CHP, yeni başkanını seçti. Sayın Özgür Özel başkan oldu, ülkemize, hayırlı olsun. Umarım, sadece partisi için değil canım, öksüz, eşsiz ülkem için güzel işlere imzasını atabilir.
Benim siyasete ve siyasi insanlara, izm’lere mesafem bellidir! Bütün fikirleri, siyasi akımları dinlerim, araştırırım, okurum, anlamaya çalışırım. Akıldan ve bilgiden yanayım! Tarafım budur! Ancak ne siyaset adamını nede siyaseti görmezden gelemem. Ülkem için birçok fikir oluşturmam gerektiğini de biliyorum. Çok kitap okumam, aydın bir kafaya sahip olabilmem, bu eşsiz vatanım için sorumluluğumdur.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanlığı yaptı. Şahsen kendisini çalışkan, dürüst, iyi niyetli ancak başarısız bir siyasetçi olarak hatırlayacağım. Davası ve hevesinden çoktan vazgeçebilmeliydi. Son sahneyi iyi oynamadı. Niçin mi?
İnsanları diğer insanlar seçer başlarına getirirler. Saygı gösterir, hizmet ederler. Yalakaları saymazsak, sevilir, eleştirilir, maddi veya manevi kazanımlar başarabilirler, olabilir. Yalakalar her daim olacaklardır, ancak ülkeye, memlekete, siyasete en ufak bir faydaları olmaz, olmamıştır. Öyle ki ülkeyi, vatandaşı bırakıp bütün amaçları lidere yaranmak, lideri sevdiğini lidere duyurabilmek için büyük emekler harcarlar ve bu tatlı rüya bir gün biter; bu kadar!
Kılıçdaroğlu son sahneyi arkasından gelenlere örnek olabilecek bir tavırla noktalamalıydı. Bu kadar genel ve mahallî seçim kaybından sonra artık o makamda direnmesi, iyi bir görüntü sergilemedi. Haydi direndin, kavun tatlı dedin; birinci turu geride kapattın, ikinci turda güzel bir konuşma yaparak çekilmeliydi. Hançerlenmiş polemiğine, mazlum görünmeye gerek yoktu. Yakışmadı! İlla kovulmuş, istenmeyen adam durumuna mı düşmen gerekirdi? Ve maalesef sahnenin arkasını; “İstesem de bırakamam, çekilmemi koymazlar” sözünün yorumunu ben kendimce yapıyorum, düşünüyorum, siz de yapabilirsiniz elbette!
Türk siyasetinde adet olduğu üzere her lider oturduğu koltuktan zamanında kalkmasını bilmemektedir. Her lider kendisini fonksiyonel saymaktadır. Oysa kimse fonksiyonel değildir. Liderler, kendileri giderse yerinin dolmayacağını sanmaktadır. Bu yüzden de çiğnemeyeceği kanun, etik kural, kişisel saygınlık, karşısındakinin kendisinden daha liyakatli olabileceği düşüncesi olmadan direnir, direnir, direnirler!
Oysa seçilmiş bir lider, oturduğu koltuktan kalkmasını, yeni kişilere kendisinden daha fonksiyonel olabileceği düşüncesiyle yer vermesini bilmelidir; net! Direnmek ülkeye zarar verir, arkasından gelecek gençler, genç lider adayları için doğru örnek olmaz.