Ne ekonomik kriz, ne siyasetin dolambaçlı ve karanlık dehlizleri… Ne Büyükşehirin Türk Oyunları, ne de Aziziye’nin Çermik Festivali...
Varsa yoksa futbol… Ne ilginç bir heyecan değil mi?
Bakın günlerdir devam eden görkemli festivallere seyirci bulmak için taşeron müteahhitleri bile zorlanırken, Erzurumspor, 17 yıl aradan sonra yükseldiği Süper Lig’de dün ilk maçına çıktığı an olan saat 19.30’da nefesler tutuldu.
Yüz binleri bir anda aynı noktaya odaklayan futbol…
Şimdi burada maçın derin analizlerine girip Hakem Suat Aslanboğa’nın haksız penaltısından, Hakan’ın muhteşem kurtarışından, Lokman Gör’ün görülesi o altın kafa vuruşundan bahsetmeyeceğim. Benim amacım yıllardır bu şehrin sırtından geçinenlerin adı Büyükşehir Belediye Erzurumspor olsa da tek ortak paydamız bu, gök mavi-kar beyaz formaya bir sırt ve göğüs reklamı vermeyen milyon dolarlık adamlara…
Ya da bulamayan yöneticilere mi deseydim!
Neyse bunlar derin mevzular…
Biz yine futbola dönelim.
Dün gece Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Hasankale’nin, kartol tarlalarını andıran görkemli stadyumunda iri ve diri iki takım vardı.
Selçuklu’nun çift başlı kartal armasını taşıyan iki takım da gerçekten alkışı hak ettiler.
Özellikle her ne kadar kargaya benzese de arması asla pes etmeyen, yenilgiyi kabullenmeyen, rakibini ısıran, ileride basan ve asla oyundan kopmayarak bunu 90 dakikaya yayan Dadaşlar daha da diriydiler.
Dün daha maça ısınmadan haksız penaltı kararıyla şok olan ve Canbaz Hakan’ı ile moral bulan sahadaki Erzurumspor’dan ben umut varım. Bu takım bu oyun anlayışını sürdürür ve bir kaç kapris küpü, kibir kulesi yöneticisi ve onların ikinci üçüncü kuşak yalakalarından kurtulursa bu lige asılır.
Bizim, dahası bu BB Erzurumspor’un, en önemli sorunu sahada ter akıtanlarından çok, tribünlerde kâr peşinden koşanlarının çok olması.
Sakın enseyi karartmayın!
Daha ilk maçında deplasmanda Selçuklu Kartalı Konya’ya kök söktüren Dadaşların, haftaya evinde Kara Kartala çim yolduracağından da emin olun.
Ha bu arada Vodafone Park’mış, Konya Arenaymış haftaya hele bir de şu Kazım Karabekir Stadyumu’nu görsünler bakalım. Saha nasıl olurmuş, taraftar neymiş o zaman konuşuruz.
Hadi şimdiden hazırlıklar başlasın.
Uzun lafın kısası iyi ki buradayız ve biz şu tadı harbi özlemişiz!
