Japonlar da aile büyükleri bilgedir, saygıyı, önem verilmeyi hak ederler! Yaşlılar içinse çocuklar; eğitimdeki yetişkinlerdir.
“Çocuklarımızla birlikte ekip biçerek çalışmak bizden üç büyük kötülüğü uzak tutuyor; can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu” Voltaire!
Günümüzde çocuğunu gezdirmek için AVM’ lere götüren ana babalar aklıma geldiğinde gelecek nesillerimize yapılan haksızlığı görebiliyorum.
AVM’ lerde çocuklarımız ne öğreniyor? Marka giyiminin önemini(!). İsraf etmeyi, vitrinleri izlemeyi, yakışanı değil, moda olanı giyinebilmeyi!
Oksijensiz ortam, gürültü kirliliği!
Herkesin kendisine ait bir bahçesi yok. Kendisine ait toprakla uğraşacak bir tarlası, bostanı da yok. Ama herkes bir evde, bir bahçesi olan sitede, apartmanda oturuyor. Sitede oturanlara site yönetimi site bahçelerinin içinde herkese on metre kare bir toprağı verebilir; isteyen bu on metre karede yeşil soğan, sarımsak, domates, fasulye, maydanoz, tere, roka, patates, salatalık, nane, reyhan, çilek, çiçek, gül veya herhangi bir şey yetiştirebilir. Üstelik çocuklarımız için harika bir öğrenme, sorumluluk verilince bir eğitim ve bir disiplin alışkanlığı kazanma sebebi olabilir! Sitemiz yoksa balkonumuz var, balkon yoksa iki üç tane saksı edinebiliriz; bu kadarını da yapabiliriz.
Site içlerinde çimleri sulamak için dünyanın parasını veriyoruz, hiç olmazsa bir işe yarasın!
Çocuk psikologlarının; çocuklarımızın, toprakla, kumla, kemiklerle oynamaları gerektiğini birçok makalede, kitapta okudum. Sürekli bilgisayar veya elektronik oyuncakların sakıncalarının; zekâ gelişimine olumsuz katkı sağladığını, çocukların enerji boşaltamadıklarını, aksine stres yüklendikleri, hırçın yetiştikleri, asosyal olma risklerinin yüksek olduğu konusunda bilim adamları oldukça endişeliler.
Aile ve Çocuk İlişkileri!
Covid 19 hastalığı çıktığından sonra aile büyükleri ile çocukların, torunların ilişkilerinde bazı uzaklaşmaların olduğunu düşünüyorum. Bu konu sosyal medya, özel sohbetlere işlendi.
Aslında bizim gerçekten bildiğimiz ama ertelediğimiz esas konulardan birisi çocuklarla yaşlıların ilişkilerini ayarlayamamış veya kendi düşüncemize göre hareket etmemizdir. Bu kendi düşüncelerimizin içinde diğer tarafa duyulan kinler, nefretler, kişisel yanlış, eksik, hatalı, hissi davranmalardır.
Ben birçok annenin çocuklarını erkek tarafının veya erkeğin kadın tarafındaki yakınlarıyla görüştürmemek istediğini biliyorum. Buna hiçbir kimsenin hakkı yoktur!
Japonlarda durum örnek teşkil edecek felsefe ve eylem içerir. Japonlar da aile büyükleri bilgedir, saygıyı, önem verilmeyi hak ederler! Yaşlılar içinse çocuklar; eğitimdeki yetişkinlerdir. Bu yüzden yargılayıcı ve sorgulayıcı değil; sevecen davranırlar! Japonlar yaparak örnek olmayı seçmişler.
Saygı, nezaket, güleryüzün esas olduğu sevecen eğitimlerde Japon çocuklarda öfke nöbeti ve kontrol kaybına rastlanmıyor!
65 Yaş Çilesi!
Yaşı ilerleyen vatandaşlarımızı koruyalım derken hayatlarının sonbaharında yalnızlığa itiverdik! Yalnızlığa mahkûm edilmenin kalp, damar, şeker hastalıkları, psikiyatri, eklem, kanser hastalıklarına yakalanma riski veya bu tür hastaların ise yalnız kalarak kendilerini daha değersiz hissettikleri ve hastalıklarının daha ciddi tehdit oluşturduğunu düşünüyorum.
65 yaş ve üstündeki hastalara yasağın yakın bir tarihte kalkacağını düşünmekle beraber; şimdiye kadar da her gün akşamüstleri 18.oo ile 20.oo saatleri arasında sosyal mesafe, sağlık bilgisi kurallarına uyarak sokakta, parkta, site içinde veya site etrafında yürüme izni mutlaka olmalıydı!
65 yaş üstü vatandaşlarımız anayasal hak olan doktor ve hastaneye giderek gerçekten muayene ve tedavi olma ihtiyaçlarını karşılamalıdırlar.
Her gün en azından saat 18.00 ila 20.oo arasında sokakta yürüme izni verilmelidir.