BU NE RAHATLIK?

İyi, güzel, hoş…

Erzurum’da sokağa çıkma kısıtlaması kaldırıldı; nasipse ilerleyen günlerde kimi işyerleri ve AVM’ler de hizmete açılmış olacak…

Ne ki, bir hususu unutmuşa benziyoruz!

O da, salgın tehlikesinin halen daha devam ettiği gerçeği…

Sokağa çıkanlar ve şehri şöyle bir kolaçan edenler bilir; Erzurum salgınla sanki de ateşkes imzalamış…

Maske falan hak getire!

Sosyal mesafe ise olabildiğince kapanmaya başlamış…

Düşünebiliyor musunuz?

Adam maskesini cebinde gezdiriyor ve sadece markete girişlerde kullanıyor; dışarı çıkınca da maskeyi koy gerisingeri gitsin cebe!

Eeee!

Oldu mu yani?

Mart ayından bu yana zahmeti, sıkıntıyı ve meşakkati boşuna mı çektik biz?

Madem bu kadar rahat davranabiliyorduk, öyleyse ne diye günlerce evimize kapanıp kaldık?

Ne diye?

Geride bıraktığımız 45 günün acısını bir anda çıkaralım diye mi?

Sosyal mesafeyi ve daha diğer birçok tedbiri rafa kaldıralım diye mi?

Yazıktır!

Günahtır!

Etmeyin, eylemeyin!

Bu şehirde çok da fazla olmasa bile 70’in üzerinde tedavi gören hasta var… İlaveten şu veya bu şekilde izole durumda olan yüzlerce insan var…

Bitmedi!

Belki enfekte olmuş ama kendisinde buna dair herhangi bir belirti görememiş olanlar bile vardır aramızda, kim bilir…

Şimdi!

Hakikat bu iken ve hal böyleyken, bizdeki bu rahatlık neye davetiye olur sizce?

Yeni ve daha sert tedbirlere olmaz mı?

Ne dersiniz?

Sokağa çıkma kısıtlamalarına geri dönüşü tetiklemez mi bu umursamazlık?

Yahut da virüste ikinci dalgayı başlatmaz mı?

Olur mu, olur…

Karşımızda daha önce hiç tanımadığımız bir düşman var ve “olmaz” dediğimiz her şey, hem de her an olabilir…

Bu yüzden…

Ne maskeyi çıkartıyoruz yüzümüzden, ne de tedbiri elden bırakıyoruz…

Tamam!

Allah, hepimize ve herkese Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir rahatlığından versin ama nedense böyle bir duaya “Âmin” de diyemiyoruz…