DAR HAT VEYA DEKOVİL HATTI

Çocukluğumda Erzurum Aşkale karayolu ve demir yolu yakınlarında eski beton köprüler ve bir demir yolu hattı gibi hattın varlığını görür, yağmurlu havalarda öküzleri otlatırken altına girip yağmurdan korunur, etrafında biten "kuzu kulağı" adlı "C" vitamini zengin bitkiyi yer günümüzü gün ederdik.

Fakat bu köprüler neyin nesiydi? Kim yapmıştı? Neden yapmıştı gibi soruları sorma ihtiyacımız dahi olmazdı.

Berlin anlaşmasından sonra Ruslar Kars Sarıkamış arasına geniş hatlı demir yolunu inşa etmiş, 1914-1916 arasında Sarıkamış-Karaurgan 32 kilometrelik dar hattı General Judaniç döneminde, 16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum'u işgal edince asker ve lojistik sevkiyat yapabilmek için Horasan'dan Erzurum'a buradan Karabıyık hanlarına kadar kısmı yapmışlardı. Kandilli'den Tercan'a kadar uzanan bölümde alt yapı çalışmalarını tamamlamışlardı. İnşa edilen bu hatta Ruslar "Dekovil Hattı", yerli ahalide "Dar Hat" ismini takmıştı.

Horasandan Kandilliye doğru seyahat ederseniz Rusların yaptığı bu hattı görüp üzerinde yürüyüp köprü altlarında gölgelenebilirsiniz.

Halbuki aynı dönemde Osmanlı askerleri Niğde Ulukışla istasyonuna kadar trenle geliyor, sonra yürüyerek yaklaşık 1000 kilometre mesafeyi aç, susuz, yalın ayak, başı açık kat edip Erzurum'a varıyorlardı. Bunun sebebi Osmanlı Devletinin Çarlık Rusya'yla yaptığı anlaşmaya dayanıyordu. 1900 yılında yapılan bu anlaşmaya göre Türk Şirketlerinin haricinde yabancı güçlerin demir yolu yapması yasaklanmıştı. Bunun sonucunda Doğu Anadolu demiryolu imkanlarından mahrum olmuş, ekonomik, askeri, kültürel kopukluk yaşanmıştı. Rus askerleri ise Sarıkamış hatta Horasan önlerine kadar rahat, yıpranmadan, yorulmadan geliyor, Allahu Ekber Dağlarında, Pasin Ovasında savaşıyorken her türlü moral üstünlüğü ellerinde tutuyorlardı.

Ruslar Erzurum'u işgal edince hemen İstasyon binası yapıp demir yolu hattını şehrin merkezine kadar getirmişlerdi. Yine hızla Ilıca'ya oradan Kandilli'ye kadar uzatmış, eski adıyla Karabıyık Hanlarının olduğu yerde yeni bir istasyon binası yapmış, hanlara her türlü silah, cephane ve gıda maddesi depolamışlardı.

1917 yılının son aylarında Rusya'da çarlık yıkılmış, yerine komünist idare gelmiş, Rus askerleri geri gitmişti. Şehir Ermeni Çetelerine teslim edilmiş, Ermenilerde "İstasyon barakalarına" 3000 Müslüman Türk'ü doldurarak katlederken Kışın Dar Hat yoluyla gelen trenin içindeki gıda maddelerinin şehre getirilmesi için kar temizleme çalışması bahane edilerek 3.000 Müslüman Türk'ü "Yanık Dereye" götürüp vagonlar içerisinde ses duyulmasın diye süngülerle şehit edilerek dereye atılmışlardı. 12 Mart 1918 öncesi yakarak, süngüleyerek "Dar Hat" güzergâhında tam bir soykırım suçu işlemişlerdi.

Kâzım Karabekir Paşa Erzurum'a orduyla gelirken Karabıyık Hanlarındaki silah ve erzaklara el koyarak askerin hem silah hem de gıda bakımından rahatlamasına sebep olmuştu.

Ermeni çeteleri Dekovil Hattı boyunca siperler kurmuş, gelen Türk askerine ateş açarak savaşmışlardı. Bu güzergâhta pek çok askerimiz şehit olmuş, Ermenilerin direnişi ordumuzu durduramamış ve 12 Mart 1918 yılında şehir kurtarılırken "Dekovil Hattı İstasyonunda" yanmış şehitlerin naaşlarıyla karşılaşmışlardı.

1919 yılında İngiliz Subay Ravlinson şehre gelmiş, Mondros Mütarekesi anlaşması gereken silahları teslim almış, trene yüklenmiş Kars'a oradan Batum'a götürülmek üzere yola çıkarılmış olmasına karşılık önceden sivilleştirilmiş eski subaylardan oluşan yiğitler yolda treni durdurarak silahları ele geçirmiş, böylece İngiliz oyunu bozulmuştu.

1918 sonrası Erzurum, Kars düşman işgalinden kurtulunca "Dar Hat" yeniden işletmeye açılmış, tren seferleri başlamış, yük ve yolcu taşıma işlemi 1960'lara kadar devam etmişti. Bu tarihten sonra Ankara-Erzurum Demir Yolu hattı 1939 yılında bitince artık Ankara Kars'a demiryoluyla bağlanmıştı.

1920'lerden sonra Ruslar tarafından kurulan Demir yolu Fabrikası uzun yıllar şehir ekonomisine katkı sağlarken sahip olduğu matbaada 1926 yılında ilk kez Latin harfleriyle Erzurum'da bir de kitap basılmıştı. Yani kitap basıldığında Harf İnkılabı henüz yapılmaya 2 yıl vardı.

1950 yılına kadar bugünkü Toprak Mahsulleri Ofis kulelerinin olduğu yerde o devirden kalmış bir kaç küçük vagon ve müze haline getirilmiş Kâzım Karabekir'in kullandığı vagon bulunmaktaydı. Anlatılanlara göre Türk-Ermeni anlaşması bu vagonda imzalanmıştı. Şimdilerde o vagonlardan da haberimiz yok.

Yazımız Hürrem Horasanlı hocamın katkısıyla daha da zenginleşti. Hürrem Hocamın ifadesiyle "1961 yılına kadar Horasan-Sarıkamış arasında Dar Hat çalıştırılmıştı. Bizler onunla büyüdük. 1961 yılında tamamlanan Horasan Kars demir yolu ilk kez trenle Cemal Gürsel Kars'a geçmişti.

Halk geniş hatlı treni daha önemlisi Cemal Ağayı görmek için halk istasyonu doldurmuş bekliyordu. Tren geldi. Cemal Paşa açık camdan dışarı sarkarak vatandaşları selamladı. Tabii adet üzere kesilmek üzere kurban yere yatırıldı....Cemal Ağa "hayır kurban ancak Tanrıya kesilir" diyerek kesimi engelledi.Sarıkamış'tan gelen son Dekovil Treni Horasana yaklaşırken adeta vedalaşırcasına istasyona kadar acı acı düdük çaldı.Halk o günün hissiyatıyla bayağı duygulu anlar yaşadı. Sonraları anladık ki o duygulanma boşuna değilmiş.

Eğer o dekovil hattı ve treni dursaydı Horasan Sarıkamış hattı turizm cennetine dönüşür çevrede bundan faydalanırdı. İlk icat edilen trenlerdendi.Buharla çalışır, yakıtı odun ve kömürdü. Küçük olan bu trenlerin yolcu vagonları bugünkü otobüslerden küçüktü. Kompartımanları tahtadandı. Kış yolculuklarında ısınmak için küçük sobaları vardı. Tren rampaya vurduğunda rahatça inilip binilirdi.İstasyonu ayrı bir güzellikteydi. Trenler buharla çalıştığından su ihtiyacı çoktu.Horasanın bugünkü yatılı bölge okulu yeri dar hat istasyonuydu. İstasyonun güneyinde su depoları vardı. Buradan su istasyona ve oradaki depoya aktarılır, hatta o günün şartlarında çok lüks olan memur lojmanlarına o su pompalanırdı. İleri görüşü olmayan yöneticilerimiz ne yazık ki, bu güzelliklere sahip çıkamayarak yok oluşlarına seyirci kaldılar".

Evet değerli dostlar Dekovil veya Dar Hattın tarihsel önemi çok büyük, umarım geniş araştırmalara konu olur.