Kamu-Sen İl Temsilciliği'nden yapılan açıklamada, Havuzbaşı Kent Meydanı'nda bir araya gelen temsilcilerin basın açıklaması ile taleplerini dile getirdikleri belirtildi.
Açıklamada, grup adına konuşmalarına yer verilen Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi Mucip Gözeger, 2017'de maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşmeye göre 2018 ve 2019 için memur ve memur emeklilerine verilen artış miktarlarını hatırlattı.
Sözleşmeye göre dönemler halinde yapılan zamların enflasyonun altında kalması durumunda aradaki farkın maaşlara yansıtılmasının hükme bağlandığını aktaran Gözeger, "Ancak 2018 başından itibaren yaşanan ekonomik gelişmeler neticesinde enflasyonda yüksek oranlı artışlar görülmüş, memur ve emeklilerin maaşları reel olarak değer kaybederken alım gücünde büyük düşüşler yaşanmıştır. Dolayısıyla kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşları, enflasyon karşısında bir yılda yüzde 10,4 değer kaybına uğramıştır. Yılın ilk on ayı itibarıyla hesaplandığında ise kamu görevlilerinin alım gücünün yüzde 9,5 düştüğü ortaya çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.
Gözeger, enflasyon farkı ödemesi yapılmasına rağmen maaşlardaki erime ve alım gücünün kaybının devam ettiğini ve ortalama bir memurun alım gücünün bir yıl içinde aylık 413,17 lira azaldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Tüketici fiyatlarındaki bu yükseliş yüzde 45'e ulaşan toptan fiyatlardaki artışla birlikte değerlendirildiğinde ekonomide her şey yolunda gitse bile uzunca bir süre daha fiyatların pahalanacağını, alım gücündeki düşüşün süreceğini göstermektedir. Her ne kadar dönem sonları itibarıyla maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır. Yüzde 15,9 olarak değiştirilen enflasyon hedefi dikkate alındığında 2019 yılı için memur ve emekli maaşlarına yapılması planlanan maaş zamlarının, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nda yeni hedefe göre revize edilmesi de bir gerekliliktir."
Gelişmeler karşısında ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaşların yalnızca enflasyona endeksli olarak düzenlenmesinin gelir dağılımını bozacağını ve ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacağına dikkat çeken Gözeger, bu çerçevede toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyona endeksli maaş artış tekliflerinden vazgeçilmesi, gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı, büyüme ve refah payının temel alındığı bir maaş artış sisteminin geliştirilmesinin gerekli olduğunu kaydetti.
Editör