ERZURUM ESNAFI ÖLSÜN!

Erzurum’da eskiler, böbürlenen ve hava atan birisini küçümsemek için “Ne hava atıyorsun oğlum! Yediğin pekmez, gittiğin Antep” derlermiş.
Şimdi öyle mi?
Pekmezin fiyatı bal ile yarışıyor.
Antep’in yanına ise yaklaşmak mümkün değil.
***
O artık bir dünya şehri.
Suriye ile yaşanan gerginlik ve Halep yolunun kapanması, Antep’i inanın hiç etkilememiştir bile.
***
Geçen yıllar içinde geri giden ne acı ki, sadece Erzurum olmuş.
***
Hepimiz bu olumsuz durumdan şikayetçiyiz.
Bir yanda yoksulluk, bir yanda işsizlik, bir başka yanda ticari durgunluk.
Anlayacağınız sıkıntı büyük.
***
Bu sıkıntıyı görenler, “Şehri kalkındırmak lazım” diyorlar.
Tamam da nasıl yani?
***
“Kalkınma” dediğiniz file değil, para ile, yatırım ile oluyor.
İşte iş para’ya gelince sarpasarıyor.
Çünkü para bizde maalesef yok.
Yastık altında sakladığımızı da yok ev’di, araba’ydı, kredi kartı taksitiydi, bunlara harcadık, tükettik, adeta sıfırı çektik.
***
Biz vatandaş olarak “umutsuz vakayız!”
Bürokrata gelince…
O vatandaştan da beter!
***
Ne demek istediğimi anlatayım isterseniz!
***
Devlet organları, ihtiyaç duydukları mal ve hizmet için alım yapıyor.
İlk başvurulan adres de en kestirme yoldan Devlet Malzeme Ofisi!
Niye?
Çünkü oradan yapılacak alışverişlerde formaliye yok, yani ihalesiz mal satınalmak mümkün.
Hal böyle olunca da kamu, ihtiyaçlarını temin etmede ilk adres olarak DMO’yu seçiyor.
***
DMO’da fiyatlar yüksek, kalite düşükmüş…
Oradan satınalınan malın parası başka şehirlerde ticaretle uğraşanların kasasına giriyor, dolayısıyla Erzurum esnafı çaresizleri oynuyormuş!
Bunun hiç de önemi yok.
Erzurum esnafı sürünsün ve hatta ölsün, kimin umuruna!
Nasıl olsa kamu, ihtiyaç duyduğu ürünü bi şekliyle temin ediyor.
O ürün ha Erzurum’dan alınmış, ha Kayseri’den, Konya’dan, ha da İstanbul’dan.
İş görülmüş mü?
Gerisi çok da önemli değil!
***
Böyle bir mantıktan olaya yaklaşırsanız, elbet önemi yok.
Ama “Erzurum esnafının kazanması ve kalkınması gerek” derseniz, DMO yolu tamamen yanlış, tamamen sakat.
***
Bişey daha öğrendim!
Meğer Erzurum esnafına çelme takan sadece DMO değilmiş.
Geçen bir kamu yöneticisi, “Eskiden sadece DMO yakamızı bırakmazdı, şimdi Devlet Malzeme Ofisi’ne PTT’de eklendi” dedi, anlayamadım.
Anlattı!
***
PTT’nin Ankara’da devasa matbaaları varmış…
Genel müdürlük, il müdürlüklerini, “Gidin kamu kurumlarından evrak baskısı isteyin” diye sıkboğaz edip, baskı altında tutuyormuş.
O yönetici, “Biz artık matbu evrak basım işini PTT’ye veriyoruz. Çünkü orada da ihale yok. Ver siparişi, bir süre sora istediğin baskılı evrak adresine gelsin” dediğinde donup, kaldım.
***
Erzurum, bir zamanlar ülkenin sayılı ticaret merkezlerinden ve kalkınmış illerinden birisiydi.
Büyükşehiriz güya…
Ama şimdi çok çok gerilerdeyiz. Bırakın büyükşehirleri, küçükleri ile bile aşık atamaza olduk, yazık!
***
İşte sebeplerden birisi bu.
Matbaacı iş bulamaz, mobilyacısı, beyaz eşya satıcısı, bilgisayarcısı, kırtasiyecisi müşteriyi boşuna beklerse eğer…
Sorarım size, bu şehirde kalkınma olurmu?
***
Nerede bu şehrin Matbaacılar Odası, nerede Esnaf Birliği, nerede siyasetçisi, milletvekili?
Aslında milletvekillerine çok da fazla kabahat yüklememek lazım.
Acaba onlara yaşanan sorunlar iletildi de, çözüm mü bulmadılar?
Bu soruya cevap verecek olanlar belli de…
Onlar da biribirine düşmüş.
Olan ise esnafa, olan işadamına ve bu şehre oluyor.
Yazık.