Zaman zaman Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ömer Çomaklı’nın, “Atatürk Üniversitesi’ni bir yeryüzü üniversitesi yapmak için ekibiyle birlikte olağanüstü bir çaba harcıyor” diye yazıyoruz ya, bir kez daha bu iddiamızın mesnetsiz olmadığını ispatladı, hoca bize…

Size üç güzel gelişmeden söz edeceğim.

Ancak özellikle “aşı” meselesi var ki, diğer hizmetleri gölgede bırakacak çapta bir çıkış…

Türkiye, Koronavirüs gerçeği ile henüz tanışmıştı…

Başta devlet olmak üzere, herkes harekete geçerek, dalga dalga gelen virüs tsunamisine karşı hazırlık yapmaya çalışıyordu.

İşte o endişe içinde kolları sıvayan kurumlardan biri de, bu ülkenin en saygın ve en köklü üniversitelerinden biri olan Atatürk Üniversitesi’ydi.

Rektör Ömer Çomaklı, hemen kurmay heyetini topladı ve “…madem üniversitemizin bu kadar bilgi birikimi, akademisyen tecrübesi ve imkânı var, şu halde Ankara’dan bir talimat gelmeden bu sürece katkı sunacak bir şeyler yapalım” dedi.

Yapılan bilimsel müzakereler sonucunda ortaya şu görüş çıktı:

“Sahasında uzman olan hocalardan yeni bir ekip oluşturalım ve Koronavirüs aşısı üzerine çalışalım.”

Teklif kabul gördü, proje Sağlık Bakanlığı’na sunuldu, bakanlık da projenin ayaklarının yere bastığını görünce “çalışma” izni verdi.

Rektör Çomaklı bu “onay”ın üzerine, Atatürk Üniversitesi bünyesindeki birbirinden değerli 15 akademisyeni bu çalışma için seçti ve projenin hızlı ve sağlıklı yürümesi için de ilk etapta 10 milyon liralık bir kaynak tahsis etti.

Ekip hemen işe koyuldu. Çünkü ne ülkemizin ne de dünyanın tek bir saat bile boşa geçirecek vakti yoktu.

Çin, İtalya, İran ve İspanya örneklerinde görülmüştü ki, küresel bu illet kısa bir süre içinde bütün dünyayı etkisi altına alıp, insanları kasıp kavuracak.

Bugün başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, dünyanın dört bir yanında Koronavirüs aşısı üzerine bilim insanları harıl harıl çalışıyor.

İşte o çalışan insanlar içerisinde bizim insanımız ve bizim kurumlarımız da var.

Kim ve hangi kurum üretirse üretsin yeter ki bu illete dur diyecek bir aşı bulunup insanlığın hizmetine sunulsun…

Kim bilir belli mi olur, belki de o “aşı”, Anadolu’nun çatısı olan Erzurum’dan ve Erzurum’un güzide kuruluşu Atatürk Üniversitesi’nde üretilir.

Çomaklı hoca da ekibi de bu yolda inanç ve azimle koşuyor…

Biz de onlara güveniyor ve inanıyoruz…

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SİPERLİKLİ MASKE ÜRETİYOR

Rektör Ömer Çomaklı, bu süreçte sadece aşı çalışması yapılmasıyla yetinmedi.

Madem salgının daha ileri boyutlara ulaşması muhtemel; o halde özellikle sağlık personelinin hava su kadar ihtiyaç duyduğu maske işine de girmeliyiz şeklinde düşündü.

Bir kez daha kolları sıvadı ve üniversite bünyesindeki TEKNOKENT’i harekete geçirerek, planını kuvveden fiile geçirmeye koyuldu.

Üniversitenin farklı birimlerinde hizmet veren 13 adet üç boyutlu yazıcıyı TEKNOKENT’te bir araya topladı ve burada yetişmiş bir ekibin gayretiyle birkaç gün içerisinde nitelikli yani sadece doktor ve hemşirelerin kullanabilecekleri siperlikli maske üretimine başladı.

İki hafta gibi kısa bir zamanda toplam bin adet siperlikli maske üretmeyi başardılar.

Bu maskeler ihtiyaca binaen, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne, Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’ne, Buhara Hastanesi’ne ve Oltu ve Pasinler Devlet Hastanelerine gönderildi.

Rektör bey, talimat verdi, “Üretim aksamadan devam etsin.”

Öyle ya…

Erzurum’un dışında çevredeki illerin ve ülkenin de ihtiyacı var bu maskelere…

En gelişmiş ülkeler bile maske yüzünden neredeyse birbirlerini boğazlarken, Türkiye kendi kurumlarında ürettiği maskeleri kendi halkına ücretsiz dağıtmanın dışında ihtiyaç sahibi nice ülkelere de bedava gönderdi.

Çünkü bu, Türkiye…

Bazıları bilmiyor, hatırlatmakta yarar var:

Misal; Atatürk Üniversitesi, ihtiyaç duyulması halinde aşı ve maskenin dışında daha neler üretir neler…

SAĞLIK KAHRAMANLARINA “KALBİMİZ SİZİNLE” PASTASI

Atatürk Üniversitesi Rektör Ömer Çomaklı samimi gayretiyle bir yanda aşı bulma çalışması yürütüp beri yanda nitelikli maske üretimine geçerken, verilen mücadelenin sosyal yanını da unutmadı.

Üniversitenin kendi tesislerinde kendi aşçıları eliyle, günlerdir canları pahasına çalışan sağlık çalışanları için çok güzel bir jest yaptı.

Güzel bir kutu içerisinde leziz bir pasta ve üzerindeki kalp şeklinin içinde bir yazı:

“Kalbimiz Sizinle”

Gerçekten de çok doğru bir sesleniş…

Bizler için gece gündüz demeksizin fedakârca çalışan ve sırf birilerini iyileştirip taburcu etmek adına kendi hayatlarını riske atan doktorlarımız, hemşirelerimiz ve yardımcı sağlık personeli nasıl unutulur ve onların bu insani gayretlerini kim yok sayabilir ki…

Diyenler olabilir, “hepsi bir pasta mı?”

Olur mu öyle şey azizim…

Atatürk Üniversitesi, o kahramanların nasılsa tarihe altın harflerle geçeceğini biliyor, Çomaklı hoca, yalnızca ağızları tatlansın istedi o kadar…

Şu sıkıntılı günlerde, nasıl da küçük bir jeste bile ihtiyaç duyuyoruz görmüyor musunuz?

Koronavirüs’ü tek başımıza yok edemiyoruz madem, bari birbirimize omuz verelim, birbirimize destek olalım…

Sizin elinizden pasta yapmak gelmiyorsa, yürekten yapacağınız bir teşekkürünüz bile unutmayın ki yüzleri güldürür…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.