Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurullah Altaş, bu programa yabancı dil ve ALES belgesi olamadan da müracaat edilebileceğini, mezunların gerekli koşulları yerine getirdiği takdirde doktora eğitimlerine de devam edebileceğini söyledi.
Altaş, sağlıklı bir toplumsal yapının oluşturulmasında dinin önemli bir konumu olduğunu ve bu önem sebebiyle de dinin nitelik ve niceliklerini anlama ve yorumlama konusunda çok büyük bir özen ve titizlik gösterilmesinin gerekli olduğunu vurguladı.
Altaş, anlama ve yorumlamayla ilgili bilimsel yöntemlere uygun bir tarzda ortaya konan doğru ve gerçek “dinî bilgi”nin toplum için büyük bir dinamizm kaynağı olduğunun da altını çizerek şunları söyledi: “Dini konulardaki yanlış bilgi ve yorumlar, insanı ve toplumu olumsuz etkilemektedir. Dini bilginin üretilmesinde gösterilmesi gereken hassasiyet, İslam gibi fert ve toplum hayatında etkisi büyük olan dinamik bir din söz konusu olduğunda daha da önemli hale gelmektedir.” Dolayısıyla öğretmenlerimizin ve öğretmen adaylarımızın her alanda olduğu gibi din ve din eğitimi alanında üretilen yeni bilgileri izlemesi ve değerlendirebilmesi yetiştirdikleri nesiller üzerinde olumlu katkılar sağlamaları açısından büyük önem arz etmektedir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Tezsiz Yüksek Lisans programı, lisansüstü düzeyde akademik zihniyetin gelişmesine, yetişmiş eleman sayısının artmasına ve sağlıklı din öğretimin gelişimine katkı sağlayacaktır. İslam dininin doğru ve bilimsel temellere dayalı olarak incelenmesi, doğal olarak bu dinin en temel kaynakları ile bu temeller üzerine kurulu itikadi, ameli ve ahlaki metinlerin doğru bir şekilde anlaşılması ve yorumlanmasına bağlıdır.”
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurullah Altaş, açılacak programla ilgili olarak öğretmenlere şu bilgileri verdi: “Bu alanda lisansüstü seviyede araştırmalar yapmak, insanın insanla ve toplumla ilişkilerinden ortaya çıkan hak ve sorumluluklarını öğrenmek, Allah ile âlem arasındaki ilişkiyi doğru anlamak, siyasi, içtimai, iktisadi, tarihi, kültürel, coğrafi ve benzeri sebeplerle din anlayışında oluşan farklılaşmaların belirli bir süreç dâhilinde kurumsallaşmasını tahlil edebilme imkânı sunacaktır. Tezsiz Yüksek Lisans programı bütün bunların akademik bir bakış açısıyla öğrenilmesine, bu doğrultuda öğretilmesine yardımcı olacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığının çıkarmış olduğu görevde yükselme ve yönetici atama yönetmelikleri ile rotasyon uygulamasında yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenlere yüksek puan vermesi, öğretmenleri yüksek lisans ve doktoraya sevk etmektedir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılan yönetim şemasındaki grup başkanlarını görevlendirirken yüksek lisans ve doktorayı ilk şart olarak sunmaktadır. MEB Eğitim sisteminde ciddi sorunların çözümü için, öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin mesleki alanda gelişimlerini gündeme almaktadır. Bu bağlamda İl, ilçe ve okul yöneticileri için performans ölçümleri getirilmesi planlanmıştır.
Öğretmenlerin sadece “eğitim yönetimi ve denetimi” alanında değil de daha çok kendi branşlarında yüksek lisans ve doktoraya yönlendirmeleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yükünü hafifleterek, Türk Eğitim Sisteminin kalitesini olumlu yönde geliştirecektir.
Fatih Projesi, Okullar Hayat Olsun, 4+4+4 zorunlu eğitim tasarısı gibi birçok projenin hedefine ulaşması ve başarılı olması, nitelikli öğretmen ve yöneticilerle mümkün olacaktır. MEB da bu yeterlilik ve niteliklerin artırılması çerçevesinde önemli çalışmalar yaptığı bilinmektedir. Bu aşamada üniversitelerin katkısı başat konumdadır. MEB’de görevli öğretmenlerin üniversite bünyesinde açılan tezsiz yüksek lisans programları ile gelişen bilim ve teknolojik yenilikleri alanına uyarlayabilecektir.”
Editör
çok güzel bir gelişme ancak atauzem(online)olarak genelleştirilirse çook daha güzel olur