‘’Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman, senin gibi cahile ben efendim diyemem aman’’ diye başlayan türküyü bilmeyen yoktur. Severek dinler, mırıldanırız. Bursa yöresine ait olan bu türkünün, ülkemiz insanının tarımdan soğumasına sebep olduğunu biliyor muydunuz? Ülkemiz tarımda dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden birisiyken, bugün ne yazık ki bu alanda ithalatçı bir ülke. 1927 yılında köy nüfusu yüzde 75, 1990 yılında yüzde 41, 2010 yılında yüzde 24, 2016 yılında ise yüzde 7. Yani köyden kente göç rekoru kırılmış..! Köylerde üretim azalınca, gıdamız kalmış ecnebilere..!
Son günlerde bütün dünyada etkisini her geçen gün daha fazla artıran virüs karşısında tüm dünya çaresiz. İnsanlar sürekli evlerinde ve tüketici konumunda. Evde kalma süresi ne zaman bitecek sorusunun cevabını kimse bilmiyor. Virüsün ne zaman biteceği belli olmadığı için görünen o ki, önümüzdeki günlerde buğday, petrolden çok daha fazla önemli hale gelecek. Erzurum, yaklaşık olarak 2 bin kilometre karelik ekim alanına sahip önemli bir tarım kenti. Tarım bakanlığı 7 bin dekara kadar tohum desteği veriyor. Bu dönemde sorun yaşanmaması için daha fazla üretime ihtiyaç var. Dolayısıyla verilen tohum desteğinin artırılması yarınlar için çok akılcı olacak. Bugün en gelişmiş ülkeler arasında maske savaşları yaşanırken yarın gıda sorunu yaşanmayacağını kimse garanti edemez.
Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube başkanı Okan Demir de, açlık ve kıtlık uyarısı yaparak, çok acilen tarımsal üretim seferberliği ilan edilmesi gerektiğini söyleyenlerden. İşin uzmanı Başkan Demir diyor ki; ‘’Bölgemizde Mart ve Nisan ayları ekim, dikim, gübreleme, ilaçlama zamanı. Şu günlerde aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz. Üretemezsek tüketemeyiz, açlık ve kıtlık yaşarız. Dış alım hiçbir zaman çözüm değil. Özellikle salgın zamanlarında çok daha fazla riskli. Çözüm, çiftçilerimizin ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesidir. Buğday başta olmak üzere tüm tarım ürünlerine, 2020 yılı için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) yüksek alım garantisi vermeli. Çiftçi borçları ertelenmeli hatta silinmelidir. Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot gibi temel girdilerin maliyetleri sıfırlanmalı. Kısacası tarımsal girdilere destek verilip, bolca üretim sağlanmalıdır’’.
Zeytinyağlı türküsünde köylü her ne kadar hor görülse de bilmekte fayda var ki, ‘’Köylü her zaman her şartta milletin efendisidir’’. Ne demiş atalarımız; ‘’Üreten ayakta kalır, üretmeyen tökezler kalır’’.
Öngörü işte budur. tebrikler