Adı artık önemli değil, bahsedeceğim Cumhuriyet Caddesi'nde bir esnaf ağabeyimle ilgili.
Hem de doğaya da duyarlı eğitimli bir ağabey.
Türkiye Gazetesi'nde çalıştığım dönemlerde sıkça da haberini yaptığım, o haberler sayesinde de tanınırlılığı artan bir ağabey.
Erzurum'da duyarlı biri sorulsaydı o gün sadece ben değil, sahadaki bütün basın emekçisi arkadaşlarım da onu gösterirdi.
Biat kültüründen uzak, demokrat, nezaket sahibi, içi neyse dışı da aynı olan, cami cemaati dışında herhangi bir cemaatle de ilgisi olmayan bir ağabeydi.
Şehirde olup biten herşeyden bir şekilde haberi olan, TV izleyen, gazete okuyan bu ağabey, kötü giden ne varsa hemen devreye girer, illa ki bu yanlışlıktan dönülmesi için o gün korkusuzca meseleyi dile getirir, uyarılarda bulunurdu.
Hem tepkisi hem de önerileri o günkü gazetelere de yansırdı.
Rijit değildi bir defa.
Sadece kötüye tepki göstermezdi, iyiyi de söyler, yiğidin hakkını da yiğide verirdi.
Açıkçası oldum olası da hangi partilidir anlamamıştım.
***
Uzun zamandır bu ağabeyiden ses-seda çıkmıyor.
Geçen onca yıl içinde daha bir sürü hadise olmuştur, bir gün dahi eskisi gibi daha burnunu sokmamıştır.
Artık hiç bir topa girmeyen bu ağabey, şaşırmışımdır, adeta 'yaşayan bir ölü' gibidir şu an!
Son zamanlarda onu evden işine, işinden evine giderken görüyorum.
Mesela bugün onu Yakutiye Medresesi'nin önünden geçerken gördüm, sağda, solda olanlarla alakası yok.
Oysa dikkat ettim, gördüm, Halter yarışması için o devasa direklerin Medresenin önüne konulduğunu gördüğünü!
O ola ses çıkartmaya!
Hem de bu turizm sezonunda tarihi dokuya zarar veriyor diye o ringin kurulmasına ses çıkartmaya!
Ama yokişte, sus oğlu sus!
***
Etrafında kimse de pek yok, dünyayla adeta ilişkisini kesmiş durumda.
Merak da etmiyor değilim, toplumsal meseleler konusunda onca duyarlı bu insan nasıl bu kadar şimdi duyarsız kalır diye.
Hayır, siyasete filan girmiş olsa, çok önemli yatırımlara kalkışmış olsa filan anlarım.
O da yok.
Eskisi gibi yine işinde gücünde.
Geçenlerde Dursun Şen'e onu sordum, 'Duyarını kaybetmiş!' diye espri yaptı.
Mevcut siyasal iktidarın korkusuna bağladı onun bu suskunluğunu.
''O da modaya uydu, bana ne diyor'' dedi!
İnanmak istemiyorum ama durum biraz da onu mu gösteriyor ne?
***
Günümüzde yaşanan bir çok olumsuzluk karşısında bir suskunluğun olduğu sır değil.
Bugün Üniversitelerde toplumsal duyarlılık konusunda projeler bile üretilirken, Sivil Toplum Akademileri dahi kurulurken, Üniversitemiz başta olmak üzere Basınından sivil toplum örgütlerimize kadar her kesimde bir 'neme lazım'cılık göze çarpıyor.
Eleştirisel bakış, sizlere ömür.
Zaten muhalefet partileri desen, ne var ne yok!
Bir düşünür İstanbul için ''Kocasından dayak yiyen kadın'diye bahseder.
Galiba Erzurum da, toplumsal duyarlılık da habire dayak yiyen cenahtan!
Sadece kahvehane köşelerinde dedikoduların yapıldığını da görünce 'galiba Yeni Türkiye böyle bir şey' diyesi geliyor adamın!
NOT: Yazıda bahsettiğim ağabeyiyi çektim telefonumla bugün. Sol tarafında yeralan Medresenin yanındaki o devasa demirlerin yeraldığı ringe aldırış bile etmiyordu.
---