23 Temmuz Erzurum Kongresi’nin 100. yılı ya bu yıl… Haliyle bu yıl ki yıldönümü törenleri, öncekilerden çok daha zengin bir muhtevaya sahip ve çok daha medyatik…
Erzurum düşmanlığında Nirvana’ya ulaştınız!
Kendi eniğini yiyen pisikler bile sizin kadar gaddar değildi!
Başta Erzurum Valisi Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Kültür Turizm Müdürü Cemal Almaz, Gençlik ve Spor Müdürü Fuat Taşkesenligil ve ERVAK Başkanı Erdal Güzel olmak üzere, onlarca kişi aylar öncesinden başlayarak, Kongre’nin 100. yılının görkemli geçmesi için ellerinden gelenden fazlasını yaptılar.
Bizler bu gayrete şahit olduk…
Mümkün ki bu kadar etkinlik yapılırken zaman zaman ufak tefek aksamalar ve eksiklikler de vücut buldu.
Fakat biz alışmışız ya, mazrufa değil de zarfa bakmaya…
Haa işte bu iflah olmaz müzmin derdimizden ötürü, ne yaptık ettik günün sonunda 100. yıl etkinliklerine kara çalmayı başardık!
Yok; efendim baş barı öyle oynanmazmış, yok cağ kebabın kalanını kim yedi gibi hakikaten utanç verici ayrıntılar yüzünden hem Erzurum, hem de Kongre adeta “mundar” edildi.
Yahu birader cağ kebap dediğin etin parasını zaten devlet ödememişti ki, sen kalkmış kalan etin hesabını soruyorsun…
Erzurum’da hiçbir iş yapmazsan, insanlık ve devlet-millet adına parmağını dahi kıpırdatmazsan senden iyisi olmaz! Çünkü gözden ırak olduğun için kimse senin nasıl yatan bir tosun olduğunu bilmez, dolayısıyla sen de gününü gün edersin!
Ve fakat birader, bu şehirde bir iş yapmaya kalkmak, elini taşın altına sokmak, insanlık için kendine hizmeti şiar edinmek, devletin bekası için fedakarlıkta bulunmak hasılı ortaya bir eser koymaya çalışmak…
Dünyanın gelmiş geçmiş en şedit suçudur, sen de o suçun faili bir azılı suçlusundur!
O tosunları biliyorum ben, onlar zaten Atatürk adından ve Erzurum Kongresi isminden ifrit olan Ticanilerdir. Onlar, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet’in değerlerine öylesine gaddarca saldırırlar ki, buldukları her fırsatı acımasızca değerlendirirler.
Sizin temin ederim ki, günlerdir et ve bar üzerinden Erzurum’a saldırıp duran o insanların bir kısmının ne Atatürk’e ne de Erzurum Kongresi’ne dair en küçük bir sempatileri yok. Onlar, Ali sevgisini Muaviye buğzu yaparak Cumhuriyet’e saldırıyorlar aslında.
Dertleri davaları, IŞİD anlayışında bir yönetimin altında kadına, çocuğa tecavüz etmek, kelle kesmek, kendileri gibi düşünmeyen herkesi kafir ve mürtet ilan etmektir.
Ömründe, Kongre binasına adım atmayan, ömründe film icabı bile olsa Atatürk’ün adını ağzına almayan, ömründe Cumhuriyet’in umdelerinden tek kelime dahi söz etmeyen bir takım kimseler, kalkmış vay efendim niye baş barı nizami oynanmadı, niye cağ kebap kamyona yüklenip götürüldü.
Söylemek istemezdim ama madem öyle diyeyim…
Eğer o gün o cağ kebap oradan götürülmeseydi, ya cağ kebabı yapan usta öldürülecekti, ya da polisleri ezeceklerdi.
Kimi utanmaz tipler, bir adet cağ kebabı için Erzurum’u dünyaya rezil etmeye kalktılar!
Hay zıkkım yiyeydiniz o cağ kebabın yerine…
Hele gidin bir bakın, hangi ilin buna benzer festivallerinde bizdekinden on kat daha fazla aksilik ve aksaklık yaşanmıyor.
Fakat kimse sırf balık yiyemedi, ya da sucuk zıkkımlanmadı diye memleketini sosyal medyada karalayıp durmuyor.
Rahmetli İbrahim Erkal derdi ya, bizim harici düşmana ihtiyacımız yok, Erzurum Erzurumluya düşmanlıkta yeter de artar bile…
Aynen öyle…
Bunca güzel iş yapılmış ve daha da yapılacak…
Mümkün ki bir iki faaliyette de hoş olmayan bir şeyler olmuştur…
Yahu bunu bu kadar büyütüp sanki Erzurum’un tüm derdi buymuş gibi takdim etmek, bu şehre nasıl bir fayda sağlıyor anlamış değilim.
Yazık, hem de çok büyük yazık…
Kendi ayağımıza kendi elimizle balta vuruyoruz.
Sonra da kalkıp Erzurum niye gelişmiyor, Erzurum niye turizm kenti olmuyor, Erzurum niye sanayi şehri değil, deyip ah ediyoruz…
Birader; senin taksi şoförün olimpiyata katılan iki sporcu genci, taksisinde birbirlerine sarıldı diye, aşağı indirip dövmedi mi? Bu yüzden de tüm dünyaya rezil olmadık mı?
Şimdi sen ne hakla kalkmış da niye cağ kebabın yarısı kamyona koyulup götürüldü, kalan eti kim yedi veya kimlere satıldı diye hesap soruyorsun?
Sen meselenin iç yüzünü bile bilmiyorsun…
Memleket bizim, eğrisiyle de doğrusuyla da bizim…
Fakat muhterem, bu kafayla gittiğimiz sürece ister inanın ister inanmayın birkaç yıla kalmaz iri bir köy olmaktan öteye geçemeyiz.
Bunu söylerken ciğerim yanıyor, kalbim duracak gibi oluyor.
Biliyorum…
Erzurum bunu hak etmiyor…
Canım çıksın sene güzel memleketim, aziz yurdum, iki gözümün nuru ata ocağım, canım çıksın sene…