Çok uzağa gitmeyelim şu 150 yıllık kısa tarih diliminde bile atalarımızın bu sözü, belki yüz kere doğru bir tespit olarak kendini hatırlattı.
Biz bu bebek katillerinin ciğerini biliriz.
Ataları da insanlıktan nasibini almamıştı, torunları da almamış…
Doğu’da hangi şehre, hangi kasabaya ya da hangi köye giderseniz gidin mutlaka Ermeni çetecilerin giriştikleri insanlık katliamına dair izler bulursunuz.
Toplu mezarlar açıldı…
Gebe kadınların nasıl süngülenerek şehit edildikleri belgeleriyle, canlı tanıklarıyla ve bilimsel verilerle ispatlandı.
Ama ne yazık ki dünyaya haklı davamızı anlatamadığımız gibi tıpkı bugün olduğu gibi o gün de sözde medeni Batı, Ermenilerin tehcirden hareketle soykırım yalanına itibar etmeyi tercih etti ve bir asırdır her fırsatta bu yalan üzerinden aklınca Türkiye’yi “terbiye” etmeye kalkıyor!
Oysa milletçe yaşadığımız acımız çok tazeydi…
On binlerce yaşlı, engelli, kadın ve çocuk, çoğu yerde toplu biçimde yakılarak katledilmişti.
Adına, “Ermeni mezalimi” dedik ki, az bileydi. Dünya tarihinde, o katil Ermeni çetecilerin Anadolu’da yaptığı mezalimin bir eşine daha az rastlanır.
Bugün aynı Ermeni çeteleri (buna devlet dersek eğer, hakiki devletlere hakaret etmiş oluruz) yine dünyanın gözüne gözüne sokarcasına Azerbaycan’da masum insanları, sivilleri ve en alçakçası da çocukları katlediyor.
Medeniyetleri, gelişmişlikleri, teknolojileri yerin dibine batsın…
Sabahtan akşama kadar dünyaya ahkam keserek aklınca insanlık dersi veren Batı, yüz yıl önce olduğu gibi şimdi de vahşeti ve katliamı izlemekle yetiniyor.
Tıpkı Sırpların Bosna’da giriştiği katliamı izledikleri gibi…
Hatta kana susamış Ermeni vampirlerine arka çıkıyor, silah veriyor, “haydi yürü katil sürüsü, arkadayım” diyor.
Bekliyorlar ki Azerbaycan sağ duyusunu kaybedip tıpkı o katiller gibi eline geçirdiği topu tüfeği sivil Ermenilerin üzerine boca etsin.
Böylelikle çıkıp yine bağıracaklar, “Türkler, Ermenileri katlediyor”
Dünyada dört gözle bunu bekliyor, tekmili birden üzerimize çullanmak için…
Yani daha önce gördüğümüz film…
Azerbaycan Ordusu, o Ermeni çetecilerden fersah fersah güçlü ve donanımlı.
İstese, 24 saatte haritadan Erivan’ı da siler süpürür, bütün Ermenistan’ı da…
Ama yapmıyor. Çünkü kardeşlerimiz katil değil, namuslu ve insan haklarına değer veren bir devlet, ordusu da çapulcu sürüsü değil, Mehmetçik ve disiplinli bir asker…
Lakin sabrın da insafın da tahammülün de elbet bir hududu var.
Ateşkese rağmen daha dün yine Gence’nin üzerine füze yağdırdı, çok sayıda sivili katletti, yüzlerce masumu yaraladı, evlerinden barklarından mahrum bıraktı.
Kuduz it gibi salyasını akıta akıta günahsız kimselere saldırıyor, sivilleri vuruyor.
Dünya hala ve ısrarla bu insanlık düşmanlarını izliyor, hatta sütre arkasından kıskılıyor!
Her fırsatta Haçlı zihniyeti Türk’e ve Müslüman’a karşı tek yumruk tek cephe oluyor.
Pekii Türk dünyası ve Müslümanlar ne yapıyor?
Dünyada elliden fazla İslam ülkesi var. Ve toplam nüfusu bir milyarın üzerinde…
Türkiye’yi elbette ayrı tutarak baktığımızda bu İslam ülkelerinin kaçı şöyle canı gönülden Azerbaycan’a omuz veriyor, haklı mücadelesine destek çıkıyor.
Yahu koşmuşu İran, sözde dindaşı olmasına karşı Azerbaycanlı Müslümanlar yerine katil Ermeni çetecileri el altından destekliyor!
Yazıklar olsun…
İşte bu gerçeği gören ve bilen Haçlı zihniyet, yer yer kendi boğazlarını da kesiyor olsalar da mevzubahis Türkler ve Müslümanlar olunca, aynı ayda şer cephesinde tek vücut oluyor.
O İslam ülkelerinin sözde yöneticileri, olup biteni, film izler gibi izlerken bir an bile akıllarına getiremiyorlar ki, Erivan’dan Gence’ye atılan Rus füzeleri aslında kendi kafalarında patlıyor da haberleri yok.
Çünkü “Sarı Öküzün Hikayesi”ni hakikaten bir hikayeden ibaret zannediyorlar.
Bugün kardeşinin yüzünde patlayan o kanlı ittifak, yarın kendi tepesine inince “eyvah” diyecek ama iş işten çoktan geçmiş olacak.
Tarih, durup durup bize hatırlatıyor da ne yazık ki ders çıkarmıyoruz.
“Domuzdan post, gavurdan dost olmaz!”
Atalarımız daha açık nasıl söyleyecekti ki, şu acınacak haldeki İslam ülkeleri gerçeği anlasaydı.