Eczanede denk geldik…
Hanımefendinin birisi maskesini takmış, elleri de eldivenli bir halde eczaneye geldi, ilacını aldı ve gitti…
O sırada eczanede bulunan bir beyefendi de, (beyefendi dediğimize bakmayın) kadıncağızın ardından lafı yapıştırıverdi:
- Hele şunun haline ya, sanki Korona bunu yiyecek!..
Evet, evet…
Bunu diyen bizim türümüzden, yani bir insan!..
Ve sanki başka bir gezegende yaşıyormuşçasına; aslında olması gerekeni yadırgadı, aklı sıra itiraz etti…
Kendisine dedik ki:
- Allah herkese o hanımefendinin aklından verse ve keşke herkes o hanımefendi kadar saygı duysa başkasının yaşam hakkına…
Dedi ki:
- Pardon, ne dediğinizi anlamadım, kulaklarım ağır işitiyor da!
- Öyle mi, geçmiş olsun… Doğuştan mı peki?
- Hayır…
- Küçükken ateşli bir hastalık geçirmişim; cahillik, bilinçsizlik işte… Hastaneye götürmemişler beni, kulaklarım o gün bugündür ağır işitiyor…
*
Görüyor musunuz?
Bilinçsizlik yüzünden ömrü boyunca ağır işitmek zorunda kalmış olan birisi, bugün kalkmış sırf bilinçli davrandığı için bir başkasını eleştiriyor…
Ne ilginç, değil mi?
Hem işin çok daha ilginç tarafı da şu:
Toplum olarak durumun vehametini bugün olmuş halen daha anlayabilmiş değiliz…
Sanki ölenler yalancıktan ölüyormuş gibi!
Sanki binlerce hasta, hastanelerde ve yoğun bakım ünitelerinde sırf laf olsun diye tedavi görüyormuş gibi!
Sanki ülkede gündelik hayat tatbikat olsun diye durdurulmuş gibi!
Sanki 80 milyonluk ülkede evcilik oynuyormuşuz gibi!
Hanımlar, beyler!
Çocuklar, gençler!
Elbette sonsuza dek evlerimizde kapalı kalmayacağız… Bu günleri atlatacak ve normal yaşantımıza elbette geri döneceğiz…
Ama bu kafayla olmaz!
Böyle bir yaklaşımla hiç olmaz!
Bakın, eczanedeki o beyefendi bilinçsizlik ve cahillik yüzünden işitme kabiliyetini kaybetmiş…
Ya siz?
Ya biz?
Bilinçsizliğimiz yüzünden sevdiklerimizi, yakınlarımızı ve yaşlılarımızı mı kaybedelim ya da kendi canımızdan mı olalım istiyorsunuz?
Öyleyse…
Biraz daha dikkat!
Ve bu süreçte çok daha fazla hassasiyet lütfen!