DÖNÜŞEN DÜNYA DÜZENİNDE İŞLETME YÖNETİMİ

Toplumsal ve ekonomik sonuçlarıyla, sağlık başta olmak üzere dünyanın ve ülkemizin mücadele ettiği Kovit-19 her alanda yaratmış olduğu olumsuz etkilerle devam ediyor.

İklim değişikliklerine bağlı olarak yaşanan deprem, sel gibi felaketler de söz konusu olunca ekonomik ve toplumsal konularda dayanıklılık önem kazanıyor.

Krizin, iş dünyasına yansımalarını anlamaya çalışarak geçen sürede, tüm dünyada üretim ve yatırım planlarında aksamalar yaşandı/yaşanıyor.

Yatırım planları, yeni normal kriterlerine göre değişiyor.

Firmaların yüzde yetmişi kendi sektörlerinde yaşanan değişiklikleri tespit ederek, üretim ve yatırım planlarına ona göre yön veriyor.

Yeni iş modelleriyle, yeni ürün ve hizmetlere odaklanan firmalar, toparlanma sürecini hızlandırıp, dayanıklılıklarını artırmayı hedefliyor.

Kovit-19'la başlayan yeni dünya düzeniyle toplumun her alanında artık eskiye dönüşün olmayacağı kesin.

''Her krizde bir fırsat vardır'' cümlesi sıkça gündemde...

Burada kullanılan fırsat kavramıyla, daha düne kadar sıradan kumaş üreten bir firmanın, bundan sonra dünya çapında maske üreten bir modele geçiş yapmasından bahsediliyorsa, firma krizi fırsata çevirmiş denebilir.

Krizi fırsat bilerek vur-kaç operasyonu uygulayan firmalar ise, bugün kazandıklarını düşünseler de bilmeliler ki, uzun vade de ne piyasalar ne de müşteriler, onları unutmayacaktır.

Teknolojik gelişmelerin, dijital dönüşümü desteklediği çağımızda, Kovit-19'un yarattığı ivmeyle dönüşüm artık vazgeçilemez noktada...

Ekonomi merkezli birçok kriz yaşanmasına rağmen Kovit-19, dijital süreçleri, yeni normale paralel olarak hayatımıza konumlamış görünüyor.

Krizi fırsata çeviren işletmeler dışında tüm iş dünyası için öncelikli hedef ayakta kalabilmek...

Fiyat indirimine gidilmesi, iç piyasayı canlı tutmak açısından oldukça önemli.

Bu dönemde, Apple gibi dünya devi bir firma indirime gidebiliyorsa, markanızın zarar görmesi düşük bir ihtimal !

İnternet sistemleri ve sanal marketler kullanılıp, elde ki stokların bir an önce eritilerek nakde çevrilmesi, uzun vadede işletmelere rahat bir nefes aldıracak gibi görünüyor.

Asgari ücrette gerçekleşecek olan hak edilmiş artış, çalışan sayısında indirime gidileceğini gösteriyor.

Çalışan sayısını azaltmak yerine devlet teşviklerini iyi kullanmak, uzun vadede yaşanacak kalifiye eleman sıkıntılarının önüne geçilmesi yönünde iyi bir tedbir...

Yeni düzenle, küreselleşme kavramının ağırlığı daha çok hissediliyor.

Salgınla birlikte dünyadaki sınırların yapay bir olgu olduğu gözler önüne seriliyor.

Öyle ki; ABD'de hastalanan bir insanın yaydığı etkiler, Hindistan'da görülüyor.

İş dünyası için bu durumun tedarik zinciri üzerinde olumlu etkileri var.

Ticari rekabet arttıkça, ''Nerede ucuz tedarikçi var?'' şeklinde düşünmek yerine yerelde güvenilir tedarikçi ile çalışmak, tüm firmalar için en doğru tercih.

Ekonominin rahat bir nefes alabilmesi için en önemli çözüm yerel üretim.

Yerelde ihtiyaçlar daha iyi bildiğinden bu ihtiyaçların etkin temini yine yerel tedarikçiler tarafından sağlanıyor.

Yerel tedarik, bu dönemde iş dünyasında ayakta kalmak isteyen herkesin temel ilkesi olmalı...

Katma değeri yüksek, verimlilik temelli yapılan her üretim toplumsal refahın anahtarı...

Yeni düzene uygun olarak, yüksek teknoloji merkezli, nitelikli insan kaynağına sahip, yüksek katma değerli, markalı ihracat hedefli sanayi ve girişimcilik temelli ekonomik modellerin geliştirilmesi ekonominin canlı tutulması konusunda rehber niteliğinde.

Krizin ne kadar süreceği hesaplarını bir kenara bırakıp, stok yönetimi yapmak, gelecek planları hazırlamak, dönüşüme göre hazırlanmak, zamanı en doğru şekilde kullanmak en akılcı çözüm.

Temennimiz, tüm dünyada vaka sayılarının azalması, tüm hastaların sağlıklarına kavuşması ve pandeminin tekrarlanmamak üzere son bulması...

Sağlıklı ve bereketli senelere...