoğrafları, görüntüleri servis ediliyordu, televiyonlarda, gazetelerde.
Ve sonrasında malum.
Türk seçmeni, koşar adımlar ile yürüyen o 'uzun adam' da karar kıldı.
Yürüme zorluğu çeken, birilerinin yardımı olmaksızın bir adım dahi atamayan ve ancak asansörle Meclis'e veya Başbakanlığa gelip-giden o siyasiye, 'git' demişti.
Ve o uzun adam da yine öylesine koşar adımlar ile gidiyor ki, bugün Cumhurbaşkanlığı görevi için gün sayıyor!
***
Hal böyle olunca Muharrem İnce'nin pekala bu fotoğraf sayesinde tıpkı Erdoğan gibi Genel Başkanlık koltuğuna oturur mu, oturur.
Kimbilir, belki de o fotoğraf onu yarın Başbakanlığa götürür.
Cık cık etmeyin.
Olur mu, olur!
----
vedaf efendi bugüne kadar siyasetle ilgili yazdıklarının nedense hep aksi çıkıyor. sen bu siyaseti yazma futbol yaz. çünkü hiç siyasetten hiç mi hiç anlamıyorsun eskiden beri seçimlerle ilgili tahminlerinde tutmaz hep tersi çıkmıştır. arşivini bir yokla.