16 Nisan’da yapılacak olan halk oylaması, bir kişiye ya da bir siyasi partiye oy verilmesi, o kişinin veya o siyasi partinin desteklenmesi veya desteklenmemesi amacıyla yapılmamaktadır.
Bu halk oylaması ülkenin geleceği açısından önemli adımların atılmasına, önemli kararların alınmasına neden olacak bir sistemin adımları olarak bilinmeli ve kabul edilmelidir.
Buna göre, Anayasa değişikliğine dair yapılacak halk oylamasında kullanılacak evet oyunun gerekçelerini, halkın en çok sorduğu sorular çerçevesinde, açıklamayı kendime görev biliyorum...
* Anayasa değişikliği ile rejim değişecek mi?
Kesinlikle hayır... Devletimiz, Cumhuriyet rejimi ile yönetilmektedir. Anayasa değişikliğinin, devletin yönetim şekliyle bir ilgisi yoktur. Yapılan değişiklik, hükümet sistemi değişikliğidir. Bizim şu an kullandığımız sistem, 1876 yılında Osmanlı döneminde başlamış olup ve bu süreçte birçok değişikliğe uğramış bir sistemdir.
Evet, bugün yine hükümet sistemi üzerinde değişiklik yapılmaktadır. Ancak bugüne kadar yapılan değişikliklerin hiçbirinde, Türkiye'nin toplumsal yapısına ve geleneklerine uygun ve özgün bir sistem oluşturulamamıştır. Bu uygunluk sebebiyle, sisteme halk arasında, Türk İşi Başkanlık Sistemi şeklinde adlandırılma dahi yapılmaktadır...
* Ülkemiz terörle mücadele ederken, ekonomimizde dalgalanmalar kaydedilirken, böyle bir değişikliğin zamanı mıydı?
Parlamenter Sistem,1960'dan beri değişiklik ihtiyacı gören bir sistemdir. Öyle ki, Erbakan-Özal-Demirel ve Türkeş gibi önemli siyasilerimizde sistemin değişmesi gerektiğini birçok kez dile getirmişlerdir.
' Sistem değişikliği, aceleye getiriliyor' düşüncesi 15 Temmuz darbe girişimini yaşamış bir millete, söylenebilecek en son cümlelerden biridir...
15 Temmuz, sistemin değişmesi gerektiğini ivedilikle ortaya koymuştur.
Yeni sistem, ekonomi ve teröre yapılan saldırılarla daha güçlü mücadele etmemizi, Türkiye'nin büyüme hızının katlanarak artmasını sağlayacaktır.
* Bu sistem diktatörlük doğurur mu? Yani bütün yetkiler bir kişide mi toplanır?
Asla...2019'dan itibaren Başbakanlık makamı kalkacağı için, Cumhurbaşkanı, Başbakan'ın da yetkilerini üstlenmektedir.
Yasama ve yargı güçlendirilmekte, yasama, yargı ve yürütme kesin çizgilerle ayrılıp birbirlerini denetlemektedir. Bu da, gerçek iktidarın, millet olduğu bir sistem demektir. Milletin seçip, yetki verdiği kişiler bu yetkilerini artık vesayet kurumlarıyla paylaşamayacaktır.
Bu sistemle, Cumhurbaşkanı 5 yılda bir ve en fazla 2 kez seçilebilmektedir.
* Cumhurbaşkanı istediği gibi hareket edip, istediği kanunu çıkarabilecek mi?
Hayır...Parlamenter sistemde Başbakan ve Bakanlar Kurulu'na verilen kanun hükmünde kararname yetkisi şimdi Cumhurbaşkanına verilecektir.. Cumhurbaşkanı her konuda kararname çıkaramayacaktır.
* Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde yargılanamayacak mı?
Böyle bir durum sözkonusu değil.
Aksine mevcut sistemde, Cumhurbaşkanı yargılanamamaktadır.
Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanına yargı yolu açılmakta, yargı yolunu açmak mevcut sisteme göre daha da kolaylaşmaktadır.
* TBMM'nin yetkileri azalacak mı?
Tam tersine, yeni sistemle, TBMM, daha da güçlenmektedir.
Hükümetin vesayetinden kurtulan, bürokratların hazırlayıp, bakanların sunduğu tasarılar değil de bizzat vekillerin hazırladığı "teklif" dönemi başlamaktadır.
* Cumhurbaşkanının, Meclis'i fesih yetkisi nasıl olacak?
Cumhurbaşkanı ve TBMM karşılıklı olarak seçimleri yenileme hakkına sahip olacaktır.Yetki her iki tarafta da olacak,bir taraf seçim kararı alırsa,diğer tarafta seçim kararı almış olacaktır.
Seçimler, birlikte yenilenecektir.
* Milletvekilleri önem kaybedecek mi? Bakanlara ulaşmak çok mu zor olacak?
Bilakis; Milletvekilleri daha da güçlenecektir.
Hiçbir şekilde unutulmamalıdır ki; AK Parti her zaman için seçilmişleri, atanmışlardan üstün tutmuştur. Atanmış bakanlar, seçilmiş milletvekillerinin emrinde olacaktır.
Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri için, bakanlar ve bürokratların değil, milletin sözü geçerli olacaktır.
* 18 yaşındaki bir genç, Milletvekilliği yapabilir mi?
Bugüne kadar, 18 yaşında ki gençlerimizin iradelerine güvenerek, seçme hakkını onlara verebilmişsek, seçilme hakkını da vermemiz gerekmektedir. Bu sistem sosyal bir temsildir ve sosyal temsilin en canlı örneği gençlerdir.
15 Temmuz günü hiç düşünmeden, bedenlerini tankların önüne seren o gençlerin kararlarına güvenilmeyecektir de, kime güvenilecektir?
O gençlere güvendiğimizi, inandığımızı ve yanlarında olduğumuzu göstermek için, teşvik noktasında daha özgüvenli gençler için,18 yaşındaki gençlerimize seçilme hakkı verilmesi, doğru bir karardır.
15 Temmuz'da nasıl bir bilinçle demokrasiye sahip çıkan bu milletin,16 Nisan'da da aynı bilinçle geleceğine sahip çıkacağından şüphe yoktur.
Yapılacak şey, vatanseverliğin tezahürü için, Türk milletinin birlik ve beraberliği için,güven ve istikrarla Türkiye'nin aydınlık bir geleceğe yürümesi için gönül rahatlığıyla " EVET " demektir...
İşte bu kadar. Bu güzel açıklamaların için teşekkürler canım. Yolun açık olsun.