Bugün Hava Erzurum Amman Amman
Bu Havayı Seviyorum Tutmayın Dayanamam
Bir Çay Getür Kıtlama E Bi Dur İçim Patlama
Önce Erzurum Gezim Üzerime Atlama
Önce Erzurum Sevim Hiç Sırayı Atlama
Sözlerinde illa da öncelikle Erzurum’u vurgulayan Sevgili İbrahim Erkal’ın Nefes/2015 albümündeki bu parçanın müziği ise kıpır kıpır…
Dinlemediyseniz, dinleyin bu parçayı, almadıysanız mutlaka alın bu albümü…
Mart ayı her ne kadar dert ayı denese de, Erzurumlu için mert ayıdır…
Çünkü o’nun 12 Mart’ı vardır…
Kalsa da göçse de bu şehirden, 12 Mart her bir Erzurumlu için çok özel bir gündür…
Şerefsiz soysuzların yıllardır uluslararası arenada soykırım safsatalarıyla pişkinlikle üste çıkma çabaları biz Erzurumlular için beyhudedir. Çünkü biz, Birinci Dünya Savaşı’nda Çarlık Rus Ordusu’nun ilk hedefindeki Erzurum’un 16 Şubat 1916 işgalini, sonrası silahlanan Ermeniler’in zalim ve kahpe katliamlarını unutmadık. Resmi kayıtlara göre, o tarihlerde 9 bin 563 yerli Türk Taşnak Ermeni Çeteleri tarafından şehit edilmiştir.
Ve 12 Mart 1918 tarihi, “Erzurum Kalesi’nin beklediği KUTSAL SABAH” diye yorumlanır. Bir 12 Mart günü, zamanın saygısı altında kalan, hatırladıkça kanayan bir yara içimizi sızlatır. Sevincimizi, gözyaşlarımızın ıslaklığı, mutluluğu, kederimizin hüznü, hürriyetimizde kanımızın pahası, yaşamımızda Türk olmanın gururu, bayrağımızda varlığımızın manası vardır ve saklıdır.
Ve 12 Mart kutlu günümüzün bizlere hatırlattığı bu duygu ve fikirlerdir.
Şehitlerimizi birer Fatiha ve rahmetle anarak, biz evlat ve torunlarına emanet bu kadim ve mübarek şehrin kıymetini şuurlu bir şekilde yaşama ve gelecek kuşaklara aktarma bilinciyle…
Erzurum, kurtuluş ve Cumhuriyetin ilanı sonrası genel ve yerel yönetimlerle inişli çıkışlı olarak bu günlere kadar geldi.
Şöyle bir istatistiklere bakılırsa, bugün şehrin nüfusu 762 bin civarında. Resmi kayıtlara göre, son sekiz yılda yaklaşık 21 bin eksilme var.
Önemli bir nokta; Erzurum, öyle bir konumdaki, çevre ilçelerden ve illerden sürekli göç alır ve göç verir… Ciddi bir göç sirkülasyonu var. Bunun demografik ve sosyolojik yapısını çok iyi irdelemek lazım. Gidenlerin çoğu Erzurum’un yerlileri görünüyor ama bağlarını da koparmamışlar aslında…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Erzurum dışında, 1 milyon 790 bin 796 Erzurumlu yaşıyor…
İl dışında yaşayan Erzurumlular’ın en fazla sayıda yaşadığı il ise İstanbul, en az sayıda yaşadığı il Kilis görülüyor.
Erzurumlu nüfus yoğunluğu bakımından İzmir, Bursa, Ankara, Kocaeli, Tekirdağ, Manisa, Antalya, Sakarya, Konya, Aydın, Kayseri, Yalova ve Balıkesir illeri takip ediyor...
Şehir dışına çıkan Erzurumlular, gittikleri yerlerde birer dernek kurarak yardımlaşmaya çalışmış, sosyal anlamda birbirlerinden kopmak istememişler.
Pek çok il ve ilçede kurulan bu derneklerin bazıları tabela üzerinde kalmış, bazıları ise ayakta kalma çabası veriyor.
İstanbul’da durum biraz farklı…
Federasyon çatısı altında bir araya gelen dernekler, ciddi bir çaba içerisindeler.
Konuşmasıyla, davranışlarıyla halis muhlis bir Erzurumlu olan Federasyon Başkanı Ahmet Ağırman’ın her defasında altını çizdiği, “Bizler Erzurum adına neler yapabiliriz, onun mücadelesini vermeliyiz” ifadesi katıldığım son İstanbul programıyla daha bir anlam kazandı.
Maltepe Erzurumlular Vakfı Başkanı Süha Dengizek’in bizzat arayarak davet ettiği bu programa bir gazeteci olarak, böbrek taşı rahatsızlığıma rağmen koşa koşa gittim.
İyi ki de gitmişim…
Dopdolu 3 gün, İstanbul’daki vakıf ve dernekleri, çabalarını daha yakın tanıma fırsatı oluşturdu.
BB Erzurumspor’u olması gereken yere taşıma gayretindeki Başkan Ali Demirhan’ın çabalarını burada anlatmamam mümkün değil. Yönetim ve ekibiyle birlikte gerçekten inanmışlar ve önlerine koydukları hedefe varmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Kültür ve sanat çalışmalarından Vakfın çok ciddi gayretleri var.
Tabii bunların odak noktasında alçak gönüllü, Erzurum sevdalısı bir sanatçı kardeşimiz var ki, “Herkesin her şeyi olsun! Bene bir Erzurum olsun yeter…” diyor başka bir şey demiyor…
Sevgili Murat Balkuş, kulislerin loş ışıklarında, sahnenin tozunda dumanında, radyo mikrofonlarında ve sahnede Erzurum'un yüz akı...
İstanbul’da yine bir sanatçı daha yetişiyor ki, İspirli hemşehrim Fuat Paşa, davudi sesiyle geleceğin Türkü Paşası olabilir…
Ve Reyhani’yi dizeleriyle yaşatmaya çalışan sanatçı hemşehrimiz Burhan Topal farklı değerler…
İstanbul’da Erzurumlular adına ayna görevi yapan meslektaşım Kenan Gülerci de arı gibi çalışıyordu.
Bütün gaye Erzurum…
Evet…
Erzurum’un tanınması, kalkınmasında önemli rol oynayacak enstrümanların başında etkin ve faal bu gibi STK’ların gözardı edilmemesi gerekiyor.
Hele ki, geçmişte olduğu gibi bu gün de ellerindeki gücü şehir adına kullanamayan bazı beceriksizler olduğu içün…
Bugün hava Erzurum ammaaan amman… Bu Havayı Seviyorum Tutmayın Dayanamam
Bir Çay Getür Kıtlama E Bi Dur İçim Patlama
Önce Erzurum Gezim Üzerime Atlama
Önce Erzurum Sevim Hiç Sırayı Atlama
Sözlerinde illa da öncelikle Erzurum’u vurgulayan Sevgili İbrahim Erkal’ın Nefes/2015 albümündeki bu parçanın müziği ise kıpır kıpır…
Dinlemediyseniz, dinleyin bu parçayı, almadıysanız mutlaka alın bu albümü…
Mart ayı her ne kadar dert ayı denese de, Erzurumlu için mert ayıdır…
Çünkü o’nun 12 Mart’ı vardır…
Kalsa da göçse de bu şehirden, 12 Mart her bir Erzurumlu için çok özel bir gündür…
Şerefsiz soysuzların yıllardır uluslararası arenada soykırım safsatalarıyla pişkinlikle üste çıkma çabaları biz Erzurumlular için beyhudedir. Çünkü biz, Birinci Dünya Savaşı’nda Çarlık Rus Ordusu’nun ilk hedefindeki Erzurum’un 16 Şubat 1916 işgalini, sonrası silahlanan Ermeniler’in zalim ve kahpe katliamlarını unutmadık. Resmi kayıtlara göre, o tarihlerde 9 bin 563 yerli Türk Taşnak Ermeni Çeteleri tarafından şehit edilmiştir.
Ve 12 Mart 1918 tarihi, “Erzurum Kalesi’nin beklediği KUTSAL SABAH” diye yorumlanır. Bir 12 Mart günü, zamanın saygısı altında kalan, hatırladıkça kanayan bir yara içimizi sızlatır. Sevincimizi, gözyaşlarımızın ıslaklığı, mutluluğu, kederimizin hüznü, hürriyetimizde kanımızın pahası, yaşamımızda Türk olmanın gururu, bayrağımızda varlığımızın manası vardır ve saklıdır.
Ve 12 Mart kutlu günümüzün bizlere hatırlattığı bu duygu ve fikirlerdir.
Şehitlerimizi birer Fatiha ve rahmetle anarak, biz evlat ve torunlarına emanet bu kadim ve mübarek şehrin kıymetini şuurlu bir şekilde yaşama ve gelecek kuşaklara aktarma bilinciyle…
Erzurum, kurtuluş ve Cumhuriyetin ilanı sonrası genel ve yerel yönetimlerle inişli çıkışlı olarak bu günlere kadar geldi.
Şöyle bir istatistiklere bakılırsa, bugün şehrin nüfusu 762 bin civarında. Resmi kayıtlara göre, son sekiz yılda yaklaşık 21 bin eksilme var.
Önemli bir nokta; Erzurum, öyle bir konumdaki, çevre ilçelerden ve illerden sürekli göç alır ve göç verir… Ciddi bir göç sirkülasyonu var. Bunun demografik ve sosyolojik yapısını çok iyi irdelemek lazım. Gidenlerin çoğu Erzurum’un yerlileri görünüyor ama bağlarını da koparmamışlar aslında…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Erzurum dışında, 1 milyon 790 bin 796 Erzurumlu yaşıyor…
İl dışında yaşayan Erzurumlular’ın en fazla sayıda yaşadığı il ise İstanbul, en az sayıda yaşadığı il Kilis görülüyor.
Erzurumlu nüfus yoğunluğu bakımından İzmir, Bursa, Ankara, Kocaeli, Tekirdağ, Manisa, Antalya, Sakarya, Konya, Aydın, Kayseri, Yalova ve Balıkesir illeri takip ediyor...
Şehir dışına çıkan Erzurumlular, gittikleri yerlerde birer dernek kurarak yardımlaşmaya çalışmış, sosyal anlamda birbirlerinden kopmak istememişler.
Pek çok il ve ilçede kurulan bu derneklerin bazıları tabela üzerinde kalmış, bazıları ise ayakta kalma çabası veriyor.
İstanbul’da durum biraz farklı…
Federasyon çatısı altında bir araya gelen dernekler, ciddi bir çaba içerisindeler.
Konuşmasıyla, davranışlarıyla halis muhlis bir Erzurumlu olan Federasyon Başkanı Ahmet Ağırman’ın her defasında altını çizdiği, “Bizler Erzurum adına neler yapabiliriz, onun mücadelesini vermeliyiz” ifadesi katıldığım son İstanbul programıyla daha bir anlam kazandı.
Maltepe Erzurumlular Vakfı Başkanı Süha Dengizek’in bizzat arayarak davet ettiği bu programa bir gazeteci olarak, böbrek taşı rahatsızlığıma rağmen koşa koşa gittim.
İyi ki de gitmişim…
Dopdolu 3 gün, İstanbul’daki vakıf ve dernekleri, çabalarını daha yakın tanıma fırsatı oluşturdu.
BB Erzurumspor’u olması gereken yere taşıma gayretindeki Başkan Ali Demirhan’ın çabalarını burada anlatmamam mümkün değil. Yönetim ve ekibiyle birlikte gerçekten inanmışlar ve önlerine koydukları hedefe varmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Kültür ve sanat çalışmalarından Vakfın çok ciddi gayretleri var.
Tabii bunların odak noktasında alçak gönüllü, Erzurum sevdalısı bir sanatçı kardeşimiz var ki, “Herkesin her şeyi olsun! Bene bir Erzurum olsun yeter…” diyor başka bir şey demiyor…
Sevgili Murat Balkuş, kulislerin loş ışıklarında, sahnenin tozunda dumanında, radyo mikrofonlarında ve sahnede Erzurum'un yüz akı...
İstanbul’da yine bir sanatçı daha yetişiyor ki, İspirli hemşehrim Fuat Paşa, davudi sesiyle geleceğin Türkü Paşası olabilir…
Ve Reyhani’yi dizeleriyle yaşatmaya çalışan sanatçı hemşehrimiz Burhan Topal farklı değerler…
İstanbul’da Erzurumlular adına ayna görevi yapan meslektaşım Kenan Gülerci de arı gibi çalışıyordu.
Bütün gaye Erzurum…
Evet…
Erzurum’un tanınması, kalkınmasında önemli rol oynayacak enstrümanların başında etkin ve faal bu gibi STK’ların gözardı edilmemesi gerekiyor.
Hele ki, geçmişte olduğu gibi bu gün de ellerindeki gücü şehir adına kullanamayan bazı beceriksizler olduğu içün…
