Maç bitimine doğru bizim Oki'ye (Orkun Çizmeli) sordum. BB Erzurumspor'un orta yaptığı en son dakikayı hatırlıyor musun diye. Baktım Oki düşünüyor, düşünme boşuna dedim. Çünkü öyle bir dakikası hiç olmadı!
***
B.B Erzurumspor'un Sakaryaspor ile yaptığı bugünkü maçın bir özeti de diyebiliriz buna. İlk defa evinde berabere kaldığı Balçova maçında izlediğim BB Erzurumspor'u o maçtan da kötü bulduğumu söylemeliyim. Hele de çok kötü bir Sakaryaspor karşısında. Onca yıldır maç takip ettim, sayısız kere de Sakaryaspor'u izledim, hiç bu kadar kötü bir Sakarya görmemiştim. En kötü zamanında bile bize kök söktüren Sakarya'nın aldığı avantadan bu 3 puanı öpüp başına koymalı ve de çerçeveleyip tesislerine asmalı! Elbette ki Erzurum'un bu mağlubiyetinin bir çok sebebi var. Ama en büyük sebep ne dersen, o da üst üste biri kupa olmak üzere iki maç kazanan Erzurum'un bu maçta erken gol atma isteği! İşte o erken golün gelmemesi, bütün oyuncuların, ama bütün oyuncuların kimyasını bozdu. Bıraktım üst üste üç pas yapmayı, dedim ya, duran topların dışında kanatlardan şöyle adam gibi bir orta gelmedi. Dakikalar ilerledikçe o gol de gelmeyince olanlar oldu. Daha dünün ne kadar iyisi varsa kötü görünmek için adeta birbirleriyle yarıştı. Aslında isim isim en kötülerden bahsetmek de istemiyorum ama dediğim gibi, arzulanan gol olmayınca beklediğimiz o takım da gitti, 3 puan da!
***
Balçova maçında yazdığımı hatırlıyorum. Bu takım deli dolu bir takım. Geçen yılki takımdan ne iyi ne de kötü ifadesini kullanmıştım. Nerede ne yapacağı belli olmaz demiştim. Zorluk derecesi yüksek maçları alır, kolay görünen maçlarda kaybedebilir diye. Ama bazı çok bilmişler, dışarıda alınan galibiyetleri bal bilip ağızlarına çaldılar. Oysa çok bilemediler, dışarıda yendikleri takımları herkesin yenebileceğini. Bu maç da öyle oldu. Bugünkü maçta daha 15'nci saniyede golü de bulabilirdi ve rakibini de farklı yenebilirdi. O kadar yani! İnanıyorum ki bu maçta eğer erken bir gol gelseydi bugün Erzurum'un parlak bir galibiyetini yazıyor ve yöneticisi, futbolcusu, taraftarı ile birlikte bayrama mutlu giriyor olacaktık.
***
Maçta bazı notlar tuttum ama daha fazla zamanınızı almamak için vaz geçiyorum. Bayram bayram kimseyi kırmak, üzmek istemiyorum. Kaldı ki oyuncuların hangi birinden memnuniyetsizliğimizi ifade edeyim. Yanlız, şunu söyleyeyim ki, taraftarın biraz daha sakin olması gerekiyor. Ne bir galibiyet ile baharın geleceğine kendini inandırsın ne de bir mağlubiyet ile dünyanın sonunun geldiğini düşünsün. Aksi halde böyle tahammülsüzlük gösterilirse iç sahada maç kolay kolay kazanamaz bu takım. Bugün 9 kişi ile maçı tamamlayan takımları yarın 8'e de düşer, onda o taraftarın vebalı olur. Bugün kaybedilen maç olur, inanıyorum ki öyle önce seyirci strese girerse yarın o bir üst lig kaybedilir. Hele hele nedense yönetimi veya hocayı istifaya çağırmak bana çok da akılcı gelmiyor. Sanki dış kapıda hazır bir yönetim varmış gibi! Ama ben biliyorum ki mesele bu maçta eğer o bahsettiğim erken gol gelseydi bugün kimsenin o istekleri aklının ucuna bile gelmeyecekti.
***
Dedim, yine diyorum. Relaks olun lütfen. Yanlış varsa zaten Saim Özakalın ve yönetimi o yanlıştan vazgeçer. Doğrusu da odur zaten. Ama böyle yaparak işleri daha da arapsaçına çevirirseniz korkarım siz sevgili taraftarlar sadece iç saha maçlarını ancak evde, kahvede internetten takip edersiniz. Cemal Gürsel yerine Maçkolik'de bulursunuz kendinizi. Benden söylemesi.
---