DADAŞ HAMZA URVASIZOĞLU

Çocuklarımıza isim koyarken üzerinde titizlikle durduğumuz birtakım kriterleri süzgeçten geçiririz.

İnançlarımızdan, geçmişimizden, kültürümüzden esinlenerek verdiğimiz isimlerin bazıları, kişinin şahsiyetiyle uyum gösterir ve referans olarak alınan isimlerin özelliklerinden bir kısmını hatırlatır.

“İsmi ile müsemma” denilen bu özelliği taşıyan insanları, etrafımızda az da olsa görebilmekteyiz.

İslam tarihinde cesareti, kahramanlığı ve yiğitliği ile ön plana çıkan isimlerin başında Hz. Hamza’nın geldiğini iyi bilen Müslüman aileler, onun gibi cesur ve kuvveti olmaları düşüncesiyle çocuklarına Hamza ismini koyarlar.

Yarın toprağa vereceğimiz kardeşimiz, arkadaşımız Hamza Urvasızoğlu da cesareti, yiğitliği, mertliği ile taşıdığı isminin birtakım özelliklerini hatırlatırdı.

Türk Milliyetçiliği ülküsüne gönülden bağlı olan Hamza, cemaat ve tarikat asabiyesinden uzak duran, iyi bir Kur’an Müslümanıydı. Mahallebaşı’nın emniyet supabı ve dalga kıranı olan Hamza, bu bölgede kendini saydırmış, sözü dinlenir yiğit bir arkadaşımızdı.

Uzun yıllar, Mahallebaşın’da, Tebriz Palas Oteli’ni işleten Hamza, sanki de o semtin köşe taşıydı.

Hamza, cumartesi günleri muhasebeci Nurettin Güngörmüş’ün bürosunda bir araya geldiğimiz arkadaş gurubunun en renkli simasıydı. Açık sözlülüğü ve esprili konuşmasıyla gündeme damgasını vuran Hamza, tarihi, dini ve siyasi konularda realist yaklaşımlarda bulunacak kadar bilgi sahibiydi.

Nevi şahsına münhasır bir kişiliği olan Hamza, şık giyimi, muhteşem bıyıkları, tütün tabakaları, ağızlıkları, yüzükleri ve tespihleriyle delikanlılığın hakkını veren yiğit bir dadaştı.

Sarma sigara içmesi görülmeye değerdi. Birkaç günde bir işyerimin önünden geçerken selam verip, hal hatır sorması dostluğun güzel bir göstergesiydi.

Dik durdu ve dik yaşadı. Kıvıranlardan olmadı. Sözünü esirgemeyen yapısıyla samimiyetini hissettirirdi.

Çakma milliyetçilerden değildi. Kimsenin ülkücüyüm demeye çekindiği 1980 ihtilali sonrası dönemlerde bir avuç arkadaşıyla beraber Muhafazakar Parti’nin, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin kuruluşunda ve yönetiminde bulundu. MHP’de siyaset yaptı.

Son zamanlarda ticari hayattan çekilip emekli olmuştu. Birkaç aydan beri, keyifle içtiği sarma sigaranın zararları ile yüz yüze gelmiş ve bir hayli zayıflamıştı.

Dün, Hamza kardeşimizin dünyaya veda ettiğini duyduğumda Erzurum, yine yiğit bir dadaşını daha ahiret yurduna yolcu etti diye hüzünlendim ve üzüldüm.

Kendisine “Hamza Baba” diye hitap ettiğim dadaş kardeşim, yolun açık olsun. Göğsünü gere gere bu yalancı dünyada dik yaşadın ve sessizce aramızdan ayrıldın. Seni, şahsına münhasır tavrın, dünya ’ya bakışın ve yiğitliğinle hatırlayacağız.

Ruhun şad, makamın cennet olsun.