Çocuklar şeker yerine bomba yiyor!

Kimden yardım istesek kapı kale, ordular sarhoş… Üstelik cihandaki evlerin yalnızca duvarları değil, dumanları da taştan…

Yıl 1956’ydı; Nazım bu dizeleri yazdığında.

Hiroşima’ya atom bombasının atılmasının üzerinden neredeyse on yıl geçmişti.

(…)

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Aradan bir insan ömrünü aşan zaman geçti…

Teknoloji; güneşi soğutmaya, ayı söndürmeye varacak kadar hadsizlikte gelişti(!) eski icatların tekmili birden artık tu kaka oldu…

Tapın ey insanoğlu, tapın… Nasılsa yeni Tanrın artık yapay zeka!

Bu yüzdendir ki, ne Gazze’de ne de başka bir mazlum coğrafyada artık çocuklar şeker yiyemiyor.

Üstelik çocuklar bölük bölük, tabur tabur, alay alay katlediliyor.

Ve ne yazık ki…

Çocuklar, sözde insanlıktan bir tane bile şeker isteyemeden emperyalizmin kararmış vicdanında mum gibi sönüp gidiyor.

Daha kötüsü de…

O minnacık vücutları fosforda eriyor.

Kadınlar, çocuklar, hastalar ve maluller…

Esasında insan ve insanlık katlediliyor…

Kadim medeniyetlerin antik hatıraları bombalanıyor.

Yıkılan yalnızca Gazze değil; yıkılan, kanadı bir kırık kuşun piton yılanı önündeki kendince diklenmesidir.

Yıkılan, esasında…

Kirli paralarını canlarından daha çok seven ve vicdanlarını körelten alçakların köhne saltanatıdır.

Gazze yandı, kül oldu…

Gazze yıkıldı, viraneye döndü…

Gazze sanki de bir varmış bir yokmuş oldu…

Gazze’de çocuklar şeker yiyemiyor, Nazım Hikmet…

Temiz su da bulamıyorlar üstelik…

Aş ise, nerdeyse Kafdağı’nın arkasında…

Zalimler; Sina çölü gibi; sıcak hem de çok soğuk; öldürücü yani…

İnsanlık, Akdeniz’de kıyıya vuran ölü balıklar gibi ya da yosun kusan dalgalar…

Ana rahmindeyken tutsak düşen Gazzeli çocuklar var; be Nazım usta…

Sen hala çocuklar şeker de yiyebilsin diyorsun…

Yani bomba, yani ölüm, yani cehennem olsun bu dünya…

Zalimlere cehennem, mazlumlara merhamet var…

Elhamdülillah…

Peki zulme boyun eğenler?

Gazze’de gök ölüm olup yağarken petrol fiyatlarını ayarlayan Firavunlar, sarıklı kafirler, cübbeli şeytanlar. Muskacı Müslümanlar…

Siz bu işten yırtacağınızı mı zannediyorsunuz?

Allah adildir…

Sünnetulahı da mekan ve zaman ötesidir.

Kuşkusuz ki zalimi de görüyor, mazlumu da…

Gazzeyui de görüyor çürüyen insanlığı da…