İflas eden onlarca işadamına bir saat bile vakit ayırmayan bu adam, sözümona bir fon adına kendini parçaladı!
Erzurum’da yüz esnaftan doksan dokuzunun adını bile bilmediği, duymadığı bir uyduruk yatırım fonu (güya yatırım yapmak isteyen işadamına kredi filan veriyormuş. Güya diyoruz, çünkü bugüne kadar bir işadamı çıkıp ‘ben bu fondan kredi alıp iş yaptım, ya da ben bu fondan kredi alarak işimi büyüttüm demedi) varmış.
Bu fon, besbelli ki birkaç kişiyi o kadar yakından ilgilendiriyor ve onlar için o kadar cazip ki, o uyduruk fonun Trabzon’a bağlanmasına itiraz ettiler; itiraz ne demek isyan ettiler!
Mesele, basında günlerce yazıldı çizildi.
Birileri sözümona ağırlığını koydu ve uyduruk bu fonun bilmem nereye bağlanmasını engelledi!
Adamın biri de günlerce bu kararın üzerinde tepinerek, aklınca kendine yeni manevra alanı kazandı ve bilmem kaçıncı kez başkan olmak için saçma sapan bu işi hoyratça tüketmeye başladı.
Öyle bir takdim ediyorlar ki, bilmeyen zannedecek ki Erzurum elden gidiyordu da son anda kurtarıldı!
Hepsi palavra!
Efendi…
Ömrün boyunca ucuz işlere talip oldun ve ömrün boyunca birilerini hep kullandın ya…
Bak efendi, bunları sana söylemek zorunda bıraktın beni…
Hani muzaffer komutan edasıyla poz kesip duruyorsun ya; hiç kendi kendine gelin güveyi olma…
Çünkü bu millet senin nasıl tırışkadan bir adam olduğunu biliyor.
Erzurum esnafı, kan kusup kızılcık şerbeti içtim dediği zamanlarda sen ortalarda yoktun…
Erzurum esnafı, devlet tarafından haciz sarmalına duçar kaldığı zaman sen araziye uymuştun…
Erzurum’da birçok müteahhit ve işadamı, aslında küçük paralarla kurtarılabilecekken sen, kendi nefsin için mücadele ettin ve kimseye dönüp bakmadın…
Erzurum ekonomisi dibe vurduğunda sen, aile fertlerini şirketlerin başına geçirerek, milletin hakkı olan bir oluşumu şahsi varlığın haline getirdin.
Sen ömrün boyunca ne Hakk’ın, ne adaletin yanında yer almadığın halde, ama kendini öyle bir yutturdun ve öyle bir pazarladın ki birileri de senin hakikaten bir şeyin mücadelesini veren dava adamı zannetti. Halbu ki sen, şişirilmiş bir balondan ibarettin…
Şimdi aynı sen, kalkmış tamamen uyduruktan bir fon için kendini parçalıyorsun.
Neyin peşindesin bilmiyorum; ama derdin davan Erzurum olmadığı, Erzurum esnafı olmadığı ortada!
Çünkü senin en sevmediğin kimseler esnaftır, Erzurum’dur, Erzurum halkıdır.
O uyduruk fon için harcadığın mesainin onda birini şu esnaf için harcasaydın, belki de bugün iflas eden esnaf yazısı yüz’le değil de üç beşle anılırdı.
Sen, perperişan olan esnafın derdini dinlememek için, her gün başka başka deliklerde saklanırken, bu şehir her şeyi görüyor ve biliyordu.
Dolayısıyla sen, kendine hangi manşetleri attırırsan attır, bil ki kimse kıymet vermiyor.
Hani hep vekil olmak istedin, (parti farketmez) hep yarım yamalak Türkçenle siyaset yapmak istedin de neyse ki parti merkezleri senin kadar ucuz düşünmedikleri için bu ayak oyunlarına itibar etmediler.
Madem o uyduruk fon sana göre bu kadar önemli, hani senin ifadenle neredeyse Erzurum’la özdeş…
O halde, şu fonun bugüne kadar bu şehirde kime ve ne kadar kredi verdiğini bir açıkla da herkes hakikatı öğrenmiş olsun!
Açıklayamazsın elbette ki, çünkü açıklarsan o uyduruk fon’unun kimlere çalıştığı ortaya çıkar.
Sağolsun, Ankara da sanki Kaf dağından kar bağışlarcasına, bu uyduruk adamın mücadelesini “zaferle” sonuçlandırdı!
Manşete bakar mısınız:
“Ankara geri adım attı, filan bey kazandı!
Tamamen yalan…
Çünkü, Ankara’nın zaten o uyduruk fonun varlığından bile haberi yoktu.
Her kıbleye secde eden bir hacıyatmaz var, hemen bu topa girdi ve “Ben Erzurum’a bu haksızlığın yapılmasını kabul edemem” dedi.
Oysa o adam; tam bir üçkağıtçı, fırıldak ve ileri derece dümbelek…
Ne Erzurum umurunda ne de Erzurum esnafı…
Sırf kendisi gibi fırıldak olan birine destek vermek için kesinlikle haberi bile olmadığı bir konuda anında demeç verdi!
Bu, düşük dereceli bir memurun yazışmasından ibaret palavradan bir işti zaten…
Haklarını inkar etmeyelim, iktidar mebusları da bu palavradan kendilerine paye çıkardı, sanki bir sorunu çözmüşler gibi kasıldılar!
Bu uyduruk fon’un Trabzon’a bağlanmak istemesi beyimizin zoruna gitmiş, oysa aynı zat değil mi ki Trabzon’da yalan yanlış faaliyetlerini sürmek için medyaya oluk oluk para aktaran…
Artık bu adam bu şehri rahatsız ediyor. Çünkü; bu şehrin üstüne çöreklenmiş bir kâbus gibi…
Erzurum er ya da geç nasılsa bu lavradan kurtulacak, ama birileri bu herife yeni seçime kadar artık dur demeli…
İşadamı kalmadı ya, elimizdeki son işadamları da zayi olmasın istiyorsak eğer, bu uyduruk fon işinin hesabı bu heriften sorulmalı…