Devlet Yetersiz kalmamalı, kalamaz! Devletin en acil çözmesi gereken olay, şiddeti ve bilim insanlarının göçünü önlemektir.
Şiddet bütün acımasızlığıyla devam ediyor vatanımızda. Doktorlar, kadınlar cinayetlere kurban gidiyor.
Şiddetin acısı insanım diyen bütün kalplerde isyanlara, depremlere, itirazlara, derin kederlere sebep oluyor. Hayatın tadı, hayatın anlamı, hayatın süslü güzel tarafları artık çok uzakta kaldılar. Dayak yiyen bir annenin çocuklarının sümüklü gözyaşları, ahu feryat eden ana babalarını, yakınlarını cinayete kurban vermiş çocukların feryatlarına karışıyor.
Kardiyolog Dr. Ekrem Karakaya poliklinikte bir güvenlik görevlisi tarafından başından vurularak katledildi. Cinayet gerekçesi; katilin annesinin ölümünden doktoru sorumlu tutması olarak açıklandı.
Dr. Ekrem Karakaya evli ve iki çocuk babası! Öksüz büyümüş. Ablası ile ağabeysi tarafından büyütülmüş. Ağabey ve ablasına minnetle bütün hastaları için oldukça merhametli, sevecen, işini çok iyi yapmaya çalışan bir doktor olmuş.
Gecenin herhangi bir saatinde hastalarının telefonlarına bakan, hiç üşenmeden hastaneye giderek anjiyo yapan Dr. Ekrem Karakaya insana hizmet madalyası olarak bir cani tarafından kafasına kurşun aldı, en doğal hakkı olan hayat elinden gitti.
Dr. Ekrem Karakaya veya diğer başka cinayete kurban giden doktorlarımız veya kadınlarımız, ya da şiddete maruz kalan, tehdit altında devletin korumasını bekleyen zavallı insanlarımız; devleti ne zaman hissedecekler?
Türkiye’yi terk etmemeleri için devletin alacağı acil önlemler nelerdir?
Aydınların, bilim adamlarının, doktorların, mühendislerin, hemşirelerin veya diğer meslek erbaplarının herhangi bir şekilde kaybını önleyecek irade, çaba, iyileştirme, koruma, kollama görevleri devleti yönetenlerin vatana borcudur.
Siyasi vaat kelimeleriyle, politik zikzaklarla, avundurucu, oyalayıcı, geleceğe yönelik vaatlerle çözülecek durumlar değildir bunlar!
Mevcut şiddet olaylarının ortadan kalkması, milli güvenlik sorunudur. Çok ciddidir.
Ülkemizi Ortadoğu ülkeleri içinde görmek istemeyen her yöneticinin, her vatandaşın bilinçlenmesi gerekmektedir. Şahsen ben insanlar arasında din, dil, ırk ayrımı yapan bir felsefeye sahip değilim ama beni de “Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” diyen Atatürk’le aynı düşüncedeyim! Tıp fakültesini Suriye’de, Irak’ta veya Arabistan’da okumuş bir hekimle bizim nadide üniversitelerimizde tıp okumuş bir hekimle mukayese dahi etmem! Sağlığıma şifa bulmak için gittiğim hastanelerde kendi doktorlarımı tercih edeceğim açıktır!
Yönüm Cemil Meriç’ten aldığım felsefeyle her zaman batı olmuştur! Doğudan beslenirim, yeri geldiğinde, koskoca doğuyu inkâr edemem, ancak batının geldiği can mal güvenliği, emniyet, konfor, bilgi seviyeleri, demokrasi açısından batı her zaman rol model olmalıdır derim.
Eğitim başta olmak üzere, kanunlarda radikal değişikler yapılarak, Türkiye’mizdeki bütün şiddet ortadan mutlaka ve acil olarak kaldırılmalıdır. Cahillikle ve cehaletin getirdiği acıları yaşamamak için başta okullardaki fen, matematik, felsefe, sosyoloji gibi derslere ağırlık verilmeli ve insanlarımıza mutlaka okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır.